Çocuklarda ve gençlerde tutum ve davranış değişikliğine gitmek daha kolaydır. Orta yaşın üstündeki kişilerin yaşamlarıyla ilgili düşüncelerini ve inançlarını değiştirmek ise bundan çok daha zor bir iştir. Bu onların, zihnindeki şemaların kalıplaşması ve değişen zamana karşı iyice kemikleşmesinden kaynaklanmaktadır. Zira genç nesillerin yönü geleceğe dönüktür ve onlar bu özellikleri nedeniyle değişime açıktırlar. Oysa orta yaş ve üstündeki nesillerin yönü çoğunlukla arkadadır, onlar hep geçmişe öykünürler, örneklerini geçmişten verirler ve geçmişle gelecek arasında bir uzlaşma sağlayamazlar. İki kuşak arasındaki çatışmanın en büyük sebebi de bu iki farklı bakış açısıdır. Gençlere her daim nasihat ederek farkında olmadan tahakküm kuran büyüklerimiz kendi yaşantılarında küçük bir tenkiti daha kaldıramaz ve hemen tepki gösterirler. Ne yazık ki, büyüklerin bu katı tavrı hem genç nesiller üzerindeki etkilerini azaltıyor hem de yaşantıları ile ilgili değişimin önünü tıkıyor. Oysa değişimin ilk şartı kişinin hatasını kabul etmesi ve değişmeye karar vermesidir. Hatalarını kabul etme tenezzülünde bulunmayan bir kişinin gençlere sarf ettiği sözün tesiri yoktur.
KİŞİSEL GELİŞİM İMANLA GERÇEKLEŞİR
İlginçtir, çeşitli yöntem ve çaba ile hallerini değiştiremeyen insanlar, gerçek manada iman ettikleri takdirde, hayatlarını köklü bir değişime tabi tutuyor ve adeta dönüşüyorlar. İslam’la tanışmadan önce, adam öldüren, yol kesip hırsızlık yapan, insanlara ve çevreye zarar verenler, İslam’a tabi olduktan sonra merhametli sevecen, kendine ve toplumuna faydalı olabilen birer fert oluyorlar. Hiçbir uzman hiçbir eğitimcinin tesir edemediği bu insanlar toplumun hayırlı evlatları oluyor ve İslam’la tedavi oluyorlar. İman, vermeyen elleri cömert kılıyor sevmeyen gönülleri sevgi ile kuşatıyor ve kişi beşeriyetten insanlığa geçiş yapıyor.
İslam evrensel sevginin temel kaynağı ve ferdin insanlaşmasını sağlayan bir sistemdir. Şüphesiz eksik ve zaaflı olan insan Yaratıcısına yönelirken iman, inanç ve şuurla hareket eder ve teslimiyet gösterir. Teslimiyet, kişi için büyük bir güven kaynağıdır. Burada kişi kendi acziyetinin farkına varır ve Yaratıcısına sığınarak kendini güvende hisseder. Uzmanlar, psikomatik hastaların ekserisinde sevgi ve güven eksikliği tespiti yaparlar. İman bu eksikliği kökten kaldırarak kişiye umut veriyor. İman eden kişi, hayatını baştan sona değiştirerek, seven, sevilen güvenen ve inanan biri oluyor. Ve bu değişim onun yaşamındaki tüm belirsizlikleri ortadan kaldırıyor.