Başbakan mitinglerde yapmış olduğu konuşmalarda, kumpas
kelimesini sık sık kullanmıştır. Diş güçlerle içerdeki paralel yapının birlikte
hareket ederek, hükümete kumpas kurduklarını birçok konuşmalarında ifade
etmişlerdir. Gerçek böyle midir Halkımız, Bu kumpasçıları neden yanında
taşıdın Hiç mi ikazlara kulak vermedin diye neden sormuyor Müslüman,
dindar, inançlı olan kesim, yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna, çıkan
kasetlere, beddualara, kartel medyasının olanca propagandasına ve hatta Egemen
Bağış ın o konuşmasına rağmen AKP ye oy vermesinin nedenini, karşı kesim olan
CHP ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Karşı olan kesimde; İslam ı senelerdir
kendi anlayışına uydurmak için mücadele eden cemaatler, yozlaşmış sermaye,
LGBT, solun devriminin podyumlarda, meyhanelerde olduğunu sananlar yıllardır
Türkiye üzerinde kumpas kurmuş çeşitli dış mihraklar oluşturuyor. Sol geçekten
bu ülkenin değerlerine sahip çıksaydı, AKP bu kadar güçlü olur muydu Bu millet
Milli Görüşü gerçekten kavrasaydı başbakana oy verirler miydi AKP; her seçimde
mağdurları oynamıştır. Bu seçimde de anahtar kelime kumpas dı. Bunu çok iyi
işleyerek, siyasi pazarlama konusunda başarısını ortaya koymuştur. Bu söz
ustaca milletin bilinçaltına sokulmuştur. Bir kriz meydana getirilmiş ve
meydana getirilen bu kriz ustaca yönetilmiştir. AKP gerçekten başarılı mıdır
Yoksa bu milletin genlerini çözmüş olmanın üstünlüğünü mü kullanmaktadır
Yıllardır bu ülkede, solcuların karşı geleceklerini sol hükümete, sağcıların
karşı geleceklerini de sağcı hükümete yaptırdılar. Nasıl mı Hemen örneklerle
izah edelim.
1- Zinayı serbest bırakan CHP olsaydı
2- Domuz etini kasaplık hayvan statüsüne alan CHP
olsaydı
3- Kilise açan CHP olsaydı
4- Kilise açarken Ya Allah Bismillah diyen CHP
Olsaydı
5- Faiz bir dünya gerçeğidir diyen CHP olsaydı
6- ABD ye Irak ı bombalamasına mani olmayıp izin veren
CHP olsaydı
7- Amerikan askerlerine dua eden CHP olsaydı
8- Yahudilerden ödül alan CHP olsaydı
9- Yahudi ye kardeşim diyen CHP olsaydı
10- Yabancılara toprak satımını 25 dönümden 600 dönüme
çıkaran CHP olsaydı
11- ABD ye dostum diyen CHP olsaydı
12- Bu kadar çalan çırpan CHP olsaydı
Ne diyecektiniz Bunlardan büyük gâvur mu olur
demeyecek miydiniz Sokaklara inip, eylem yapmayacak mıydınız Şimdi ne
diyorsunuz Başbakanın bir bildiği var diyorsunuz. Sokağa çıkıp, protesto
etmiyorsunuz. Zaten sokağa çıkmamanız ve tepki vermemeniz için AKP eliyle
yapılıyor bu çalışmalar. Hatta AKP iktidara geldiği günden beri Müslümanlara
bir rehavet çöktü, dünyaya daha çok meyil etmeye ve tüketime daha çok zaman
ayırmaya başladılar. Nasılsa başbakan bizim hakkımızı arar ve korur
düşüncesiyle iyice gevşediler. Örgütlenmeyi bıraktılar. Siyaset mühendislerinin
algı operasyonlarına açık hale geldiler. Türkiye de 10 yılda bir sürü
değişiklikler oldu! Bak başörtüsü serbest! Duble yollar yapıldı! IMF ye olan
borcumuz bitti. Yapılanları inkâr edemezsiniz! diyor eski Milli Görüşçüler.
