Vefatının 3. yıldönümünde Erbakan hocamızın hizmet ve dava aşkını yâd edip, payımıza düşeni almaya çalıştık. Önceliklerimizin değişime uğradığı şu günlerde buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Özellikle gençler, yaşamın en kritik döneminde, özdeşim ihtiyacı duyar ve ilgilerini celbeden kişilerin söz ve hareketlerini taklit ederler. Çocuklarımız milli ve manevi önderlerimize yabancı kaldıklarından, İslami çizgiden uzak kimseleri model alıp onların yaşamlarını içselleştirebiliyorlar. Fakat camiamızda, birçok gencin, akranlarına karşın, Hz Peygamberi ve O’nun güzide Sahabesini, İslam’a hizmet etmiş önderleri, liderleri ve Erbakan hocamızı örnek alıp onların hayatlarını modellemeye çalıştıklarını görmekteyiz. Sayıca pek fazla olmasalar dahi nitelik bakımından bu çocukların geleceğe ışık tutabileceğine inananlardanım.

Erbakan hocamızın “önce ahlak ve maneviyat” söylemi gençlerimizi içine düştükleri gaflet uykusundan uyandıracak ve motive edecek güçlü bir dinamiktir. Bu gün Ahlak ve maneviyata sarılmak gençlerimiz için bir zırh olacaktır. Çünkü gençler, bütün yaşamlarını istila eden bir tehlike çemberinin içinden geçiyorlar. Bu çocukları kurtarabilmek için onları kendi değerlerimizle ve kendi dinamiklerimizle tanıştırmak zorundayız.

Yaşamının renklerini ahlak ve maneviyattan alan bir genç bu çemberi delerek diğerlerinden ayrılmaktadır. Bu genci değerlerinden ayıran özellikler şunlardır:

1- Kul hakkı yemez

2- Elindeki imkânlar ne olursa olsun, haksızlık yapmaz, rüşvet yemez, çalmaz talan etmez

3- Merhametlidir, insanlara şefkatle yaklaşır

4- Kendisine kurulan tuzakların farkındadır.

5- Namazlarını geçirmez, ona göre yaşamın merkezinde namaz vardır

6- Vakti boşa harcamaz, yaşamının en güzel yıllarını hayırlı işlerle geçirir

7- Hedefleri vardır çünkü insanlığa hizmet etmek için yola çıkmıştır.

8- İnsanların sorunlarını kendine mesele edinmekte ve çözüm için projeler üretmektedir.

9- Yönünü geleceğe dönmüştür ve insanlığı içinden düştüğü çukurdan kurtarabilmekten hedefler belirlemektedir.

10- Sorumluluk sahibidir, zira hiçbir zaman benmerkezci olmamıştır, biz duygu ile yaşamaktadır.