Siyonist emperyal vahşete yenik düşmüş zihinlerin, kararan ruhların, korkaklıktan karanlığa sığınanların tam tersine Amerika’nın merkezinde, kalbinde dünyayı sarsacak bir patlama oldu. Öteden beri emperyalizmin baskın olduğu bölgelerde, dönemlerde yaşanan kimi durumlara temkinli bakma huyumuz var. Oynanan oyunların veya oynanacakların nasıl bir sonuç doğuracağı kestirilmese bile neler olacağı sezilir. Amerika’nın önceliği kendisinedir. Vahşi kapitalizm sınır tanımıyor. Her türlü renge bürünebiliyor. Tavır değiştirebiliyor. Çünkü kendilerini olumsuz etkileyebileceklere her zaman için tedbirli ve hazırlıklıdırlar.
Gazze direnişinin başlangıcından beri olanlardan sonra mazlum Gazzelilerin büyük bir bedel ödemelerine karşın kazanacaklarını belirttik. Zaman zaman bu büyük vahşet karşısında, özellikle Müslüman yöneticilerin içine düştüğü acziyetlerine, korkaklıklarına, çıkarcı tutumlarına rağmen kazanacaklarını belirttik. Çünkü haklı mücadeleleri, direnişleri, teslim olmayışları onları manevi olarak güçlendirdi. Bir kıvılcım bütün dünyayı sardı. Vicdanlılar ayaklandı. Olacak baskılara, aleyhteki kampanyalara rağmen direnişlerin dalgaları dünyayı sardı. Emperyallerin ve Siyonistlerin umursamaz tutumlarına, vahşete devam etmelerine rağmen direniş dalgası giderek büyüdü.
Üretilen ve yaşatılan korkulara, suikastlara, kimi müdahalelere rağmen halkların, inisiyatif alan kitlelerin başkaldırısı dinmedi.
Umulmadık ve beklenmedik bir zamanda, üstelik kapitalizmin en vahşiliğinin yaşandığı, insanların insan yerine konulmadığı, dahası insanlığı kendine köle, maraba, işçi gibi gördüğü bir merkezde dünyayı sarsacak bir volkan patlaması oldu.
Geçmişte bir devrim gibi görünen bir siyahinin Amerika’ya başkan seçilmesi bizi hiç de heyecanlandırmadı. Süreç onu oraya getirdi. Amerika kendi çıkarları için bir siyahinin başkan seçilmesinin önünü açtı. Barack Obama... Hem siyahi hem de adının önüne bir Hüseyin eklenerek dünya kamusunu yanıltarak seçtirdi. Kitleler heyecanlandı ve hatta büyük bir dönüşüm olacağı beklentisine girildi. Oysa Amerika’da başkanlık bir simgedir. Onun arkasındaki güç belirleyicidir.
New York belediye başkanı seçilen Zohran Mamdani seçime hazırlanırken bile Barack Obama aleyhindeki kampanyaya katılıyor. Onu anışımızın nedeni, o hangi nedenle seçtirildi, seçilince neler oldu ona bakmakta yarar var. Zulüm devam etti. Orta Doğu’da değişen bir şey olmadı.
New York seçimlerinden haberli değildik. Sıradan olan her zamanki seçimlerden bir seçimdi. Adaylar kimdi, neyi temsil ediyorlardı onu da bilmiyorduk. Zoran Mamdani belediye başkanı seçilince yer yerinden oynadı. Meğer neler olmuş bitmiş, sonradan öğreniyoruz.
Seçim kampanyasında tutumunu açık belli etmiş. Filistin aktivisti ve taraftarı, Müslüman olduğunu gizlemeyen Müslüman bir sosyalist. Ben bu sosyalist tutumuna hiç de takılmıyorum. Vahşi kapitalizme karşı olmanın bir başka tanımlaması veya ifadesi. Asıl önemlisi, onun seçim sürecinde neler yaptığını, nasıl davrandığını şimdi öğrenebiliyoruz. Sokaklarda halk ile birlikte, korumaları yok, mescitlerde, sokaklarda, kenar mahallelerde, atölyelerde, zulalarda geziniyor. Tam anlamıyla kapitalistleri tedirgin edecek bir yol tutturuyor.
Aleyhine devasa kampanyalar yürütülüyor. Sermaye çevreleri, Siyonistler, Trump ve hatta akla gelebilecek bütün güç odakları onun karşısındadır. Buna rağmen bir başına halkın büyük bir desteğini alıyor, onları eze eze alt ediyor ve belediye başkanı seçiliyor.
Asıl önemlisi ise Müslüman olan ve halklarını yönetenlerin korkaklıklarına, teslim oluşlarına adeta nazire olsun için bir zafer ilan ediyor. Şimdi o Trump’ı, Netanyahu’yu tehdit ediyor, meydan okuyor. Halkın vicdanı çok daha güçlü ve etkilidir, bunu görüyoruz.
Bu zaferin onda yansıması Gazzeli mazlumların ahıdır, direnişidir, onurudur. Dünyaya vicdanî direnişin kapısını sonuna kadar aralamıştır.