Başörtüsüyle alakalı henüz bir yasa ortaya
koyamamışlardır. İdarenin inisiyatifiyle serbest hale gelmiştir. Özal da bu
şekilde serbest bırakmıştı. Fakat hükümet değişince yasak yeniden hortlamıştı.
Bu bir kazanım değildir. Başörtü serbestliğinin bedeli ne oldu Hiç bunu
düşündünüz mü Cumhuriyet kurulduğu günden beri elde edilen bütün kazanımlar
özelleştirildi. Çok uluslu şirketler tarafından satın alıntı. Karşılığında,
başörtü serbestliği verildi. Kenya nın kurucu devlet başkanı Jomo
Kenyatta; Beyaz adam geldiğinde, bizim topraklarımız, onların ellerinde İncil
vardı. İncil i verip bizi uyuttular; gözlerimizi açtığımızda İncil bizim
elimizde, topraklarımız onlardaydı. Bugün bizim de yaşadığımız bundan başka
bir şey değildir. On yıl önce ülkemizde bu kadar banka yoktu. On yıl içinde
ülkemiz gelişti birçok banka kuruldu, el değiştirdi. Sonuç olarak; geçen Şubat
ayında kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı yüzde 63,4, ferdi kredi
borcunu ödeyemeyenlerin sayısı yüzde 51 arttı. Dolayısıyla 84 bin 148 kişi
kredi kartı borcunu ödeyemedi, 57 bin 116 kişi kredisini ödeyemedi. 255 bin
kişi ise hacizli.
11 yıldır sadece KİT ler el değiştirmedi, kültürümüz,
inancımız zedelendi. Fabrikalar yerine, çağdaş tapınaklar AVM ler kuruldu. Üretim
yerini çılgınca tüketime bıraktı. Hem tüketici, hem de esnaf borçlandırıldı.
Borçlanma beraberinde korkuyu getirdi. Ya kriz çıkarsa düşüncesi toplumda
paranoyaya dönüştü. 2001 krizi unutmayan halkın, yeni bir krizi kaldırmaya
tahammülü yoktu. Başbakan; İstikrar sürsün sözüyle adeta krizleri
hatırlatarak, algı operasyonu yapmıştır. Korkular yönetilmiştir. Buna korku
pazarlama diyorlar pazarlamacı dilinde. Aynı zamanda siyaset mühendisleri
tarafından da en sık başvurulan yöntemdir. Başbakanın havuz kurarak, medya
satın almasının nedeni Rıza üretmek için kullanılmıştır. . Chomsky e göre
kapitalist ülkelerdeki medyanın amacı halka 24 saat propaganda yaparak egemen
değerleri topluma aşılamaktır. Çünkü var olan düzenin kendini yeniden
üretmesinde ve sürdürmesinde medyanın amacı geniş kitlelerin rızasını
üretmektir. Böylede oldu! Siz kendi iradenizle oy verdiğinizi düşünürsünüz.
Oysa medya eliyle bir algı operasyonu yürüterek sizin rızanızı almışlardır.
Kısaca; medya ile rıza üretmek, toplumu şekillendirmek, itiraz edeni
iradesizleştirip teslim almak Dış güçlerin korktuğu bizim asıl kimliğimize
dönmemiz. Bunun Saadet Partisi nin önünü kesmek için her türlü oyunu
oynamışlardır ve oynayacaklardır. Bu gerçeği Alman Ord. Prof. Fritz Neumark ın
sözlerinden net bir şekilde anlıyoruz. Fritz Neumark diyor ki, Siz Türkler,
gerçek kimliğinize döndüğünüz zaman Avrupa nın refahı ve medeniyeti yıkılır.
Başka bir izaha gerek var mı