Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim hesap gününün hâkimi,

Allah (c.c) a hamd ederim. Salât ve selâm, peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa

(s.a.v) ya, âline ve sahabelerine olsun.

Şiddetli sarsıntılar, arka arkaya gelen sarsıntılar,

sarsıldıkça sarsılır her şey, can havliyle kaçışan insanlar, yıkılan binalar ve

hayaller. Her şeyin anlamını yitirdiği andır, o anlar. Unutulmuş olan

hatırlanır. Yalvarışlar, yakarışlar, sağa sola savrulmalar, atılan çığlıklar.

Kimi o gün, eşini, evladını, geleceğini, servetini, makam koltuğunu, kariyerini

kaybetmiştir. Yalan olmuştur, gerçek sayılan eğlencelik şeyler. Rabbimiz uyarıyor.

HAC 1: Ey insanlar, Rabbinizden korkun. Doğrusu kıyamet saatinin sarsıntısı

büyük bir şeydir. İnsanlara sesleniyor yaratan, yaşatan, yöneten, hak ve

adalet ölçüsü koyan Allah. Allah tan korkun, emir ve yasaklarına uyun, batıl

yollara sapmayın, İslam dan ayrılmayın, dünyanızı değil ahiretinizi düşünün

diyor Allah. Kıyamet saatinin sarsıntısının büyük bir şey olduğunu haber

veriyor Allah.

Yer, dümdüz olduğunda, toprak ağırlıklarını dışarı

fırlatacak ve hiçbir şeyin kıymeti kalmayacaktır. Yer, ölü insanları da dışarı

atacak, insanın dünyada iken işlediği ve kendisine şehadet edecek olan fiiller

ve sözlerinde hepsini dışarıya atacaktır.

Yeraltındaki madenler, gazlar, yanar durumda olan lavlar

da dışarı fırlayacaktır.

Bu depremde insan: ne oluyor buna dediği zaman

olacaktır.

Yeryüzünde rahat ve sakin bir hayat yaşarken, ansızın

gelen bu depremde insan, dağların yerinden oynadığını, denizlerin patladığını,

yerlerin bir başka yerle, göklerin, bir başka gökle değiştiğini gördüğü anda

şaşkın bakışların sahibi olur.

O gün inkârcılar: YASİN 52: Vah bize, bizi yattığımız

yerden kim kaldırdı diyecekler. Müminler ise, İşte Rahman ın vadettiği şey

budur. Peygamberler gerçekte doğru söylemiş. diyeceklerdir.

Ogün yeryüzünün haberlerini duymayan kalmayacaktır.

O gün her insana İSRA 17: Hayatta yaptıklarını oku.

Hesabın için bu sana yeter denilecektir.

Yer bütün haberlerini ortaya döktüğünde, o gün insanların

amelleri kendilerine gösterilecektir.

Müminlerin bu günden Allah a sığınmaları gereklidir.

Yapılan iyilik ve kötülükler küçümsenemez.

Felaketler, ayak seslerini duymayanlara geliyorum demez.

Faiz ile zina bir köyde görülürse, o köyün sakinleri,

Allah ın azabını kendilerine helal kılmış olurlar. (Hâkim)

Allah ın azabından emin olmak büyük bir felakettir.

Azap

İktidar sahibi bir kimse tarafından yapılan işkence, eza,

cefa; beden ve ruha tesir eden eziyettir.

Allah ın günahkârlara dünya veya ahirette vereceği ceza,

sıkıntı ve eziyet demektir.

Azap dünyevi ve uhrevi olur

1. Dünyada azap. Allah eski devirlerde İslam dan

uzaklaşan kavimleri helâk etmiş, onları dünyada cezalandırarak sonraki

nesillere ibret yapmıştır. Nuh (a.s) ın kavmini, Ad ve Semud kavmini, Nemrud u

ve Firavun u, Lut kavmini isyan ve haddi aşmalarından dolayı helak etmiştir.

Allah her şey kadirdir.

2. Ahirette azap: Ahiret azabı kabir azabıyla başlar.

Kabir hayatı, ölüm ile yeniden diriliş arasında geçen zamandır. Kabir, ölen

için ameline göre ya cehennem çukurlarından bir çukur, ya da cennet

bahçelerinden bir bahçedir. İnkârcılar, müşrikler, münafıklar, fasıklar ve

facirler için bir azap yeridir. Peygamberimizin şu duası önemlidir: Rabbim,

kabir azabından, hayatin belasından, ölümün şiddetinden, deccalın fitnesinden

sana sığınırım Bu duayı hepimizin yapması gerekir.

İslâm da azap ilahi adaletin gerçekleştirilmesi içindir.

Dünya hayatında uygulanan ceza ve azaplar hukuki müeyyidelerdir. Bu da toplum

içinde işlenebilecek kötülük ve suçların önlenmesi ve diğer insanlara bir ibret

teşkil etmesi içindir. Ahiret azabı mümin insanlar için geçicidir. Bu geçici

azabın sonunda Allah ın bir lütfu olarak Cennet nimeti verilecektir.

Allah ın bütün emir ve yasaklarının hak olduğuna iman

edenler, hakkın hâkim batılın zail olması için cihad ederler.

Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Kur an ve Sünnete

sırt çevirip ahkamının uygulanamayacağını söyleyen veya böyle inananların

düşüncesini paylaşan insanlar, inkarda olacakları için, ebedi azaba

çarptırılacaklardır.

Şeytan

Allah ın ve inananların en büyük düşmanıdır. Kötülükleri

emreder, iyilikleri yasaklar ve insanları Allah ın yolundan uzaklaştırmak için

çalışır.

Şeytan, Allah ın huzurundan kovulmuş, lânetini kazanmış

olandır.

BAKARA 168-169: Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helâl

şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o sizin için apaçık bir

düşmandır. Muhakkak size kötülüğü, hayâsızlığı, Allah a karşı da bilmediğiniz

şeyi söylemenizi emreder.

İnsanı şeytanın yandaşı yapan nefsi hastalıklar,

zayıflık, ümitsizlik, emelsizlik, şımarıklık, aşırı sevinç, kendini

beğenmişlik, yersiz övünme, zulüm, azgınlık, inkâr, nankörlük, acelecilik,

başıboşluk, serserilik, cimrilik, açgözlük, hırs, münakaşa, gösteriş, şüphe,

kararsızlık, cehalet, gaflet, düşmanlıkta katılık, aldatma, yalan iddia,

sabırsızlık, şikâyet ve yakınma, infak etmeme, isyankârlık, inatçılık,

tahakküm, haddi aşma, mala düşkünlük ve dünyaya dört elle sarılmaktır.

İnsan şeytandan ve yandaşlarından kurtulmak istiyorsa,

bununu tek yolu Allah ın emir ve yasaklarına sarılmaktır veeselam.