Bu yazıyı okuyanlar sonunda dünyada ve irtihalden sonra hayırla yâd edilmenin ne kadar büyük lütuf olduğunu daha çok fark edecekler. Hakkında hüsnü şahadette bulunulmak, ahiret saadetinin kazanılmasının ispatıdır. Allah (C.C.) bu lütfu bütün Müslümanlara lütfeylesin…
Bu satırları kaleme almama sevgili kardeşim, aziz refikim muhterem Adnan Öksüz Beyefendi gazetemizdeki 7 ve 10 Aralık tarihli yazılarıyla işarette bulundular.
Ben de muhterem Adnan Öksüz kardeşimin hatırlattığına bir ilave de bulunayım dedim.
Yazıda bahsi geçen zat da amiral bir babanın oğlu olması münasebetiyle aynı kökenden gelen başka birinin cemaziyülevvelini hatırlatacağım. Ondan önce şunu hatırlatayım:
Talat Halman 30 Nisan 1997 tarihli Milliyet gazetesindeki yazısında “RP’yi bölmek” başlığında verdiği bilgilerde:
• Refah-Yol Hükümeti’nin parçalanması,
• RP’nin en az üçe bölünmesi çalışmalarının başlatıldığını,
• Birleşik bir İslam cephesi oluştuğunu, bir an evvel bunun dağıtılacağını,
• Alevilerin, Fethullah Gülen’in ve taraftarlarının RP’yi tutmadıklarını ayrıca Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı sevmediklerini; oy da vermediklerini,
• Refah’ın köylüye ve işçiye hizmet vermediğini,
• Silahlı Kuvvetler’in ve bazı medyanın RP’ye düşman olduğunu,
• RP’nin halka hep yalan söylediği iftiralarını da katarak yazdıktan sonra;
• Halkı üfürükçülüğe çağırarak, “Milletçe okuyalım üfleyelim de din cephesi delinsin, bölünsün, parçalansın. RP’nin bölünmesiyle din partisine giden oyların parçalanmasıyla bizim işimiz daha da kolaylaşacaktır” diyor Talat Halman yazısında.
Bu adam ehl-i gubur âleminde unutulup gidecek. Adnan Öksüz kardeşimin de dediği gibi:
Toprağı bol olsun…
Bu adam bana Doğan Güreş adlı zatı hatırlattı:
Doğan Güreş:
• Silahlı Kuvvetler teşkilatımızın en üst seviyesi olan Genel Kurmay Başkanlığı yaptı.
• Emekli olduğu görevinden sonra DYP’den Kilis milletvekili oldu. Genel Başkanı Tansu Çiller için, “Bana tak diye emreder ben de şak diye yaparım” sözüyle epey gündemde kaldı.
• Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Kanal D’deki programına Doğan Güreş telefonla katıldı. Dedi ki:
“İslam kardeşliği uydurma bir teoridir. Uygulaması yoktur, tarihte de olmamıştır.
Tarihte iki tane büyük İslâm vardır:
Biri, Hz Muhammed.
İki, Atatürk.
Eğer Atatürk yaşasaydı bize şimdi Kur’an-ı Kerim’i Türkçe anlar durumda öğretme, öğrenme imkânı verecekti. Bu fevkalade önemli bir şeydir.
Anlamadığın bir kitapla, bu işte öğrenmene, irdelemene imkân yok” (Hulki Cevizoğlu, Türkçe ibadet: 55. Beyaz Yay. Kanal D, Ceviz Kabuğu programı telefon konuşması).
İşte bu sözleri söyleyenler, bize, “Toprağı bol olsun” dedirtiyor.
Bundan sonraki yazımızda bu zatın sözleri için cevap yazacağız inşallah…