Aslında, önceki yazımın sonuna ‘haşiye’ olarak koyduğum konu, yani ‘Türkiye’de tam yarım trilyon dolarlık beton yatırımı yapılmış!’ cümle sonrası ile devam edecektim ama vazgeçtim! Arif olana ve anlayana bu konudaki sadece şu uyarı ve hatırlatma bile yeterlidir: Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu ne dedi? “Bir Kızılderili deyişiyle bu arkadaşlara seslenmek istiyorum; ‘Son fabrika satıldığında, son üretici toprağını terk ettiğinde, beyaz AK Partili adam beton ve asfaltın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!’”
Onlarca yazılık uyarılarımıza rağmen, Şeker Fabrikaları ‘çalışanlarına, üreticilerine, halkımıza’ değil de, “Sermaye’ye” satılmaya başlandı ya; artık bıktım ve yazmaktan vazgeçtim!
Deizm ve gençlerimiz güncel konusu var; modern tıp ile geleneksel tıp konusu var; bunlar aslında hep yazdığım ‘Sosyal Tufan’ içerikli genel konular ama yine yazsam ne fayda!?.
Sadece şu hatırlatma ile bitireyim: Allah hidayeti kararanlara ak hidayet nasip etsin…
Bunlar ve benzeri konularda yazacak çok şey var da; fazlası bize yakışmaz…
Adımız ‘Reşad’ vazifemiz ‘irşad’ ya; bizden de bu kadar!
KUR’AN VE İLİM kaynağımıza bakalım…
Bizim irşadımız da böyle olsun…
Kaldığımız yerden devam…
***
Yeryüzü kırmızı topraktan oluşuyor. Kırmızı toprakta canlıların kullandığı cüzi maddeler yoktur. Canlılar milyar yıl içinde toprağı siyah toprağa çevirdiler. Siyah toprakta canlıların ürettiği kömürlü ve azotlu maddeler vardır. Bunlar cansız varlıklarda kendiliğinden oluşmaz. Genler dediğimiz DNA’ları üretir. Ne var ki DNA’ları da genler üretir. Yani yumurtasız tavuk olmaz ama tavuksuz da yumurta olmaz. Allah’ın varlığı ve büyük kudreti burada da kendisini gösterir.
İnsanlar da canlıların bu milyarlık toprak oluşumuna katkı yapmakta ve daha çok canlının yetişmesini sağlamaktadır. Kendileri de bu alanda çoğalmaktadır. Canlının gayesi siyah toprak üretmedir. İnsanın gayesi de yatırım yapmadır. Yatırım da insan için yapılmaktadır...
İnsan ile devam edelim…
İnsan 7 yaşında iş eğitimi almaya başlayan çocuk aynı zamanda ücreti istihkak edecektir. 7 yaşındaki çocuk bir büyüğünün yanında çalışacak ve ona çıraklık yapacaktır.
10 yaşına geldiği zaman artık kendisine verilen işi kendi başına sürdürecektir.
15 yaşına geldiği zaman izin verilen işlere kendi başına başlayacak ve üretim yapacak.
30’lu yaşlarına geldiği zaman kendi başına iş kurabilecek ve üretim yapabilecektir.
60’lı yaşlardan sonra bir genci yanına alıp eğitecek ve birlikte üretim yapacaklardır...
İnsan yaşamak için çalışır. Bu onun gayesi değildir. Bir gün gelecek ölecektir. Dolayısıyla boş iş yapmış olur. Batılılara göre çalışmak yaşamak içindir. Oysa Kur’an’a göre yaşamak çalışmak içindir. Bir şey yapmak için çalışırız. Bu da emeldir.
Ekonomide genel kural vardır. Artık (artan, artırılan) emekle yatırım yapılır. Batılılar buna ‘artık para ile yatırım yapılır’ demektedirler. Oysa artan para değildir. Para bir toplulukta sabittir. Oranın artık emeği değerlendirilir ve üretim olur.
İnsan bunların bir kısmı ile yaşar, artık/artan emeği de, ayetteki ifadesiyle “salihat bakiyatta” değerlendirir. Mal ve bedel karşılığı getirildiğine göre “el-bakiyat” yatırımdır. Dört boyutlu uzayın insanlığını oluşturmadır.
Her şey insan için yaratılmıştır. Yatırım plan ve projeye göre yapılmaktadır. Biz ilk yazdığımız kitapta (İslamiyet ve Ekonomik Doktrinler-Aralık 1969) şunu demiştik, “İstihsalde mülkiyet, istihlakte şuyuiyyet esastır.”…
(Kaldığımız yerden devam ederiz, inşallah…)