Hatırlayınız lütfen; Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığındaki Refah-Yol Hükümeti döneminde inançlarımıza ve örfümüze uygun olmadığı için Batı menşeli SOS Çocuk Köyü Projesi’nin uygulanmasına izin verilmedi...
Refah-Yol Hükümeti’nin Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan (SHÇEK) sorumlu Devlet eski Bakanı Prof. Dr. Sacit Günbey, kendi bakanlığından sonra o koltuğa oturan ve çocuk köylerine izin veren DSP’li Hasan Gemici’yi şu cümlelerle eleştirmişti; “Bizim aldığımız kararın ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle SOS köylerinin hemen kapatılması ve devletin denetimine alınması gerekir.”

Biraz daha açalım... Efsane hizmetlere imza atan Refah-Yol, iktidara geldiğinde, İstanbul’da bulunan SOS Çocuk Köyü faaliyetteydi. İzmir’deki de faaliyete açılmak üzereydi. Eski Bakan SacitGünbey’in şu cümlelerine dikkatinizi çekmek istiyorum;
- “Kız-erkek çocuklar aynı bina içerisinde yatırılmak suretiyle, korunmaya alınacaktı. Biz hükümetteyken bunların protokollerini iptal ettik. Böyle bir şey olamaz dedik. Gerekçe olarak ise SHÇEK Kanunu’ndaki, ‘Devletin korunmaya muhtaç çocukları kendisi koruduğu, özel herhangi bir şirket veya vakfın bunu yapamayacağı, devletin buna müsaade etmeyeceği’ hükmünü gösterdik.”
- “Biz o yurtlarda, yuvalarda yaşayan çocuklara ilmihaller, Kur’an-ı Kerim, tefsirler almıştık. Onların hepsini yok ettiler, imha ettiler. Çocuklar maneviyatsız yetişsin diye...”
- “Ahlaki ve manevi değerlere bağlı gençlik yetiştirme çok önemli. Refah-Yol döneminde çocukların yetişmesinde bu prensiplerden yola çıktık. Ancak materyalist anlayışta, yetiştirilen çocuklar bir meta olarak görüldü. O zaman da kötü sonuçlar ortaya çıkıyor. İşte bu, o zihniyetin ürünüdür. Bu nedenle SOS Çocuk Köyleri’nin hemen kapatılması ve devletin denetimine alınması gerekir.”
- “Refah-Yol döneminde görev alan ahlaklı ve maneviyatçı yönetici ve personelin hepsi bizden sonra ya sürgün edildi ya da teşkilattan kovuldu. “
SOS ÇOCUK KÖYLERİ HAKKINDA KİMLER, NELER YAZDI?
SOS Çocuk Köyleri hakkında bugüne kadar kimler, neler yazdı? Bakalım mı;
* 3 Eylül 2013 tarihli Milat gazetesi... Ankara mahreçli ve Aslan Değirmenci imzalı özel haber... Şu satırlara yer veriliyor haberde;
“Dünya Kiliseler Birliği ve mason lobileri, İzmir’de 2007 yılında cinsel istismar iddiaları nedeniyle faaliyeti durdurulan Barbaros Çocuk Köyü’nü yeniden açmaya çalışıyor. Amaçları, Özel Çocuk Yuvaları Yönetmeliği’nin çıkmasıyla tüm Türkiye’de benzer ‘çocuk köyleri’ açmak!
Dünya Kiliseler Birliği’nin Türkiye’de faaliyet gösteren bir kuruluşu olan Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı (TKMÇV) aracılığıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan geçtiğimiz yıl Barbaros Çocuk Köyü’nün yeniden açılması yönünde müracaatı kabul edilmemiş, açılış talebi uygun görülmemişti... Son günlerde vakfın Lions temsilcilerinin yeniden harekete geçtiği öğrenildi.
Yeni çocuk köylerinin ve çocuk evlerinin açılması yönünde vakfa geniş yetki verilmesi için bastıran Lionslara, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın nasıl bir cevap vereceği merak konusu oldu...
