Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin aylar, yıllar süren yapıcı öneriler ve talepler karşısında nihayet beklenen açıklamayı yaptı; "Zorunlu eğitim süresinin kısaltılması yolunda kamuoyunda bir beklenti oluştu. Hükümetimiz bu konuda bir karar verecektir..."

Bakan Tekin'in şu cümleleri önemli;

* "Biz şimdi öyle bir karar almak durumundayız ki bir, Türkiye uluslararası göstergelerin altına düşmemeli."

* "İki, kamuoyunda bize bu konuda yönelen eleştirileri ortadan kaldırabilecek iyileştirmeler yapmak durumundayız."

* "Üçüncüsü de 2011 öncesindeki antidemokratik uygulamalara zemin hazırlayacak yeni bir adım atmamak durumundayız."

* "Dolayısıyla bu parametreler ışığında 12 yıllık zorunlu eğitimin tartışılmasını arzu etmiştik, yıl içinde tartışmaları yapıldı, çok farklı kesimler tartıştı. Aşırı ideolojik yaklaşanlar ve niyet okuma mantığıyla bizi eleştirenler hariç tutulduğunda, büyük oranda 12 yıllık zorunlu eğitimin süresinin azaltılmasının doğru olacağına yönelik bir kamuoyu oluştu. Yasa yapıcılara öneride bulunmadan önce biz hükümet olarak, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi olarak bir karar almak durumundayız. O kararımızı aldığımızda kamuoyu ile paylaşırız."

***

Elbette...

Neticede bu önemli karar sadece Millî Eğitim Bakanlığı uhdesinde alınmıyor, alınamıyor.

Konu çok ayaklı...

Ama neticede tüm paydaşların görüş ve düşüncelerinin toplanacağı ve karar verileceği merci Külliye!

Yürütmenin başındaki isim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vereceği karara bağlı, öncelikle.

***

Evet... 4+4+4... 12 yıl zorunlu eğitim...

İlk 5 yıldan sonra zorunlu eğitim kaldırılmalı...

Kanaatim zorunlu eğitim 5 yılla, ilkokulla sınırlı olmalı...

Zira, halihazırda bir öğrenci 12 yıl okula gitmek zorunda. 18 yaşına kadar okula devam zorunlu.

Haliyle bu ortamda isteyen bir çocuğun meslek sahibi olması mümkün değil!

Bu yüzden de şimdilerde bir vida sıkmak için usta çağırdığınızda usta da bulamıyorsunuz, gelenlerin istediği ücretler de astronomik!

Zorunlu eğitim 5 yılla, ilkokulla sınırlı olmalı...

 

5 YIL ZORUNLU EĞİTİM İÇİN SIKI TEDBİRLER ALINMALI!

Tamam, zorunlu eğitim 5 yılla, ilkokulla sınırlı olmalı...

Ancak...

İlkokul yıllarında öyle önlemler ve tedbirler alınmalı ki;

* İlkokul birinci sınıftan itibaren öğrencilerin kabiliyetleri, yetenekleri kayıt altına alınarak bir liste hazırlanmalı.

* Başka... Öğrenci velisi ile sıkı bir irtibat kurularak öğrencinin yönlendirilebileceği alanlar ve branşlar hakkında bilgi verilmeli, bu alanlardaki imkân ve kabiliyetler hatırlatılmalı.

* Sıkı bir teftiş mekanizması oluşturulmalı. İlkokul müfettişlerine eskiden olduğu gibi daha geniş yetkiler verilmeli, bunun bir gereği olarak ilkokul müfettişlerinin imkânları da artırılmalı.

* Neticede ilkokulu 5 yılda bitiren çocuk ortaokula devam edecekse ona göre yönlendirilmeli. Okulda ve okumakta gözü olmayan öğrenciler yeteneklerine göre ya çekirdekten bir mesleğe verilmeli ya da meslek liselerine devamı sağlanmalı.

* Ortaokula ve ardından da liseye giderken de bu öğrencinin yine ilgili meslek alanında çalışması temin edilmelidir.

