Acıların tasnifi ne kadar acımasızlıktır heyhat. Acıyı tasnif eden, acıyı hiç duymayan bir vicdansızlık girdabına düşmüş demektir. Vicdansızlığın olduğu yerde konuşmak, yazmak anlamsız. İnsan vicdanı kadardır. Vicdanını kaybeden ise ne insan ne de hayvandır. Kaybolan gönlümüz, kaybolan sevgimiz ve merhametimiz. İşin kötüsü bizi biz yapan şeylerin kaybolduğunun farkında bile değiliz. Farkında değilse insan nasıl arar kaybettiğini nasıl arayabilir ki…
İnsanlık Yusuf misali dipsiz bir kuyuya atılmış. Tıpkı Yusuf’u kuyuya atan haset, kibir ve isyan dürtüleri gibi, insanlık; vicdansızlık, merhametsizlik ve ilkesizlik yüzünde dipsiz bir kuyuya atılmış. Çıkmak isteyenler çabaladıkça batsa da kuyuda, bir ses bekleyen bir ip salınır diye bekleyen, hakikatin yoluna ram olmuş kervanı bekleyenler her zaman var olmuştur kuyuda… Kurtuluş için bazen sabretmek gerekir. Mücadele etmek değil saldırılara karşı sabretmek gerekir. Mücadele ettikçe yok olacaksa insanlık o zaman var olan insanlığımızı kurtarmak adına sabretmeyi beklemeyi bilmeli insanoğlu. Tam bir iltica halinde Rabbe yönelmeli insan ve sabretmeli Yusuf misali gelecek hakikat kervanını beklemeli…
Bir yanda Yahudi cenazesi gördüğünde ayağa kalkan Hz. Peygamber ve kendisini cenazenin Yahudi olduğu noktasında uyaran sahabesine verdiği tarihi cevap: “Olsun o insan değil mi?” Öte yanda kendisinden olmayan bebeklerin ölümüne sevinecek kadar insanlığını kaybetmiş ahlaksız yığınlar. Nasıl üzülmez insan, nasıl yıkılmaz, nasıl gözyaşı dökmez insan ölen her masuma, ölen her canlıya… Bırakın insanı can taşıyan her varlık öldüğünde ona bile üzülür insan, ona bile gözyaşı döker. Gözyaşı cehennem ateşini söndürür der erenler, insanın özü ağlamadan gözü ağlamaz. Öz yanacak öz. Özünde insan olmayı kaybetmemişlerin gözyaşları söndürecek coğrafyamızı darmaduman eden bu cehennem ateşini.
Bu dünyada gözyaşı silmek nasip olursa ne kadar büyük bir bahtiyarlıktır. Gözyaşı silmek insanlığa yapılabilecek en büyük hizmettir. Bir insanın, sadece bir insanın kalbinin kırıntılarını toplayabilmek, gözyaşını dindirebilmek ne kadar da büyük bir güzelliktir. Eskiden hasret çekenler beklediklerine geldiğinde gözyaşı şişesinde biriktirdikleri gözyaşlarını hediye ederlermiş.
Artık gözyaşı dökemez olduk. Gözümün değil özümüz kurudu. Ağıtlar yakılmaz oldu evlerde, özlemlerimiz bile artık özlem kokmuyor. Tıpkı Yakup misali binlerce ötelerden hasretinin Yusuf’unun kokusunu alanlar kalmadı ne yazık ki… Bir düşünün en son ağıt ne vakit yakıldı bu topraklarda bir düşünün en son mendil ne zaman işlendi, en son gözyaşı şişesine masumiyetin gözyaşları ne zaman emanet edildi. İnsanlık tükeniyor. Bu yüzden insanlığın yaşadığı en önemli varlıksal kriz tartışmasız olarak insanlık krizidir. İnsanlık dönüşüyor. İnsanlar etrafına yapma duvarlar örüyor ve ördükleri bu duvarlar bir zaman sonra insanların gerçekleri ve gerekçeleri oluyor. İnsanlığı insanlar öldürüyor.
Merhametini kaybetmiş kişi insanlığını kaybetmiş demektir. Merhamet tek kurtuluşumuz tek çıkış noktamız. Büyük bir merhamet dalgası başlatmak zorundayız. Aksi durumda merhametimizle birlikte geleceğimizi de yok edeceğiz. Merhametimiz bizi insan yapan şey merhametimiz bizi ayrı kılan vasfımız. Bir merhamet mücadelesi başlatmak zorundayız. Ötekisi olmayan bir merhamet sevdası başlatmak zorundayız.
Millet dünyanın kirlenmesini konuşadursun insanlığımız kirlendi insanlığımız kapkara kesildi farkında değiliz. Acılarımız bile artık acı tadında değil. Gülüşlerimiz sahte, gözlerimiz hep manasız ve hilekâr bakıyor. Toplumumuz çöküyor. Merhametimizi kaybetmeye başladığımızdan beridir toplumumuz çöküyor. Üst bir ahlak inşa etmek zorundayız. Üst bir ahlakın inşası ise ancak üst ahlakı taşıyanların himmeti ile olur. Önce ahlakı dert edinmeliyiz. Varlıkla, insanla ve kendimizle olan irtibatımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Yaşayabilmemiz için bütün sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Âlemi yeniden Rabbi ile buluşturmalı ve yeniden bütün değer yargılarımızı en üst değer etrafından inşa etmeliyiz.
Gelecek karanlık ancak aydınlık kaçınılmaz. Zira Celal’den sonra Cemal vardır. Cemal’e talip olan Celal’e eyvallah demesini bilmeli. Kulluktur derdimiz. Ancak bütün âlemin Allah’a âlem olduğunu bilerek bu kulluğu yerine getirmemiz gerekiyor. Derdimiz gönül kazanmaktır kırmak değil, derdimiz hakka vuslatı aramaktır ahkâm kesmek değil. Dedim ya âlemi rahmet kurtaracak, merhamet bütün âlemi yeniden huzura erdirecek.