...Misyonerlik faaliyeti yürüttüğü dünyaca bilinen Dünya Kiliseler Birliği’nin uzantısı bir vakfın bu talebi yerine getirilirse bugüne kadar vakfa verilmiş olan en büyük yetki açılımı olacak.”
* Tarih, 10 Ocak 2005... Yeni Mesaj gazetesi yazarı Muharrem Bayraktar, Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerini anlattığı yazısında şu ifadeyi kullanıyor; “Gaziosmanpaşa Bolluca’daki yurtta çocuklara Hıristiyanlık propagandası yapılıyor...”
KORUNCUK VAKFI’NDAN AÇIKLAMA
SOS Çocuk Köyleri hakkındaki iddiaları konu edinen, “Başkanların bu iddialardan haberi var mı?” başlıklı yazıma, Koruncuk Vakfı, noter kanalı ile bir açıklama gönderdi.

5 yıl önce de yollamışlardı... Cevap hakkına her zaman saygımız var. Önce açıklamayı, ardından da kendi görüşlerimi aktaracağım;
* “Sayın yazarınız Adnan Öksüz’ün vakfımıza yönelttiği ‘misyonerlik’ iddiası başta olmak üzere tüm iddiaları gerçek dışıdır. Yazarın bahsettiği Bolluca Çocuk Köyü’nün kurulmasına ilişkin konu, vakfın devlet ile işbirliği protokolü imzaladığı yıllara dayanmaktadır...”
* “Yazarınız gerçek dışı iddiaları yinelemiş, vakfın kuruluş bilgilerini, yanlış ve kötü niyetli biçimde, konuyu saptırarak topluma aktarmış ve çok değerli bir vakfı karalamıştır...”
Şunlar da benim cevabımdır;
1) SOS Çocuk Köyleri’ne ilişkin misyonerlik iddiaları bugüne kadar birçok yazar ve siyaset adamı tarafından dile getirilen iddialardır. (Bakınız lütfen, yukarıdaki bölümler...)
2) 26 Eylül 2013 tarihli Milli Gazete’de yine bu vakıftan gelen bir açıklamayı bu sütunlarda yayınladım. O açıklamada, “Tesis tamamen devletin denetimi altında çalıştırılmakta ve gelenek ve göreneklerimize uygun, iyi eğitilen, bu eğitimi de devletin kurumlarından, dini eğitimlerini ise yine devletin tayin ettiği din görevlilerinden alan çocuklar yetiştirmektedir...” deniliyordu. O dönem ben de şu satırları kaleme aldım; “TKMÇV şunu söylüyor; ‘Bolluca Çocuk Köyü tamamen devletin denetiminde olan bir kuruluştur. Bizim misyonerlikle, misyonerlerle bir ilgimiz, ilişkimiz bulunmamaktadır. Devlet kurumları ile sıkı sık protokoller yapmaktayız.’ O halde sormak lazım; Bolluca Çocuk Köyü’nde din eğitimi kim/kimler tarafından verilmektedir? Çocuk Köyü’nde görev yapan din adamlarını hangi devlet kuruluşu görevlendirmektedir? Diyanet İşleri Başkanlığı mı? Ya da hangi kurum?” Aradan 5 yıl geçti. Bu sorulara hâlâ cevap alamadım...
3) Bugüne kadar hiçbir kurum, kuruluş ya da kimseyi yazılarımda karalamak ya da kötü göstermek gibi bir niyetim olmadı, olamaz da... “Yalan”ın yanından bile geçmem! Sadece birçok platformda dile getirilen iddiaları ve görüşleri gündeme getirdim, o kadar...
4) Haaa! Çocuk Köyü’nü yakından tanıma için beklediğim davet mi? Hâlâ bekliyorum. Köşe başında beklerim / Vay benim emeklerim...
MESAJ PANOSU
Bu tür vakıflara, Lions, Rotary kulüplerine vergi muafiyeti ile topluma yararlı dernek statüsü verilirken, MGV’nin, AGD’nin bu kapsama alınmaması çok düşündürücü! Bunu da bir yazınızda dile getirir misiniz? (YUSUF DİYİN)