Muhterem

Müslümanlar!

Hepimiz Müslüman ız, elhamdülillah İslam dinine

mensubuz.

Din takip edilen yol demektir. Bizler İslam ın bize

çizdiği yolda, onun koyduğu esaslar doğrultusunda yaşamakla hak dine uymuş

olarak ona göre yaşıyoruz.

Dini üç noktada mütalaa ederiz:

*  Hakiki dinler.

* Muharref (tahrif edilmiş) dinler.

* Bâtıl dinler.

Hakiki dinler:

* Allah ın varlığını bildirir.

* Allah a kulluğu emreder.

* Kâinatın Allah (C.C.) tarafından yaratıldığını

bildirir.

** Bütün peygamberlere, semavi kitaplara inanmayı

emreder.

* Ahiret gününün varlığını hatırlatır.

* İnsanlar arasında kardeşlik vücuda getirir.

* Akla, hikmete uygun olur.

* İnsanların kurtuluşuna vesile olur.

İşte bütün bu vasıflara haiz din İslâm dır.

Muharref dinler, yani tahrif edilmiş, asliyeti kaybolmuş

dinlerdir. Yahudilik, Hıristiyanlık tahrif edilmiş dinlerdir. Asliyetleri

kaybolmuştur. Bugün Yahudi ve Hıristiyan olduklarını iddia edenler tevhit

akidesine değil, uydurulana inananlardır. Ehl-i kitap da değillerdir.

Bâtıl dinler dediğimiz de insanların uydurdukları bir

takım sahtekârlıklar içeren sapıklıklardır.

Muhterem Müslümanlar!

Allah indinde makbul olan din İslam dinidir. (Al-i İmran

Suresi, ayet: 19). Diğerlerinin makbuliyeti söz konusu değildir. Bu Kur an-ı

Kerim de mealen şöyle ifade edilir:

Kim İslam dan başka bir din ararsa (bilsin ki o din)

ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette zarara uğrayanlardan olacaktır. (Al-i

İmran Suresi, ayet: 85).

Muhterem Müslümanlar!

Makbul din bir mekteptir, insana kendisini buldurur,

içini-dışını, önünü-arkasını aydınlatır. Tükenmez saadete erdirir. Din insan

için en büyük hürriyet kaynağıdır. Bugün de insanlığın en büyük ümidi dindir.

Ancak dinin kendisinden beklenilen ümitleri gerçekleştirmesi için çok vasıflı,

çok güçlü mensuplara ihtiyaç vardır. Vasıfsız, cahil ve beceriksiz kimseler din

hizmeti yapamaz. Nitekim ortalığı hepimiz görüyoruz. İslam Türkiye mizin önünde

tek çıkar yoldur. Bu yolu kimler açacak, bu cihete yönelmekte kimler öncülük

edecek Bu cevaplanması gereken önemli bir sorudur. İslam ile Müslümanlar

arasında büyük bir seviye farkı vardır. İslam çok yücelerdedir, Müslümanlar

aşağıda kalmışlardır. Müslümanlar, İslam ın seviyesine çıkmak zorundadır. Bu da

ilimle, kültürle, sâlih amellerle, ahlâk ve faziletle olur. Bu özelliklere

hepimiz yönelmeliyiz. Günümüzde bütün imkânlara rağmen insanlar bunalım içinde

kıvranmaktadırlar. Sebep İslam la olan irtifa farkındandır. Müslüman ım

diyenlerin bile büyük ölçüde iman değerlerinden uzaklaşması ve Kur an ın hayat

kaynağı mesajına zıt yaşaması bunalımların ve doyumsuzlukların tek sebebidir.

İslam ı dikkate almayan toplumlarda huzursuzluğun bir türlü önüne geçilemiyor.

Çünkü uyuşturucu kullanımı, aile içi geçimsizlikler, intihar olayları, gasp ve

tecavüz olayları, alkol tüketimi, şiddet ve terör hadiseleri beden ve ruh

sağlıklarını bozmuştur. Allah tan uzak kalmanın cezasıdır bunlar. Huzur Allah

ile beraber olmaktadır (Ra d Suresi, ayet: 28).

Muhterem Müslümanlar!

Hak dini İslam dır. Bizler de bu dinin mensubu olduğumuzu

iddia ediyoruz. Eğer bir türlü huzur bulamıyorsak, Müslümanlar olarak olmamız

gereken yerde olamıyorsak bu dinimizden değil; bizim, dinden uzak

olduğumuzdandır. Din ile bağlarımızı sağlamlaştırdığımız gün hakiki Müslüman

olacak; ancak o gün huzurlu olacağız.