Çok farklı olaylar yaşıyoruz!
Oldukça ilginç günlerden geçiyoruz!
Barış süreci kapsamında komisyon üyelerinin İmralı’ya gidip gitmemesiyle ilgili tartışmalar yaşanıyor!
Oylama öncesinde kimsenin rızası yok gibi bir hava esiyordu.
Oylama sonrasında ise hayretle görülüyor ki herkes razı!
Oylama öncesinde kiminle görüşseniz olumsuz şeyler duyuyordunuz.
Oylama sonrasında ise cümle âlem halinden pek memnun görünüyor.
Sanki her şey yolunda ve herkes olaya çok olumlu bakıyor!
24 saatte insanın fikri bu kadar değişiklik gösterir mi?
Belli ki yaşanan bu birbirinden oldukça farklı olayları kotaran biri ya da birileri var!
Adına ister üst akıl deyin ister üst irade!
O devreye girdiği zaman dün birbirlerine sövenler bugün hemen birbirlerine methiyeler düzmeye başlıyorlar.
Dün bebek katili olarak tanımlananlar bugün artık kurucu önder diye anılıyor.
Yetmiyor barışın mimarı(!) olarak gösteriliyor!
Sabıka kayıtlarında binlerce kişinin ölümü ile ilgili notlar bulunanlar bir anda demokrasi kahramanı haline geliveriyorlar.
Yani ortada doğal bir durum yok!
Sunî bir gelişme var!
Yaşanan olaylar normal değil anormal!
Belki de hormonlu bir gelişme demek daha doğru!
İnsanların bu kadar kolay fikir değiştirmelerini doğal ya da normal bir gelişme olarak kabul etmek elbette mümkün değil!
Bu tür fikri değişiklikler kendiliğinden değil ancak dışardan birilerinin müdahalesi ile yaşanabilir.
Dün dediklerinin bugün tam tersini makul ve mantıklı bir kafa nasıl dile getirebilir?
Bu tür söylem değişiklikleri sanırız ancak kuklacıların emriyle gerçekleştirilebilir.
Evet, günümüzde çok farklı olaylar yaşanıyor.
Ve çok ilginç günlerden geçiyoruz.
Ancak yaşanan olayların doğal gelişmeler olduğunu söylemek kolay değil!
Elbette barış herkes tarafından istenir.
Ama barış sağlıyoruz derken tüm değerler altüst edilmemelidir.
Olayları yakından takip edenler yaşanan gelişmelerde hiçbir tarafın tam anlamıyla memnun olmadıklarının da farkındalar.
Zira kimse kukla konumunda olmayı içine sindiremiyor.