Bu kural bozulmalı!

Bir tarafta, “Yazı da gelse, tura da gelse kazanacak aynı kişi” diyenler bulunuyor. Karşı tarafta ise, “Böyle bir şey olamaz yazı gelince yazı diyenler tura gelince tura diyeler kazanmalı” diyenler var. “Yazı da gelse tura da gelse Tayyip Bey kazanacak” diyenlerin başını Bülent Arınç ve O’nun gibi düşünenler çekiyor.

“Böyle bir şey olamaz” diyenlerin başındaysa Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve arkadaşları bulunuyor. Seçimler bu iki görüşün mücadelesi halinde geçeceğe benziyor.

Evet, Temel Karamollaoğlu çıkışları ve söylemleri ile dikkat çeken bir siyasetçi olarak karşımızda. MHP lideri Bahçeli bile O’nun en popüler siyasetçi olduğunu ifade ediyor. Peki, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu bir anda böyle popüler hale getiren sebep ne?

Elbette en belirgin sebep Temel Karamollaoğlu’nun sıkı bir Milli Görüşçü olması ve söylemlerinde bunu hissettirmesi. İnançlı ve azimli bir lider!

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu rahmetli Erbakan Hocamızın, “Hayat iman ve cihattır” sözünden yola çıkarak mücadelesini devam ettiren bir lider. Samimiyeti de önemli artılarından biri! Bülent Arınç gibi işin kolayına kaçıp, “Yazı da gelse tura da gelse kazanacak aynı kişi” demiyor. Geçmişte yaşanan kimi olaylar Arınç’ın bu tespitini doğrular gibi görünse de Karamollaoğlu ve arkadaşları bu emr-i vakiye boyun eğme yerine bu kuralın bozulması için kolları sıvamış durumdalar. Uzun bir süredir ülkemizde, “Yazı da gelse tura da gelse kazanan değişmiyor” ama bu sağlıklı bir gelişme değil! Değişmesi daha doğrusu değiştirilmesi gereken bir durum söz konusu! Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu söylemleri ile bu hale karşı durduğu için dikkatleri üzerine çekiyor.

Bülent Arınç’ın dediği gibi “yazı da gelse tura da gelse kazanan değişmeyecekse” seçim yapmaya ne gerek var ki?

Tamam, uzun bir süredir bu hale benzer gelişmeler yaşanıyor. Ama bu hâl devam edip gitmemeli. Siyasetçiler hele hele tecrübeli siyasetçiler(!) bu durumu kabullenmemeliler. İçlerine sindirmemeliler. İtiraz etmeliler. Seslerini yükseltmeliler. Yani Bülent Arınç gibi değil Temel Karamollaoğlu gibi davranmalılar.