İçinde bulunduğumuz bugünü yaşıyoruz. Dün geçip gitmiş. Dönüp düne baktığımızda bugüne ne kalmış diye. Bugün içinde bulunduğumuz hâl ve ortam bizim için doyurucu mudur, yeterli midir Bugün daha iyi bir durumda olabilir miydik Bugünü yarına hazırlarken bugünü yeterince değerlendiriyor muyuz İçimizdeki aylaklık kurdunu bir kenara atıyor muyuz, aylaklığa kapılmadan yarına önemli bir adım olan eylemlerimiz, devinimlerimiz yeterli midir Yarın, geleceğimizdir.

Yarın, Allah ömür verirse yaşayacağımız gündür.

Yarın, sadece bizi bağlamaz, bizimle birlikte sorumluluk alanımızda olan her şey, her durum bizi ilgilendirir.

Yarın için bugün yapacaklarımız geleceğe temel atma çabasıdır. Temellendirilemeyen hiçbir yapı ayakta kalmaz.

Müslümanız. Biz sadece kendimizden sorumlu değiliz. Allahın bize sunduğu, bizim çabamızla, imkânlarımızla edindiklerimizle bizi sınıyor. Başıboş bir varlık değiliz. Atacağımız her adım, göstereceğimiz her çaba bize bir şeyler katar. Biz, dar bir alana sıkışır kalırsak bize verilmiş olanların hakkını teslim etmezsek sorumluluktan kurtulamayız.

Atacağım her adım geleceğe yolculuk. Atacağımız her adım bize fazlasıyla katar.

Yaşadığımız dünya karmaşık ve karışık. Ezilen insanlar, hor görülenler, sömürülenler, katledilenler, çaresizler bizim sorumluluk alanımızda. Mutlaka katkı sağlayacağımız bir gücümüz var. Bunu gücümüz oranında değerlendirirsek görevimizi kısmen de olsa yerine getirmiş oluruz.

Müslümanız, biz kendimizden, çevremizden, insandan, doğadan ve bütün yaratıklardan sorumluyuz. Onlara karşı bize düşeni yerine getirmek zorundayız. Sorumluluklarımızı yerine getiremez isek çok şey eksik kalır. Bir başımıza kalsak bile yapacaklarımız mutlaka vardır.

Yılgınlık, yenilgi, yorgunluk bize göre değil. Her an kendimizi yenileyebilir ve yarına daha sağlıklı ve daha zinde bir yolculuk yapabiliriz.

Geçmişe bakıp övünmek oyalanmaktan başka bir şey değil. Geçmiş yaşanmış ve denenmiş bir durum. Onu yeniden yaşamanın ve onun hayaliyle oyalanmanın zamanı değil.

Devrimci bir ruh bizi anarşist yapmaz. Bugünün kötülüklerini ortadan kaldırmak, ona karşı direnmek, putlaşmış kalıpları yıkmak bir devrim. Bu devrimler bizi geleceğe sağlıklı götürür. Boş gözlerle geçmişi hayal etmek ne kazandırır Yaşanmış olan bir deneyimdir, o deneyimin sonuçları başarılı ya da başarısız ortada. Onların üzerinde tembelliklerimizle oyalanmak bize ne kazandırır. Müslümanın temel ilkeleri var. Bunlar belli deyimlerle hayatımızda yer alıyor. "Bugün Allah için ne yaptın " diye sorulan bir sorumuz var. "İki günü eşit olan ziyandadır" kutlu sözü var. Böyle olunca dün ile bugünümüz arasında aynı ritmik ve tembel yürüyüşte isek bizim Müslümanlığımız sorgulanmaz mı

Bugün şaşaalı bir hayat karşısında apışıp kalmak bize yaraşmaz. Bu, bir yenilgi belirtisidir. Adımlarımızı hızlandırırsak yol kat ederiz. Geçmiş ile övünmek kendimizi küçük görmekten başka bir şey değil. Geçmişten daha özgün daha başarılı bir geleceğe yolculuk bizi daha anlamlı kılmaz mı

Ruhumuzu kemiren ve bizi edilgin kılan her hâl bizi tüketir. Bir Müslüman hayattaki etkin varlığıyla daha güçlüdür. Geçmişe takılıp kalan sağcılık ruhu üzerimize çörekleneli beri yerimizde sayıyoruz. Dünyanın hızlı değişimini kendimize dönüştürmekten başka bir seçeneğimiz yok. İnsanlığın katledildiği, soykırımın yaşandığı şu dünyada bunları durdurmanın yol ve yöntemleri var. Bunu, Müslümanlar ancak etkin ve devinimli olurlarsa başarabilirler. Durağanlık tembellik, tembellik ise körlüktür.

Bir Müslüman olarak her an yenilenebilme imkâna sahibiz. Günde beş kez Allahın huzurunda duran Müslüman kendisini yeniliyor. Abdestle yenileniyor, okuduğu ayetlerle yenileniyor, secdeye vararak yenileniyor.

Biz yolcuyuz, yol yürünerek kat edilebilinir. Durursak yol bize işkence olur. Yürürsek yol bize aşk katar. Biz geleceğin yolcularıyız, bugün kaldığımız yerde durarak değil, gözlerimiz ufka ve geleceğe yönelterek...