* Böyle olursa bu öğrenci belli bir yaşa geldiğinde hem iş sahibi olacak, ailesine yük olmayacak hem de “ev genci” olmaktan çıkacaktır.

* Alınacak önlemlerle, böyle bir mekanizmadan devletimiz, milletimiz, ailelerimiz başta olmak üzere gençlerimiz mutlu ve mesrur olacaktır. Buna hiç kuşku yoktur...

 

ABD'DEN NE ZAMAN BİR HAYIR GELDİ Kİ!

Zorunlu eğitim denilince...

4+4+4 sistemi kalkmalı, zorunlu eğitimin süresi kısaltılmalı deyince...

Birden yıllar öncesine, 1970'li yıllara gittim...

Köyde, ilkokul sıralarında yaşadığım ABD menşeli süt tozu geldi aklıma!

ABD'nin Türk çocuklarına verdiği bedava süt tozu…

* Bir ülke bir başka ülkeye bir gıda maddesini neden hibe eder ki!

* Üstelik bu ülke emperyalist bir terör ülkesi ise…

* Üstelik yardım edilen ülke Müslüman bir ülke ise…

Gördüğünüz gibi, ilk bakışta garip ve de tuhaf bir durum!..

Ama hele durun bir dakika!

‘Amerikan süt tozu’ deyip de geçmeyin, lütfen! Nedenini anlatayım;

1) Amerika güya süt tozu yardımı yaparak, Türk çocuklarına, ülkemiz nesillerine ABD’yi "cici" göstermek, kendince sevdirmek, sempatik göstermek istedi!

2) Ama ne oldu biliyor musunuz; ABD sözde süt tozu yardımı yaparak, ABD tarımını çaktırmadan Türkiye’ye soktu! Bir bakıma bu anlamda tarım ülkesi olan Türkiye, ABD’nin boyunduruğu altına girmek zorunda kaldı! Bu anlamda bağımsızlığımız ciddi ciddi sorgulanmaya başladı. Gidiş o gidiş, halen de durumu ne yazık ki düzeltemedik!

3) Amerika Birleşik Devletleri, güya süt tozu yardımı yaparak, ülkemizi sağlık alanında da kendine bağlamak istedi; süt tozundan hemen sonrasında ‘çocuk felci’ aşısı gelmeye başladı, bu ülkeden, ülkemize… Bu bir 'ABD saadet zinciri' idi... Bize bunu yedirmeye kalktılar!

İşte tam da buraya dikkat;

* Süt tozunun ilkokul öğrencilerine zorunlu içirildiği yıllarda, çocuk felci de görülmeye başlandı, Türkiye’de…

* ABD, bu hastalığa karşı geliştirdiği aşıyı da milyon dolarlara ülkemize sattı. Bu büyük şeytan işte tam olarak bunu da yaptı!

Halen de her dem, bin türlü oyunların, bin türlü desiselerin, bin türlü şeytanlıkların, bin türlü tuzakların, bin türlü pusuların içinde, Müslüman dünyasına yönelik…

* İki yıldır devam eden, on binlerce Gazzelinin şehit edilmesine, yüz binlerce Filistinlinin yaralanmasına neden olan işgalci İsrail soykırımının arkasında ABD olmasa, Siyonist yapı bu soykırımı yapabilir miydi?

Sakın kimse kızmasın, kimse de kusura bakmasın ama bir şey söyleyeyim mi; taa 1970'li yıllarda Amerikan süt tozunu alanların, kabul edenlerin ve bu kirli sütleri Türk çocuklarına içirenlerin yatacak yeri yok! Kim olurlarsa olsunlar…

***

ABD’nin “hibe”si olan, ücretsiz süt tozundan -halbuki elin gavuru bize neden bedava bir şey versindi ki!- hiçbirimiz içmedik…

İçemedik de zaten; o kadar fena kokuyordu ki…

İyi ki de içmemişiz…

Son cümlem; ABD'den ne zaman bir hayır geldi ki!

---