Ocak ayının gelmesiyle birlikte ülke genelinde hava o

kadar soğudu ki sadece hava soğumadı başka şeyler de soğudu. Öyle soğuk ki

insan soğuk kelimesini telaffuz ettiğinde soğuktan adeta titriyor. Soğuktan

soğuk kelimesi bile üşüyor. Hava o kadar soğudu ki insan ilişkileri donma

noktasına geldi. Yurt genelinde soğuyan hava etkisini uluslararası düzeyde

devam ettiriyor. Bu yargımızın tersi de doğrudur; uluslararası soğuyan hava

etkisini ülkemizde de tüm şiddetiyle sürdürüyor. Milletlerarası ilişkiler donma

tehlikesi geçiriyor. Ülkemizdeki kamu konuları donma tehlikesiyle karşı

karşıya. Aslında bu, ülke insanının donma tehlikesi her yıl Ocak ayı geldiğinde

tekrar ediyor. O kadar çok soğuk hava tekrar ediyor ki artık o havayla o

havanın ilgi alanında olan insanlar donma değil adeta buz tutuyor. Ülke

yöneticileri açıkladıkları soğuk hava dalgalarıyla insanımızı buz gibi donduran

hayatlara mecbur bırakıyor. Soğuk hava dalgalarından birisi asgari ücret zammı

mesela. Çalışan kesimin maaşlarına yapılan zam o kadar soğuk ki maaşları bile

donduruyor.

Her yıl Ocak ayı geldiğinde asgari ücrete, emekli

maaşlarına ve memur maaşlarına zam yapılması gündeme gelir. Zam o kadar düşük

yapılıyor ki zam kelimesi bile ulan ben bunu mu ifade ediyorum diye kendi

kendinden utanıyor. Ülkede hüküm süren soğuk hava dalgası zam kelimesini

donduruyor. Ülkeyi yönetenlerin açıkladığı maaş zamları ülke insanını sıfırın

altındaki soğuklardan daha fazla üşütüyor, daha beter hale getiriyor. Üstelik

memur maaşlarına zam açıklandığı gün gıda maddeleri başta olmak üzere her şeye,

iğneden ipliğe zam yapılıyor. Halkın cebi buz tutuyor. Halk pazara gidiyor buz

tutuyor. Markete gidiyor buz tutuyor. Mağazaya gidiyor buz tutuyor. Doğalgaz

faturası geliyor buz tutuyor. Elektrik faturası geliyor buz tutuyor. Su

faturası geliyor buz tutuyor. Ev kirası günü geliyor buz tutuyor. Soğuk çok

soğuk.

Hava o kadar soğuk ki artık soğuk kelimesi sadece

ağızlarda değil gönüllerde de buz tutuyor. Gönüller donma tehlikesi geçiriyor.

Hava o kadar soğuk ki maaşlar bile dondu. Düşünün birçok işyeri, çalışanlarının

maaşlarına zam yapmamak için Ocak ayı maaşlarını ödemiyor ya da geç ödüyor.

Hava o kadar soğuk ki maaşlar bile üşüyor. Maaşlar buz tutmak üzere. Halkın

maaşlarını soğutanlar kendi ceplerini sıcak tutuyor. Bir cümlede bile olsa

sıcak kelimesi geçince insanın elleri ısınıyor. Hava o kadar soğuk ki insan bir

cümlede geçen sıcak kelimesinden bile medet umuyor. Hani şu dondurucu

soğuklarda beklenmedik bir umut ansızın çıkagelir de insanın bir nefeslik

sıcaklığı olur ya aynen öyle. Aslında umut, bir nefeslik değil sıfırın altında

eksi derecelerdeki havada gürül gürül yanan bir soba misali yandıkça genişleyen

bir sevincin tükenmez sofrasıdır. Hava o kadar soğuk ki şu cümledeki soba

kelimesine insan ellerini tutup ısıtmaya çalışıyor. Peki, ama ülkemizi sarmış

olan sosyal soğuk havaları nerede ısıtacağız. Hava o kadar soğuk ki sosyal

hayatlar buz tutuyor. Bireysel hayatlar buz tutuyor. Yerler değil insanlar buz

tutuyor. Buza dikkat

Buz tutmuş kaldırımlar insan düşüncesini kaydıracak kadar

kaygan. Buz tutmuş sokak ve caddeler insanın insanlığını kaydıracak kadar

kaygan. Düşünce ve insanlığa dikkat. Kaymayalım. Dikkat edelim ki kaymayalım.

Neye dikkat etmezsek ondan kayarız. Dikkat insanda bir mevzu geliştirir. Bir

düşünce. Bir duygu. Bir donanım. Belki bir sıcaklık. Belki bir sıcaklık

geliştirir diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü çok soğuk, ülkemizin kamu konuları

çok soğuk. Hayatlar çok soğuk. Kamu ilişkileri çok soğuk. Her gün soğuk.

Aslında ben şu karlı buzlu poyrazlı yaşadığımız günlerde

hep çocukluk günlerimde yaşadığım karlı buzlu poyrazlı günleri anımsadım ve her

anımsamamda aynen çocukluğumda olduğu gibi ellerim kızarıncaya kadar üşüdü. O

soğuk günlere dair yaşadıklarımı yazacaktım ama ülkemizin soğuk hava dalgaları

o soğuk günleri bastırdı. Ülkemizin soğuk sosyal hava konuları her insanı

üşütüyor. Uluslararası soğuk hava ilişkileri üşütüyor. Uluslararası kapitalist

sistem ülkemizin hava şartlarını olumsuz etkilediği için ülkemizde aşırı

soğuklar daima hüküm sürüyor. Kapitalist sistem insanları donduruyor. Halkın

maaşlarına zam yapılmazken ihtiyaçlarına her gün zam yapılıyor. Yoksulluk

sınırını araştırıp belirleyen kurumlar da, yoksulluk sınırı şu kadar diye büyük

harflerle haber yapanlar da kendi çalışanlarına yoksulluk sınırının altında

maaş veriyor. Barınma, insanın en temel ihtiyacıdır; insanların bir evi yok.

Halkımızın yarısının evi yok; kirada oturuyor. Bir insanın kendine ait evi

yoksa hayat çok soğuktur. Hayat buz tutuyor. Hava buz tutuyor. İnsan buz

tutuyor.

Soğuk çok soğuk. Sevgili okuyucu bu yazıyı okuyunca

üşümüşsündür hadi artık bir bardak çay içip ellerini ısıt biraz