31 Mart hezimetinden sonra arayış içine giren AKP’liler henüz bir çözüm yolu bulabilmiş değiller.
İçlerinden bir kısmı “yeni bir şeyler söylememiz gerek” diye düşünüyor!
Ve yeni bir şeyler söyleyemezlerse çöküşün kaçınılmaz olacağını iddia ediyorlar.
AKP’nin gerçek sorununun bu olmadığını düşünenler de bulunuyor.
Onlar gerçek sorunun “söylemleri ile eylemleri arasındaki tutarsızlık” olduğuna dikkat çekiyorlar.
Söylemler ile eylemler arasında tutarsızlık olduğu sürece istenildiği kadar yeni söylemler bulunsun bir işe yaramayacağı ileri sürülüyor.
Mesela sürekli enflasyonu düşürmekten söz ederken, enflasyonun devamlı yükseliyor olması önemli bir çelişki olarak gösteriliyor.
Ve bu tutarsızlığın önemli bir zaaf olarak ortaya çıktığı ifade ediliyor.
Yeni söylem arayışlarının AKP’nin içinde bulunduğu sorunları tam olarak anlayamamaktan kaynaklandığı da bir başka gerçek!
Bugüne kadar hep yeni söylemler ile yetinildi!
Bir gün sahip çıkılan söylemler ertesi gün yerin dibine batırıldı ama hiçbir zaman arzulanan hedef yakalanamadı.
Bir gün ak derken öteki gün kara demekte sakınca görülmedi!
Bu tutarsızlık AKP’den kopuşları hızlandırdı.
AKP’ye destek veren kitleler karşı karşıya kaldıkları tutarsız politikaları savunamaz hale düştüler.
Tutarsızlığı savunmak mümkün olmayınca AKP ile aralarına mesafe koymayı tercih ettiler.
Bu nedenle AKP’lilerin yeni söylem arayışı içine girmek yerine tutarlı söylem arayışı içine girmelerinin gerektiğini söyleyenlere hak veriyoruz.
AKP’liler yeniden seçmenleri ile buluşmak istiyorlarsa önce yaşadıkları sorunu doğru tespit etmeleri gerekir.
Yani sağlıklı bir tedavi için doğru teşhis şarttır.
Doğru teşhis olmadan başvurulacak hiçbir çözüm yolu AKP’nin içinde bulunduğu sorunları aşmasına yardımcı olmayacaktır.
Yeni söylem ya da yeni isim gibi sunî çözümler yerine gerçek çözümler aranmasında fayda vardır.
Yoksa akıntıya kürek çekmekten başka bir şey yapılmış olmaz.