Geçen hafta içinde Kocaeli Kandıra İlçesi Saadet Partisi’nin davetlisi idik. Başkan Muhterem Ünal Kızılağıl ve çalışma arkadaşlarının isteği ile “Sarıkamış faciası ve günümüze etkilerini” konu alan bir sohbet yaptık.

Ünal Bey, bu vesile ile bize bir açıklamada bulunarak o konuda seslerini kamuoyuna duyurmamızı istedi. Kocaeli’nin AKP’li büyükşehir belediyesinin, Kandıra halkını adeta yok sayarak “Yerleşim yerlerinin ortasına sayılabilecek bir noktasına tüm Kocaeli’nin çöplerini döküp dönüştürme ve depolama tesisleri” kurarak Kandıra’nın güzelliklerini yok etmeye niyetlendiğini anlattı. Bize anlattığı bu çok önemli olayı aynıyla köşemize taşıyoruz:

***

Biz Kandıra’yız.

Kocaeli ilinin ilçesiyiz.

Herkes gibi sağlıklı yaşamayı hak eden halkımız var. Eski tarihlere dayanan, antik eserleri, tabiat güzellikleri, tatilcilerin görmeyi arzuladığı, verimli, yeşil, mekânları ile cennetten bir köşe sayılabilen, ormanı ve yeşili, havası ve oksijeni bol bir coğrafyamızla Türkiye’nin müstesna bir bölgesindeyiz.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, bu güzelliklerimize adeta kıymayı göze almış gibi bu güzelliklerin en kritik ve kapısı sayılabilecek bir konuma, bir çöp tesisi yapmaya karar vermiş, bunun için harıl harıl çalışmaktadır.

Bu tesise de, “Doğu Bölgesi Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi” adını vermişler.

İçinde tüm Kocaeli ilinin ayrıştırılmamış atıklarının getirilip döküleceği, mekanik ayırma işlemlerinin yapılacağı, geri dönüştürülemeyen atıklardan yakıt elde etme tesislerinin bulunacağı, dönüştürülmesi mümkün olmayan atıkların ise kalıcı olarak depolanacağı gibi devasa geniş hacimli ve çeşitli işlemlerin yapılacağı bir çöplükten bahsediyoruz.

Bütün bu işlemlerin uzmanlarını bir araya toplasak, bu Kandıra coğrafyasını onlara fiilen göstererek tanıtsak ve sorsak: “Bu kadar devasa geniş tesisi bu coğrafyanın neresine kurmamalıyız?” İnanıyoruz ki, Büyükşehir Belediyesi’nin ısrarla ve inatla kurmayı istediği bu noktayı işaret ederek “Sakın buraya kurmayın” diye cevaplarlardı.

Neden:

Yaklaşık 600 dönümü kapsayan çöplük tesislerinin kurulması için ısrar edilen bu bölge; en yakını 100 metre mesafede olan ve hayvancılıkla, tarımla uğraşan en az 10 mahallenin ortasındadır. İçinde 1.500 kader kurbanının yaşadığı, bunların hizmetinde olanların, bunların ailelerinin en az 3.000 kişinin ikamet ettiği ceza ve infaz kurumuna sadece 800 metre uzaklıktadır. Bu kadar nüfus kirletilmemiş sağlıklı çevreden ve haşerattan arınmış havadan faydalanıp kokusuz olarak oksijen ihtiyaçlarını gidermektedirler.

Bölgenin su ihtiyacını karşılamak üzere kurulu bulunan 2 adet gölet, bu tesisin olumsuz etkilerine maruz kalacak kadar yakındır.

İlçemiz coğrafyasına hayat veren ve Sarısu’dan denize dökülen çayı besleyen kollarından biri bu tesislerin kurulacağı yere 200 metre mesafeden geçmektedir. Bu çayın suyunun kirlendiğini düşünün ve doğacak zararları hesaplayın, “Kandıra’ya kıymayın” sözünü neden söylediğimizi anlarsınız. Burası ayrıca orman bölgesidir. Orman ise bir halkın geleceğidir. Gözünün içi gibi bakılması gereken bir servettir.

Bölgenin yeraltı su kaynaklarının kirletilme tehlikesine karşı tedbir almak asla mümkün değildir. Çünkü burada devamlı çöp depolanması söz konusudur, dağlar gibi çöp birikecektir.

Belediye yetkilileri devamlı denetlemekten, suyu ve toprağı devamlı analiz etmekten, aralıksız ölçüm yaparak tedbir almaktan söz ediyorlar. Diyelim ki doğru söylüyorlar. Günün birinde diyelim ki bu tesisin zararlarını, havayı, toprağı ve suyu tahlil ettiklerinde zarar vermeye başladığını tespit ettiler, ki mutlaka bu olacaktır.

Ne tedbir alacaklar? Tesisin faaliyetlerini mi durduracaklar? İyi ya işte bu tesisi şimdiden buraya yapmayın ve bu olması kesin olan muazzam zararı şimdi önleyin.

Efendim “Nakliye maliyetlerini hesaplarsak, burası bize en hesaplı yerdir” diyen yetkililere deriz ki, belediyenizin sebep olduğu şu israf kalemlerini ortadan kaldırın, gösteriş harcamalarını durdurun ve inanın ki çöpünüzü 1.000 kilometre uzağa taşımak isteseniz bile yeterli kaynağı oluşturmanız mümkün olur.

Sonuç olarak diyoruz ki:

İnatlaşmayı bırakın, Kandıra’ya kıymayın, halkımızı da yok saymayın!..

***

ÇEVRE KONUSU

Artık basmalı alarm ziline,

Çevrenin ana ruhu sudur!

Şu kural herkesçe biline;

Temiz çevre ahlak konusudur…

Ekrem Şama

...