Bu gün sabah namazınızı kıldınız.

Daha haberleri dinlemeden, gazeteleri okumadan, sabah namazını camide kıldınız ve gözünüz ilk önce alnı secdeli Müslümanları gördü.

Sabah namazının sünnetine başlarken tekbir getirdiniz ve “Allahü Ekber/En büyük Allah’tır” diyerek ellerinizi bağladınız.

Huzurunda el bağlanacak hiçbir kişi yoktur, yalnız Allah vardır mesajını halinizle verdiniz.

Fatiha Suresi’ni okurken “İyyake na’büdü/Ancak sana kulluk yaparız” dediniz ve kula kul olmamak için kendinizi hazırlamış oldunuz.

Fil Suresi’ni okumuşsanız yani halkın diliyle Elemtera Suresi’ni okumuşsanız günümüz olaylarına karşı metanetinizi, cesaretinizi tazelediniz ve umudunuzu kuvvetlendirdiniz.

Hazreti Âdem’in yaptığı, Hazreti İbrahim’in yeniden inşa ettiği Kâbe’yi yıkmak için gelen altmış bin kişilik Ebrehe ordusuna karşı direnecek kimsenin olmadığı bir yılda, Kâbe’nin sahipsiz olduğu bir zamanda Allah, o “Emin beldeyi” korumuş.

O saldırı sırasında Mekke’de 12 bin kişinin yaşadığını yazar tarihçiler.

Peygamber Efendimizin doğduğu yıldır o saldırı yılı.

Halkın çoğunluğu atalarının izinden gidiyor, atalarının kurallarına göre hareket ediyor, o atalarından Lat, Menat, Uzza gibi bazılarının heykelini yapmışlar, tapınma ihtiyacını onların koyduğu kurallara uyarak karşılıyorlar.

Korunmaya değmezler ama Kâbe orada ve kıyamete kadar “âlemlere rahmet olarak” gönderilecek peygamber yeni doğmuştur.

Rabbimizin ezeli bilgisinde olan ve gelecek dinin ön hazırlığı yapılıyor.

Bu günün tankları yerine geçen fillerle gelmiş komutan Ebrehe.

Hiçbir savunmayla karşılaşmamış ama fillere karşı Ebabiller çıkmış ve altmış binlik ordunun leşini yere serivermişler.

Mekke kirlenmesin diye birden öldürmemiş atılan taşlar. Tenlerinde onulmaz yaralar açılmış, gökyüzünden taş yağdığını gördüklerinde, tenlerinde yaralar açıldığını anlayınca Yemen’e ulaşmak için hemen yola koyulmuşlar ve yolda yok olup gitmişler.

Saldırı zamanında Mekke’nin bağrında Sevgili Peygamberimiz anasının kucağında yaşıyordu.

Şu anda milyarlarca Müslümanın en mahrem gönlünde, kalbinde, yüreğinde iman halinde yaşıyor.

Fil Suresi’ndeki yardım neden günümüzde yok denebilir.

Nasıl yok

Dokuz haçlı seferi Müslümanların zaferiyle sonuçlanmış.

O saldırılar, İslam’ın Batı’ya girmesine sebep olmuş.

Şimdi onuncu haçlı seferini başlatmışlar ama kendi ülkeleri Müslümanların eline geçmeye başlamış.

22.01.2005 tarihli gazetelerin haberine göre Avusturya’da Eurovision şarkı yarışmasında ön elemeleri geçen Alf Poier’in şarkı sözlerinde:

“İyi eski Avrupa ölüyor

İyi eski Avrupa ölmüş

Muhammed’in Müezzinleri Vatikan’da ezan okuyacak” diyormuş.

Söyleyene bakmayın siz, söyleteni iyi dinleyin.

Azlığınıza ve ekonomik yönden zayıflığınıza aldanmayın.

Malın çokluğu kişiye ağırlık yapar, hareket kabiliyetini azaltır.

Eski mücahitlerin müteahhit olduktan sonra hareketsiz kalıp kokuşmaya başladığından anlayıverin ekonomik gücün ne zararlar verdiğini.

Hazreti Ömer zamanında  Kadisiye’de Pers İmparatorluğu’nun zulmüne son veren ashab-ı kiramın ekonomik gücü, imparatorluğun gücünün milyonda biri değildi.

Elli gramlık yoğurt, kendinden iki bin kat fazla olan yüz kiloluk sütü bir gecede yoğurda çeviriverir.

Azlık önemli değil, etkinlik önemli.

Rabbimiz buyurur: “Nice az topluluklar Allah’ın izniyle çok top-luluklara galip gelmiştir. Allah sab¬redenlerle be¬raberdir” (Bakara Suresi, ayet: 249).