Yüreklerimiz yanıyor, yüreklerimiz dağlanıyor… Katil İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda şehit sayımız 54 bini, yaralı sayamız ise 126 bini aştı. 2 Mart’tan bu yana sınır kapılarının tamamen kapalı olduğu Gazze’de Filistinliler açlık, yokluk ve sefalet içinde yaşıyorlar.
Kara gözlü çocuklar açlıktan ölüyor. Kara gözlü çocuklar, insanlık vicdanını gözyaşı ülkesine davet ediyor. Açlıktan kırılan Filistin halkına güya yardım için kurulan ABD-İsrail güdümlü Gazze Yardım Vakfı’nın yardım dağıtımları ise tam anlamıyla bir fiyaskoya dönüşmüş durumda. Yardım almaya gelen insanların üzerine ateş açılması sonucu 102 Filistinli şehit edildi, 400’e yakın Filistinli de yaralandı. Katillerin saldırılarında Filistinli bir kadın doktor, 10 çocuğundan 9’unu şehit verdi. Barbarlar dur durak bilmiyor….
Her gün art arda yapılan saldırılarda şehit sayılarımız da yaralı sayılarımız da yükseliyor. Gazze kasabı Netenyahu, Siyonist kuklası ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye çökme vizyonuna uygun olarak Filistinlileri güneye toplama kamplarına sürmek, burada onlara hayatta kalabilecekleri kadar insani yardım verileceğini söylediği bir planı açık etmiş durumda. Bu hainin hangi sözüne güvenilir? Hep söylemekteyiz… Yaşananlar aslında Büyük Ortadoğu Projesinin bir başka versiyonu olan Büyük İsrail Projesinden başka bir şey değil. 11 Eylül terörist saldırılarının ardından Baba Bush, “Artık topyekün bir Haçlı savaşı başlatıyoruz” beyanatı vermiş, ardından Ortadoğu üzerinde masa başı oyunları başlatılarak, ilk adımda, “Diktatör Saddam” nidalarıyla Irak topraklarının işgali gerçekleştirilmişti.“Saddam’ın elinde kimyasal silahlar var” yalanının üzerine kurgulanan bir bu savaşta ABD Irak’ı baştan sona işgal etti. Oysa bu kuyruklu bir yalandan ibaretti. Çünkü, Saddam’ın elinde kimyasal silah yoktu. Küresel medya güçleri, bir yalan üzerine kurguladıkları zihinsel dönüşüm harekatıyla, insanlığın beynini iğdiş etmiş, işgale hazırlamış ve Irak topraklarındaki kan, gözyaşı ve işgal harekatını arkalamışlardı. Aslında yapılanlar, Ortadoğu’nun şımarık ve terörist Siyonist çocuğu İsrail’e bir güvenlik şemsiyesi oluşturmaktan başka bir şey değildi.
İsrail, o günlerce Gazze’de Filistinlilerin üzerine bombalar ve kimyasal silahlar yağdırdı. Maalesef, Birleşmiş Milletler de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de yaşanan bu soykırım ve gözyaşı harekatına sesini bile çıkarmadı. Üstelik yapılanlar, “İsrail’in kendini koruma hakkı vardır. İsrail davasında haklıdır” sözleriyle arkalanarak, Siyonistlere kucak açıldı, yaptıkları hoş görüldü. Bugün yapılanlar da o dönemde Gazze’nin üzerine yağdırılan acı, gözyaşı, katliam ve soykırımdan başka bir şey değil.
Kundaktaki bebekleri bile katletmekten çekinmeyen, genç-yaşlı-ihtiyar-hamile kadın demeden Gazze’deki Filistinlilerin üzerine şehadet yağdıran insanlıktan nasibini almamış Siyonist İsrail’e dünyada dur diyebilecek bir güç maalesef yok!
Sadece konuşuyoruz, kınıyoruz, lanetliyoruz… Sokaklarda cılız gösteriler yapıyoruz…
Dünyanın büyük ülkeleri, Birleşmiş Milletler Yetkilileri, Gazze’de yaşanan soykırım, sınır kapılarının kapalı olması, bölgenin abluka altında bulunması; insanların açlık, kıtlık, yoksullukla mücadele etmesi, çocukların ölüm riskiyle karşı karşıya olması dolayısıyla açıklamalar yapıyor. Arkasına batılı güçleri ve kuklası ABD’yi alan barbar İsrail’in umurunda mı? Katliamları, soykırımları daha da üst perdeden sürdürüyorlar. Barbar İsrail, Batı Şeria’yı ziyaret eden yabancı diplomatların üzerine bile gerçek mermilerle ateş açıyor. İstiyorlar ki; işgal politikalarını yabancı misyonlar dünyaya duyurmasın. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, AK Parti’nin kurmayları da Gazze soykırımlarını sadece lanetlemekle, kınamakla meşguller… Gazzeli kara çocuklar açlıktan ölürken, hastanelerde bir deri bir kemik ölümü beklerken nutuk maalesef karın doyurmuyor. Ne demişti Cennetmekan Erbakan Hocamız, “İsrail sadece güçten anlar”… Bu haddini bilmezle gerçek bir Osmanlı Şamarı vurma zamanı gelip geçmektedir. Bizler de Siyonistlerin can damarı olan ürünlerine boykotu bile beceremiyoruz. Hala onların ürünlerine milyarlar saçarak Gazzeli çocukların üzerine bomba yağdırılmasının önünü açıyoruz. Sosyal medyayı aktif kullananlar, barbar İsrail’in bu üst perdeden katliamlarına, öylesine kınama mesajları yayınlayarak olan bitene karşı üzerlerine düşeni yaptıklarını zannediyorlar. İki cihan serveri Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), “Bir kötülük gördüğünüzde, elinizle düzeltin, dilinizle düzeltin. Eğer bunları yapamıyorsanız, kalbinizle buğzedin. Kalp ile buğzetmek ise imanın en zayıf derecesidir” buyuruyor. Maalesef, İsrail terörüne kalbimizle buğzetmekten başka bir şey yapmıyoruz. Oysa, cennetmekan Erbakan hocamızın İslam ülkelerinin birliği ve dirliği adına kurduğu D-8’ler daha aktif olmuş olsaydı, İsrail böylesine pervasız davranabilir miydi? İslam ülkeleri kendi aralarındaki birlik ve dirliği D-8 idealiyle kavuşturabilmiş olsaydı, barbar İsrail, bu soykırımlarına devam edebilir miydi?