Gergin ve gerilimli bir dönemde yaşamanın zorlukları insanı etkiliyor. Bu da bir savaş yöntemidir. Meselesi olan insanlar, mücadelelerini her koşulda sürdürüyorlar. Eğilip bükülmeden, ödün vermeden ve direnerek. Kişilikli olmanın bir yoludur bu.

Havayı koklamak ve havaya göre yön almak, ortama ayak uydurmak, bir düzleme uymak kimin işidir Kendi kavramlarımızı yeterince ve kendi koşullarında değerlendirmemek, bulunulan ortamın ruh haliyle yazmak, düşünmek ve bir eylemde bulunmak günümüzün bakış açılarından.

Hıristiyan kültürü sürekli olarak kendi kendisini yenileyerek değil deforme ederek, zaman içinde deformik ruhunu etrafa da sıçratarak yol alıyor. Sürekli olan okumalarımızda karşılaştığımız durumların bizi şaşırttığı gerçeğini gözardı edemeyiz. Bunun için de bizler bir uyumsuzluk örneği gösterebiliyoruz. Canımızı sıkan bir meselede bile, soğukkanlı olup olmama noktasında sabırsızlık gösteriyorsak, bunda bile bir sorunun bulunduğu muhakkaktır. Bizim için meseleler vardır, bunlar başımızı ağrıtsa, bizi toplum dışı bile bıraksa başlıca sorunlarımızdandır. Bizim sorunlarımız vardır ve biz her durumda suya sabuna dokunuyoruz. Bu, bizim meselemiz vardır anlamına geliyor. Yaşanan bunca gerginliğe, bunca soruna rağmen hiçbir şey olmuyormuş gibi davranırsak sorunlardan ya kaçınıyoruz ya da bizim hiçbir derdimiz yoktur anlamına gelebiliyor. Bir düşünce ve bir sanat adamı, meselesi varsa vardır. Yoksa onun hiç bir anlamı olmaz. Gergin, psikolojik gerilimlerin olduğu bir zamanda meselesi olmayanlar başını havaya kaldırarak boşluğa ıslık çalıyorlar. Ya da büyük bir medeniyetin çöküşü zamanında, pastoral şiirler yazarak kavak ağaçlarının hışırdayan yapraklarını bahse konu ediyorlar.

Olayların bir de ters işleyen yönü üzerinde durmalıyız. Belki de en gergin zamanlarda, başka gerginliklerin olması, bir önceki gerginliği, olayı, sorunu örtbas içindir. Başkalarının bizimle uğraştığı yetmiyormuş gibi bizim bizimle uğraşmamız da başlı başına bir sorundur.

Suya sabuna dokunmak zorundayız. Bunlar bizim gerçeğimiz. Batının kirli elleri bir ruh olarak aramızda geziniyorken, onlar kendi kirliliklerini temiz eller solganıyla arındırmaya dururken, ellerini kirlilikten arındıramayacağı bir gerçekken, bizim, bu gibi kavramlara dalarak, kendi gerçeklerimizi görmezlikten gelmemiz bir başka sorundur. Sultan Cem olayında, kaçışında, zaafında Papalıkın eline düştüğünde içine düştüğü durum geliyor gözlerimin önüne. O zaman güçlü olan Osmanlı Devleti, bir başına dünyanın büyük bir gücü ve dengesiyken, düşülen durum ve açmaz, bizim için ders olmalıydı. Ama olmuyor. O zaman papalık çıkar kavgalarını veriyorken ve tam bir kirlilik içinde bulunuyorken bizim Cem Sultanımızın ellerinde oluşunun vehametini düşünmek bile istemiyoruz. Nedenine gelince, Hıristiyanlığı bir din gibi algılayanların, Hıristiyan kültürünün, geçmişinde ve bugününde neler yaşandığı, yaşanmakta olduğu ortada. Papalık o zaman geçmiş günahların ve yakınlarının günahlarının bağışlanması için kim daha çok para verirse onları vaftiz edeceğini, günahlarını bağışlayacağını söylüyor. Papalık tarihinde, bir kadın kendisini gizleyerek papalık makamına oturunca, bir genç ile ilişkisinden hamile kalınca, skandal ortaya çıkınca yeni bir süreç oluyor. Papalık makamına seçilen kişiler erkek midir değil midir diye, iç çamaşırları giydirilmeyerek, bir oturağın üstüne oturtularak elle yoklanıyorlar uzun zaman. Böyle bir kültürle olan ilişkilerin vardığı sonuç ve buna kapılanların içinde bulunduğu durum başlıbaşına bir meseledir. Bunlar kimin aklına gelir, kimin meselesidir. Bay Bush buyuruyor: "Siz Hıristiyanlığı din olarak kabullenmiyorsunuz ve anti abedecilik yapıyorsunuz. Bunu hemen çözün!" "Emriniz olur, başüstüne!" deyip bir kenara çekilmek bir meselesizliktir. Onlara taşeronluk yapmak bir başkasıdır. Böyle olunca da "Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın" der geçer gideriz, öyle mi

Edebiyatta, sanatta, düşüncede, siyasada meselesi olmayan, suya sabuna dokunmayan, ot gibi yaşayan tipler vardır. Bunlar meselesiz insanlardır.

Meselesi olanlar risk taşırlar ve çok da düşmanları olur. Çok şükür ki meselesi olanlarla birlikteyiz ve bir düşüncenin kavgası içinde bulunuyoruz. Meselelerimiz çok çok fazladır. Medeniyet mücadelemiz büyüktür.