AKP İzmir Milletvekili Cemil Şeboy son günlerde azan terör olaylarını değerlendirirken yaptığı açıklamada, “Akan kanda HDP’ye oy verenlerin parmağı var” diyor!

Bu açıklamayı “suçluluk psikolojisi” içinde yapılmış bir açıklama olarak gördüğümüzü ifade etmeliyiz!

Zira Şeboy’dan önce açıklama yapan başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Yasin Aktay gibi pek çok AKP’li iktidarın yıllardır terör örgütünün silahlanmasını “görmezden geldiğini” ilan etmiş bulunuyor!

Onlar bu tür bir açıklama yapmadan önce Şeboy böyle bir değerlendirme de bulunmuş olsaydı belki daha sağlıklı bir açıklama olarak görebilirdik!

Ama iktidarın örgütün silahlanmasını “görmezden geldiği” açıklandıktan sonra akan kanda HDP’ye oy verenlerin parmağını aramayı sağlıklı bir yaklaşım olarak görmediğimizi ifade etmek zorundayız!

Şayet iktidar kimi AKP’lilerin itiraf ettikleri gibi terör örgütünün yeniden yapılanması ve silahlanmasına seyirci kalmasaydı bugün bu tür terör olayları yaşanır mıydı

İktidar üzerine düşen görevi yapmayacak, terör örgütünün silahlanmasına seyirci kalacak, sonra çıkan olaylardan dolayı HDP’ye oy verenler sorumlu tutulacak!

Bu yaklaşımın tutarlı yanı var mı

Öyle anlaşılıyor ki çözüm sürecinde iktidarın yan gelip yatmasından yararlanan terör örgütü “yurt dışına çıkıyormuş” gibi yaparken aslında dışarıdan “yurt içine girerek” yeniden yapılanmış!

Ve iktidar bunun farkına varamamış!

Şimdi hep “İyi niyetle” beklediklerini ifade ediyorlar ama devlet yönetirken sadece “iyi niyetli” olmak yetmiyor ki!

İyi niyetin yanı sıra “tedbiri” de elden bırakmamak gerekiyor ama bizimkilerde tedbir hak getire!

“Kandırılmış” olmaları artık bir AKP klasiği haline gelmiş bulunuyor!

Kiminle birlikte hareket etseler!

Kiminle birlikte iş tutsalar!

Bir süre sonra araları açılıyor ve “Kandırıldık” demeye başlıyorlar!

Yani tedbirsizliklerinden dolayı ortaya çıkan sorumluluğu da başkalarının üzerine yıkmaya çabalıyorlar!

Diyelim ki AKP’li Şeboy’un iddia ettiği gibi akan kanda HDP’ye oy verenlerin payı olsun!

Peki, tam aksini yani HDP barajı aşamazsa “ortalığın karışacağını” iddia edenler de yine kendileri değil miydi

Bize kalırsa AKP’li dostlarımızın yapacağı ilk iş parti olarak “tutarlılığın” peşinde koşmaktır!