Son günlerde, Irak ta yüz bin Müslüman ı öldüren, onların öldürülmesi için destek veren Hıristiyanlarla, Filistin de yüz yıldır, çocuk öldürmeye devam eden ve onlar daha çok öldürsün diye dünyanın her tarafından destek veren Siyonistleri cennete koyma yarışına girildi. 

Cennete veya cehenneme kimlerin gireceği konusunda peygamberler dahil hiçbir insan yetkili değildir.

Bu kararı ancak cenneti, cehennemi, insanları yaratan, peygamberleri gönderen Allah verir.

Kararlarını da peygamberleri ile gönderdiği kitaplarla bildirir.

"Lâ ilâhe illallah diyen cennete girer" hadisini de delil olarak getiriyorlar.

Hadis sahihtir. Hatta mana bakımından mütevatirdir.

Peki, bu sözü kim söylemiştir

Ben söylesem, benim sözüm ancak bana delil olur. Kimsenin bana inanma zorunluluğu yoktur. Altı milyar insan eşittir.

Bu sözü Hz. Muhammed (s.a.v.) söyledi diye kabul ediyorsanız veya onlar öyle kabul ediyorlarsa yine sorun yok. Çünkü peygamber efendimizi kabul etmiş oluyorlar.

Tarih boyunca kâfirlerin Allah a inanmama sorunları yok. Onlar, Allah a iman ediyorlar, fakat Allah ın emirlerini ve peygamberlerini kabul etmiyorlardı.

Peygamber efendimizi kabul etmeyen ve onu öldürmeye, sürgün etmeye, hapsetmeye çalışanlar, Allah a iman ediyorlardı.

Buyurun Kur an-ı Kerim i okuyalım:

Ankebut 61- And olsun ki onlara "gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı kim emri altında tuttu diye sorsan; "Elbette Allah" derler. Öyleyse nasıl da döndürülüyorlar

Ankebut 63- Eğer onlara; "gökyüzünden yağmuru indirip onunla öldükten sonra yeryüzünü dirilten kimdir " diye sorsan, "Elbette Allah" derler. "Elhamdülillah" de. Onların çoğu akletmezler.

Şeytan da Allah a iman ediyordu, Adem i kabule yanaşmıyor

İbrahim 22- İş olup bitince şeytan der ki: "Allah, size hakkı va detti, ben de size va dettim ve size yalancı çıktım. Benim sizin üzerinizde otoritem yoktu. Ancak ben sizi davet ettim, siz de hemen çağrımı kabul ettiniz. O halde beni ayıplamayın, kendinizi ayıplayın. Ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Daha önce, beni Allah a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim. Şüphesiz o zalimler için acıklı bir azap vardır.

Haşr 16- (Münafıkların) durumu şeytanın durumuna benzer. O (Şeytan) insana: "Kâfir ol" demişti. (İnsan)  kâfir olunca: "Ben senden uzağım. Ben alemlerin Rabbi Allah tan korkarım" demişti.

Haşr 17- Sonunda ikisinin (azan-azdıran) de akibeti, içinde ebeddiyen kalacakları ateş oldu. İşte zalimlerin cezası budur.

A raf 11- Yemin olsun, ki sizi biz yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra meleklere: "Adem e secde edin"  dedik. Hemen secde ettiler. Ancak iblis secde etmedi. O, secde edenlerden olmadı.

A raf 12- (Allah) "Sana emrettiğim halde, seni secde etmekten alıkoyan ne " dedi. (İblis) "Ben ondan daha hayırlıyım, sen beni ateşten yarattın, onu, topraktan yarattın" dedi.

Sad 79- (İblis) dedi: "Ya Rabbi, diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver."

Nisa 118- Allah onu rahmetinden uzak kıldı. O (Şeytan) da: "Muhakkak kullarından bir pay elde edeceğim" dedi.

Bu konuda cahiliye dönemi şairlerinin şiirlerinde Allah a iman ile ilgili pek çok beyit, mısra göstermek mümkün iken Allah ın ayetleri yeterli olacağından uzatmaya gerek görmedim.

Makalenin başındaki yanlış fetvaya dayanak olarak bazı hoca efendilerin adını söyleyenler, şunu bilsinler ki, o hoca efendilerin eserlerinden hiç birinde böyle bir söz yoktur. Aksine karşı duruşta olan söz ve yazıları da sayılamayacak kadar çoktur.

Herkes yalanını kendi adına söylesin. Başkalarının ardına gizlenerek yanlış anons yapmasın, böylece kafirlerin cehenneme giden yolunda alkış tutarak onların cehenneme yuvarlanmasına yardım etme gaddarlığını göstermesin.

Biz, altı milyar insanın gönlüne Kur an ın tarif ettiği imanın girmesi için bütün dünyanın servetini harcamaya hazırız.

Bir inansın, yangında kurtarılması için milyarlarca para harcansa acımadığımız gibi bir insanın cehennemde sonsuza kadar yanmaması için kendi malımız ve canımızı bu yola koymuşuz ve şehitliği en yüksek makam kabul etmişiz.

Siz, bu konuyu, benim telifim olan "Şifa Tefsiri" cilt 1, sayfa 90 96 arasından okuyuverin.

Temin etmek için (0212) 511 10 85 Cantaş Yayınevi