7 Ekim 2023’te başlayan Gazze soykırımı, şimdiye dek 66 bin masum insanı hayattan kopardı.

Ne acı ki mevcut işgal ve abluka şartlarında iş makineleri çalışma yapamıyor, bu nedenle savaş bittikten sonra Gazze’deki enkazın kaldırılmasının ardından şehit sayısı belki de 66 bin değil de 100-150 bin olarak duyurulmak zorunda kalınacak.

Bu rakamları yazması kolay olabilir ama gerçek hayattaki etkileri hiç de o kadar kolay değil.

ABD’nin verdiği gelişmiş silahlarla, devasa bombalarla son yüzyılın en büyük soykırımını gerçekleştiren İsrail’in katlettiği Müslüman sayısı bu.

66 bin insan… Her biri birer can…

Büyük çoğunluğu ellerine bırakın silah almayı daha kalem bile alamamış, okul yaşına bile gelememiş savunmasız çocuklardı, silahın ne olduğunu bile bilmeyen biçare annelerdi ve acımasız saldırılardan kaçmaya dizlerinin mecali olmadığı için bombaların altında çaresizce can veren ihtiyar Gazzelilerdi.

Bunlar, her yıl gıda israfında yeni rekorların kırıldığı dünyamızda, İsrail’in kıtlık politikası sebebiyle bir lokma ekmeğe muhtaç şekilde can veren zavallı insanlardı.

Bu vahşet tablosunun birinci dereceden sorumlusu olan, yeryüzünün en büyük riyakârı ABD Başkanı Donald Trump, adeta bir iyilik elçisi edasıyla ortaya koyduğu ‘Gazze Planı’ ile bugünlerde dünya liderlerinden ‘takdir ve tebrik’ toplamakla meşgul.

Şu çelişkilere bir bakar mısınız?

Gazzelilerin katili İsrail, katile silah sağlayan Trump,

Gazzelileri açlıktan öldüren İsrail; insani yardımların Gazze’ye girişini engelleyen Trump,

Uluslararası mahkemelerde yargılanması için hakkında tasarı verilen İsrail; bu tasarıları veto eden Trump,

Washington’da, New York’ta protesto edilen İsrail; protestocuları hapse attıran sınır dışı ettiren Trump,

Akademik camiada kınanan İsrail; İsrail’i kınayan üniversitelerin ödeneklerini kesen Trump,

Müslümanların kutsal şehri Kudüs’ü işgal eden İsrail, Kudüs’ü Siyonizm’in başkenti ilan eden Trump,

Fazlası var eksiği yok.

Hâl böyle iken, bu Trump’ın, soykırımda hiçbir katkısı yokmuş gibi ‘Gazze Planı’ ile ‘övülmesi, takdir edilmesi ve alkışlanması’ bir tek bana mı garip geliyor?

Gazze direnişinin mücahit liderlerinden Yahya Sinvar’ın şu sözleri, günümüz şartlarında ne kadar da anlam ifade ediyor;

“Gazze, İsrail’le normalleşen herkesi ifşa edecek. Tüm işbirlikçileri rezil edecek. Ve davayı satıp mücadeleden taviz veren herkesin hakiki yüzünü ortaya çıkaracak.”

İki gündür dünya ajanslarında dikkatimi çeken haber başlıkları, onlarca İslam ülkesi liderinin Trump’ın Gazze Planı’nı memnuniyetle karşıladıklarını gösteriyor.

Trump’ın İsrail için yaptıklarını, yapacaklarının sınırı olmadığını ya bilmiyorlar ya da biliyorlar ama işlerine gelmiyor, özetle biliyor olmak menfaatlerine zarar verdiği için bilmezlikten geliyorlar.

Tüccar zihniyetli Trump, ABD’nin kasasını doldururken İslam ülkelerini milyar dolarlarca zarara uğratan anlaşmaları bu liderlere rahatlıkla imzalatabiliyor.

İsrail’in uluslararası meşruiyetini artıran Abraham Anlaşmaları’nı imzaladıkları gibi.

Bir takım menfaatler için Siyonizm’le normalleşme sırasına girdikleri gibi.

Trump’a hayır diyemiyorlar.

Bir kez daha ‘Ey, Trump’tan medet uman İslam dünyası liderleri, artık kendinize gelin, Müslüman halkları narkozlamayı bırakın’ çağrısında bulunsak biliyorum ki çağrımız yine boşa gidecek.

Bu çağrıyı ‘Müslüman halklar, uyanın, kendinizi, izzetinizi, haysiyetinizi, Beyaz Saray’dan medet uman narkozcuların elinden kurtarın’ şeklinde güncellemek belki de daha isabetli olacaktır.

Zira çare Müslüman toplulukların uyanışında. Müslüman topluluklar hakkıyla uyanışa geçerse Washington’da Tel Aviv’de, yerli işbirlikçileri de artık İslam topraklarında plan yapamaz hale gelecek, helak olup gideceklerdir.

Allah (azze ve celle) o izzetli günleri görebilmeyi nasip etsin.