Kur an ın bu âyetleri (Yunus Sûresi) önce cehennem
ashabından ve cennet ashabından söz etmiş, sonra cehennem ashabından olanların
içinde zalimleri ve müfsitleri açıklamış; cehennem ashabı olarak da onların
zalim ve müfsit kimseler olduğunu anlatmıştı.
KUR AN bunları yani cehennem ehli olanları dört grupta
toplamaktadır.
a) KUR AN A İMAN ETMİŞ OLANLAR, KUR AN A İMAN ETMİŞ
OLMAYANLAR...
Kur an a iman etmiş veya etmemiş, biz buna bakmayacağız,
biz sonunda amele bakacağız; ifsat ediyorlar mı, zulmediyorlar mı, bozuk düzene
karşı cephe alıyorlar mı Bizi ilgilendiren şudur. İSLÂM DÜZENİ ni kabul
ediyorlar mı, her ırk ve düşüncede olanlarla aynı vatanda yaşamayı kabul
ediyorlar mı Yeryüzünü barış içinde paylaşmayı kabul ediyorlar mı Biz işte
onlarla oturup görüşmeye ve konuşmaya hazırız.
Adil Düzen i yani liberal ekonomik düzeni , arz ve
talep kanunları ile çalışan ve tekelleşmeyen ekonomiyi kabul ediyorlar mı
Yoksa akılları sıra biz sömürmeye devam edeceğiz, sömürülmemek için
sömürenlerle işbirliği yapacağız mı diyorlar
Şeriatı yani demokrasiyi kabul ediyorlar mı
Ekseriyetin ekalliyeti ezdiği demokrasiyi değil de, içtihad demokrasisini,
hicret demokrasisini kabul ediyorlar mı
Hakkı kabul ediyorlar mı yani sosyal güvenliği kabul
ediyorlar mı
Biz bunlara bakarız. Öbür taraftaki eksikleri konusunda
uyarırız ama zorlamayız.
b) SENDEN DUYURMANI İSTEYENLER...
Onlardan bir grup vardır. Kendilerinin söylediklerinizi
anlayacak kapasiteleri yoktur. Bizi dinlerler, kabul etmek de isterler ama
doğru söylediğinize kanaat getiremezler. Avrupalıların, daha doğrusu sömürü
sermayesinin söylediklerimizi tasdik etmesini isterler ve bizden şunu isterler;
`öyle yapın ki bizi değil Batılıları ikna edin derler! Dünyanın gerçeğini
(örneğin; `faiz dünya gerçeğidir diyenler gibileri) göremediğimizi iddia
ederler. Oysa Batılılar da anlamıyorlar; anlasalar bile işlerine gelmediği için
anlamak istemiyorlar!
Biz Batı nın Matematiği ile onlara delil getiriyoruz.
Düzenimizde herkesin işi var, işsiz kimse yok. Siz insanlara faizli kredi
verdiniz, 100 lira verdiniz; ertesi sene bana 110 TL ver diyorsunuz. Piyasada
100 TL var, size 110 TL yi nasıl verecek Onun 10 TL yi bulup size verebilmesi
için yeni yatırım yapmak zorundasınız, yeni işçi yok ki yatırım yapasınız.
İşte, sisteminiz tıkandı, bunda anlaşılmayan ne var
NECMETTİN ERBAKAN 40 sene bunları Batılılara anlattı;
anladılar mı !.
c) SENDEN GÖSTERMENİ İSTEYENLER...
Onlara ADİL KUR AN DÜZENİ ni en sade dille anlattığınız
halde, akılları erdiği halde; `başka bir yerde bunu yapan var mı derler.
İkincisi de GÖRMEK İSTERLER ama görseler de yine
inanmazlar; gösterdiğinizde, bu sefer de `gözlerimiz büyülendi derler!
d) BUNLARIN DIŞINDA OLANLAR...
Hesaplarının Allah a ait olduğunu bilir, hesabı âhirete
bırakırız.
Nihayet size hiç kulak vermeyen, duymayan, dilsiz, sağır
ve körler vardır; işte bu âyetler bize bunlardan üçünü anlatmakta,
dördüncüsüne ve harfi ile işaret etmektedir.
Sen sağıra nasıl duyuracaksın, üstelik akletmez ise nasıl
duyuracaksın Böylece duymayı akletme şeklinde anlayacağız. Kant gibi Batı da
yetişmiş filozoflar, düşünmenin ancak dille olduğunu uzun uzadıya
anlatmaktadırlar. Duymayan insan da duyma mekanizması içinde düşünür. Kulakta
arıza varsa beyindeki duyma merkezi çalışır ve yine akledilir, ama beyindeki
duyma merkezi de körelmişse, artık düşünme yeteneğini kaybeder. Bu sebepledir
ki burada Lâ Ya kılûn / akl etmezler kelimesi geçmektedir.
Kavramları insan icat eder, kavramlar arasındaki ilişkiyi
de insan ortaya koyar.
(s.9-10; KUR AN VE İLİM 794. hafta tefsir -Yunus Sûresi
Tefsiri- seminerimizden aktarı-YORUM Ve İLMÎ-AHLÂKÎ-İKTİSADÎ-SİYASÎ-SOSYAL
olarak çağımızdaki hayatın her alanında var olan SOSYAL TUFAN a karşı gereğini
yapmaya yani ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN GEMİSİNİ inşa etmeye davet
ediyoruz )