Mısır da yaşanan gelişmeler bölgenin, Ortadoğu nun ve
İslam coğrafyasının yeniden şekilleneceğini işaret ediyor.
Mısır halkı darbeye ve darbeci zihniyetlere hayır dedi.
Dayatmalara boyun eğmedi, şartlara teslim olmadı. Onlar direnişi seçtiler.
Mısır dan şehadet haberleri geliyor. Direnişe destek çığ gibi büyürken,
darbecilere lanet yağıyor.
Seksen yıllık bir teşkilat tecrübesine ve eğitime dayalı
ciddi bir birikime sahip olan bir hareket kolay kolay pes etmez. Darbecilerin
ve destekçilerinin tuzağına düşerek onlara haklılık gerekçesi de oluşturmaz.
İhvan-ı Müslimin in en büyük sermayesi, sabır ve direnişidir. İhvan, alçakça
saldırılarla terörize edilmek isteniyor. Hareket mensuplarının sabrı
zorlanıyor. Barışçı eylemlerden koparılıp gayri meşru alana çekilmek isteniyor.
Onun için Mısır diktatörü büyük katliamlar yapıyor. Ama İhvan, onların bu
emeline hizmet etmeyecek donanıma fazlasıyla sahiptir. İhvan-ı Müslimin in
sözcüsü Eşref Abdülğaffar katliam sabahı şu açıklamayı yaptı: Yarımız belki
öldürülecek. Biz Sisi den korkmuyoruz. Kırk milyon kişi sokaklarda...
Geçen Cuma gecesi darbeciler gerçekleştirdikleri
katliamla darbe sürecinde ikinci evreye geçtiklerini göstermiş oldular. Bu
evre, meydanlarda toplananları terörize etme amacını taşıyor. Hatırlanacağı
üzere birinci evre; yok sayma ve itibarsızlaştırma evresi idi. İlk günlerde darbeci
general barışçı eylemlere müdahale edilmeyeceği sözünü vermiş ve meydanlardaki
topluluğu önemsemediği havasını oluşturmaya çalışıyordu. Bu durum bir ay devam
etti. Direnişçiler her şeye hazırlıklıydılar; çünkü daha ilk gün kefenlerini
giyerek, yanlarına alarak meydanlara akın etmiş ve kararlılık gösterisinde
bulunmuşlardı. Darbeciler çaresiz. Çaresizlikleri her geçen gün daha da
netleşiyor; halbuki çare diye baş vurdukları kanlı baskınları, Mısır halkını
İhvan ın arkasında iyice kenetlenmelerinden başka bir sonuç doğurmuyor.
Darbeciler şu dört unsurdan güç alıyorlar:
1- Yargı
2- İstihbarat
3- Uluslararası güç
4- Medya
Ordunun ise kafası karışık. İkinci ordu darbeye karşı
tavır aldı. Üçüncü ordunun da aynı yolu takip edeceği düşünülüyor. Aslında
Mısır ordusunun keskin bir ideolojik tarafı yok. Ordunun İsrail le savaşmama
karşılığında ABD den gelen dış yardıma dayalı ticari faaliyetleri olan ilginç
bir yapısı var.
Mısır da darbecilerin başardığı tek şey darbe
karşıtlarının dışındaki kesimlerin algısını yönetmek. Bu kesim; darbe öncesi
var olan benzin kuyruklarının darbeden bir gün sonra nasıl oldu da sona erdi
sorusuna şu cevabı veriyor: Mursi benzini Gazze ye veriyordu, onun için Mısır
halkı benzin sıkıntısı çekiyordu. Sisi, Gazze kapısını kapattı, işler normale
döndü. Bu yalanı doğru gibi halka ezberletmişler.
Mısır ile ilgili dilden dile dolaşan bir çok senaryo var.
Bu senaryoları iki ihtimale indirmek mümkün: Bütün bu gelişmelerin sonunda
Mısır da ya bir İslam Cumhuriyeti doğacak ya da hareket bölünerek Batı ve
İsrail le uyumlu yenilikçi bir kadro iş başına getirilecek. Şüphesiz ki, buna
Mısır halkı karar verecek.
Batılılar, ihtiyaç duyduklarında kendi elleriyle
yaptıkları demokrasi putunu yiyebilirler belki, ama kendilerinin sahip
olmadıkları Hak Düzen karşısında yapabilecekleri pek de bir şeyleri yoktur.
Önce şapka çıkarırlar, sonra boyun eğerler, sonra da geçmişte olduğu gibi diz
çökerler.
Mısır direniyor. Mısır ın direnişi, karanlık gecelerin
sona erdiğinin, aydınlık sabahın yakın olduğunun habercisi olabilir.