2011 genel seçim kampanyası özellikle iktidar partisi
tarafından yeni demokratik bir anayasa yapılacağı vaatleri ile yürütüldü.
Aradan 4 yıl geçti yeni bir seçime yaklaştık iktidar partisi sözcüleri yeniden,
1982 Anayasası nda darbe ruhu var, yeni Anayasa çıkarılmalı demeye
başladılar. Sanki iktidar olan kendileri değilmiş gibi bir tavır sergiliyorlar.
Görünen o ki, önümüzdeki seçim kampanyasının ağırlıklı konusu da yeni Anayasa
olacak. Aslında 1982 darbe anayasasından kurtulmak gerektiği hususunda tüm
partiler fikir birliği halinde görünmelerine rağmen geçen 4 yılda yeni bir
anayasa hazırlamak mümkün olmadı. Bu mümkün olmayışa hangi partinin sebep
olduğu sanıyorum fazlaca önemli değil. Çünkü, AK Parti yeni bir demokratik
anayasa yapılmasını samimi olarak istiyorsa bu görev kendilerine düşer. N e var
ki, 2011 seçimlerinin ardından yeni anayasa hazırlamak üzere kurulan partiler
arası uzlaşma komisyonu bir yılı aşkın çalışmasına rağmen sonuç alınamadan
dağıldı.
Niçin sonuç alınamadığı sorusuna verilecek cevap her
partiye göre farklılık arz edebilir. İktidar partisi tüm iyi niyetli çabalarına
rağmen Meclis te temsil edilen muhalefet partileri ile uzlaşmanın mümkün
olmadığını, muhalefet partileri ise demokrasi anlayışı konusunda iktidar
partisi ile farklı noktalarda bulunduklarını söyleyebilirler. Kim haklı olursa
olsun ülke bir 4 yıl daha darbe anayasasına mahkûm edildi. Meclis te temsil edilen
partiler bir yandan mevcut anayasanın demokratik olmadığını, seçilmişlerin bir
takım kurumlara mahkûm edildiğini söylüyorlar bir yandan da bu kurumlara
yönelik yeni bir düzenleme söz konusu olduğunda direnişe geçiyorlar. Elbette bu
direnişlerinde haklılık payları da olabilir. Ancak, demokrasi yeniden
keşfedilecek olmadığına, hak ve özgürlüklerin korunması esas olacağına göre
yaşanan sürtüşmeyi ve yeni anayasa hazırlanmasının çıkmaza sürüklenmesinin
haklı bir sebebi olamaz. Belli ki, bu ülkede herkes demokrasiden, insan hak ve
özgürlüklerinden söz etmesine rağmen herkes demokrasi kavramına farklı bir
içerik yüklüyor. Bu arada özellikle de halkın iradesine güven duyulmuyor olacak
ki, toplumun doğruyu görememesi(!) ihtimaline karşı bir takım kurumların varlığını
kendileri için garanti görüyorlar. Meseleye bu açıdan bakıldığında bugüne kadar
olduğu gibi bugünden sonra da Meclis teki partilerin uzlaşması ile yeni bir
anayasa hazırlamak mümkün olmayacaktır. Geçen dönemde bu iş görüldü. Bundan
sonra da aynı senaryonun sergilenmesi toplumu kandırmaktan öte bir anlam ifade
etmez. Bu bakımdan AK Parti mademki toplumun yarısının oyunu alıyor o zaman
diğer partilerden uzlaşma beklemeden topluma yeni anayasa sözü vermelidir.
Yoksa her seçim döneminde konunun gündeme getirilmiş olması samimiyetle
bağdaşmaz.