HANİ özel maçtır, skorunu bakmayalım deriz ama bu kadarı da biraz, hatta fazlasıyla ayıp olur. Sen tut Barcelona olarak bu defa yeni hocanla sahaya tam kadro çık ve Pele’nin mirası Santos’a tam sekiz  gol at. Hazırlık- mazırlık, bu bir ayıptır yahu! Hiç olmazsa dörtten sonra maçı idare et. Karşındaki Brezilya’nın, yani insanların kahve, samba ve futbolla yatıp kalktığı bir ülkenin en tanınmış takımı... Söylediğim gibi Pele’den dolayı...

Evet, Barcelona, yeni Arjantinli hocası Tata’nın yönetiminde karşımıza Guardiola düzeni ile çıktı. Öyle de oynadı. Bir bölümde saniye tutmaya kalktım, top Santosluların ayağına bir dakika 10 saniye sonra geçebildi. Böyle bir düzende karşı takımın oyuna küser, tıpkı bizim ekranda sıkılmamız gibi... Tribünde oturanın bazısı keyif yaşar, bazısı da sıkılır yani... Ama tabelaya baktığınızda 8-0’lık bir galibiyet... Santos kalecisinin kurtardığı ve kale ağızından içeri atılamayan sayısı da atılandan fazla... Yani bir basketbol maçının ilk periyod skoru olacak neredeyse... On bir kişilik bir sporcu topluluğu ancak bu kadar beraber oynayabilir. Top, bir futbol takımının bütün oyuncularının ayaklarında buluştuktan sonra rakip kaleye gol olarak ancak böyle girebilir. Ve de en çarpıcı olanı da ne klasik, ne de modern bir uç adamı olmadan. Ceza alanı ve yakınında bu kadar fazla adamla ver-kaç yapılır mı Demek yapılıyor. Barcelona, özetle, kısa bir aralıktan sonra yeniden “SIKICI ve YIPRATICI” haliyle sahnededir.

KABAHATLİ KİM

Söz ayıptan açılmışken. bunu yazmak gerekir tabii ki..  Fenerbahçe, resmi internet sitesinden isim vermeden ama kör cahilin bile anlayacağı biçimden Galatasaray CEO’su Lütfü Arıboğan’a giydirmişti. Bu kısa giydirmenin bir yerinde şöyle diyordu; “Bir kulübün maaşlı elamanının haddi aşan söylemleri... Her ay başında hesap ekstrelerini kontrol edenlerin...” falan diye gidiyor. Aşağılanma var, resmen ve alenen... Bir insanın maaş karşılığı bir iş yapması ayıp mıdır Asla... Ama başka işlere karışması doğru mudur, o da bir başka mesele... Ben başka bir yerden gireceğim bu meseleye... Kastedilen kişi Lütfü Arıboğan olduğuna göre... Bakın kayıtlı, belgeli hikaye şöyle: Bir gün  Kulüpler Birliği’nde toplantı olacaktır. Aziz Yıldırım aynen telefonda şunları söyler Arıboğan’a...(Arıboğan o dönem federasyon asbaşkanıdır) “Lütfü Bey,  Köpekler geldi mi Biraz geç kalacağım da, trafik var...” Siz o dönem işgal ettiğiniz makamın ağırlığında bu “KÖPEKLER” yakıştırmasına gereken cevabı veremezseniz, sonra böyle gol yersiniz.

Bir Barcelona’ya bakın, bir de bize...