Eskiden her

mahallenin bir bakkalı vardı. Mahalle sakinleri neredeyse bütün ihtiyaçlarını

buradan karşılar, dışarı çıkmaya ihtiyaç duymazlardı. Mahalle bakkalında, gıda

maddelerinin yanında, kumaş, iğne, iplik, oyuncaklar ve aklınıza gelebilecek ne

varsa bulabilirdiniz.

Artık ne mahallenin eski ruhu ne de mahallenin dert

babası bakkal amcalar kaldı.

Büyük marketlerle rekabet edemeyen bakkallar çoktan tarih

oldu. Günümüzde bu görevi

AVM ler üstleniyor.

 İnsanlar boş

vakitlerini daha verimli hale getirmek yerine AVM lere koşuyor ve burada

eğlendiklerini düşünüyorlar.

Müşteri ile bağ kurabilmek için çeşitli etkinliklerle

zenginleştirilen AVM ler bunun yanında sosyal medyayı da aktif olarak

kullanıyor. Fakat burada insanlar sıcak iletişim kuramıyor, aksine tüketici

birer nesne olarak algılanıyorlar.

Mahalle bakkalında insanlar sadece alışveriş yapmazlar,

bunun yanında bakkal sahibi ile sıcak bağ kurarlardı. Mahallenin bakkal amcası

insanların sorunlarını bilir, gerektiğinde el uzatırdı.

Mahalleli bakkalını sahiplenir, bir başka bakkaldan bir

şey almazdı. Bakkalınız evinizin bir parçası gibiydi, istediğiniz her şeyi

burada bulabilirdiniz.

O zamanlar veresiye diye bir şey vardı. Bütün umudunu ay

sonunda alacağı maaşa bağlayan insanlar, aldıklarını veresiye defterine

yazdırır, ay başı geldiğinde öderlerdi.

Çocuklar veresiye defteri kabarmasın diye düşünür

taleplerini sınırlandırırlardı. Bakkal sahibi müşterilerini güvenirdi. Bakkalın

çırağı müşterinin poşetlerini taşır ve verilen siparişleri eve kadar getirirdi.

Bakkal mahallenizle bütünleşir ve sizden bir parça olurdu.

Bizim mahallemizin bakkalı yetmiş yaşlarında bir hanımdı.

O zamanlar bir sıkıntımız olduğunda hepimiz ona koşar ve anlatırdık.

Bakkal teyze hiç yorum yapmadan dinler, yapabileceği bir

şey varsa yapar yoksa tavsiyelerde bulunurdu. Kimsenin sırrını kimseye

söylemez, bir insanı anlamak istiyorsanız güvenilirliğine bakın derdi.

Mahallemiz yoksulların ağırlıkta olduğu bir mahalle idi. Fakat insanlar

birbirlerinden güç alarak bu şartlar altında dahi mutlu olmayı

başarabilirlerdi.