Yalnız yaşamak ve yalnız ölmek; Bu hal insani ve İslami
değildir. Ancak modernizmin bir başka ifadeyle küresel egemen kültür ve yaşam
tarzının bireylere dayattığı algı; yalnızlık. Ama bu İslam ın geliş gayesine
aykırıdır.
Bekârlık, stüdyo tipi evler, yalnız yaşamak, çocuksuz
aileler, dul kadın ve erkekler, komşusuz evler, ziyaret edilmeyen anne baba ve
ebeveynler, üç beş kişiyle kaldırılan cenazeler, davetlisi olmayan düğünler;
yalnızlaşan insan!
Cep teflonları ve tek kişilik müzik dinletileri,
facebook ta elleri tutulamayan ve dokunulamayan sanal arkadaşlık, tek başına
arkadaşı olmayan ve oynanan internet oyunları, kişiye özel TV.
Ekranları/diziler veya her odada bir TV. Bir birey, ileri teknoloji;
yalnızlaşan insan!
Egemen kültür yeni bir dindar ya da Müslüman tipi ortaya
çıkardı. Namaz kılan ama tek başına camiye cemaate gelmeyen; oruç tutan ama
iftar sofrasında misafiri olmayan; umre veya hacca giden o kalabalığa rağmen
tek kalan; zekât ve infak verecek güçte olduğu halde paylaşmayan ama mezara da
götüremeyen; ben kendime yeterim deyip herhangi bir vakıf/dernekte rol almayıp
örgütlü bir toplumun üyesi olmayan; yerel ve küresel anlamda Müslümanların
derdiyle dertlenmeyen; Allah ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılın ayete ve
ayrılıkta azap cemaatte rahmet var diyen Hz. Peygambere rağmen; ben kendime
yeterim diyerek; yalnızlaşan Müslüman!
Bu algı yalnız Müslüman algısı modernizmin diğer ifadeyle
küresel müşrik güçlerin dayattığı bir yaşam anlayışıdır. Bu hal Kur an ın
önerdiği aktif pro-aktif mümin tipine aykırıdır. Çünkü Kur an Allah, kendi
yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever. (saf/4)
buyurmaktadır. Ayette vasfı çizilen ve Allah ın sevdiği, önerdiği ve onayladığı
Müslüman Bünyanun mersus ; yani kurşunlu, parçaları kurşunla kenetlenerek
yekpare bir cisim haline gelmiş olan muhkem/kuvvetli bina gibi olan asla; yalnız olmayan Müslüman!
İslam ruhban anlayış ve yaşamını onaylamaz. Münzevi içine
dönük ve kapalı bir hayatı kabul etmez. Bu yaşam tarzını idealize etmez, aksine
kaçınmayı öngörür. Ve takva; toplumdan uzak, onlarla ilişkisini kesmiş bir
yaşamın adı değil; topluluk içerisinde günahlara karşı direnen ve arınmış bir
şekilde sürdürülebilen bir yaşamın adıdır. Peygamberler, havariler, sahabeler ve şehitler; aktif ve pro-aktif
modeller; yalnız olmayanlar!
Tek tuğla, tek briket veya tek kerpiçle duvar olmaz ve
bina inşa edil(e)mez. Tek tuğla kum, çimento ve kiremitten değil isterse
altın dan olsun tek başına hiçbir işe yaramaz. Tek tuğla çok tuğlaya dönüşürse
bir anlam ifade eder; yalnızca bina değil medeniyet inşa eder.
İşte Allah tek tuğlayı değil kendi yolunda yekpare duvara
dönüşmüş tuğla gibi olan; Müslümanlarla gülen onlarla ağlayan; kadın ve erkek
müminleri seviyor; öneriyor ve onaylıyor.
Tek tuğla!
Yalnız kalmayan Müslüman!