Hac mevsiminde ya kolera salgını ya da veba salgını başladığını yazardı gazetelerimiz. Devrin hükümeti de o yazılanları gerekçe/delil sayar, zorlaştırırdı yahut yasaklardı hacca gitmeyi. Yani ülkemin "laikci" medyasının dediği olurdu hep.

Bir araştırın bu resmin yayınlandığı 1950-60 yılları arasını. Nerede olmuştu veba salgını

Büyük çoğunluk iktidarı Demokrat Partinin, nasıl bir iktidar olduğunu sorgulayın bu yasakcılıktan hareketle.

Demokrat parti her denileni yapmakla kurtuldu mu, bir ihtilale maruz kalmaktan Başbakanını ve iki bakanını asılmaktan kurtardı mı, "laikci" basını yalancı ilan etmekten "korkanlar "

Hayır!

Müdahale edilmeyen, önlenmeyen zulüm, bir başka zulmü harekete geçirir zira.

Eğer komşularında, ülkenin insanlarının hac yolunun geçtiği ülkelerde bir salgın varsa veba gibi, yapılacak olan sınırları kapatıp görmezden gelmek midir Türkiye cumhuriyeti salgına uğramış ülkelere yardımcı olmayı bilmiyor mu idi yoksa

Yalan haberlerin arkasına saklanarak yapmasa idi yasakcılığını, doğrudan söylese idi: Hacca gitmeyi yasaklıyorum! Olmazdı elbette. Nerde kaldı laiklik

Geçtiğimiz hafta yineledik, ünlü Demirel sözlerinden birini. Ne demek istedin diye soranlar oldu.

DPnin oyları üzerine kurulmuş korku yüklü politikacıların partisi APnin genel başkanı Demirel, oy istemeye çıktığı her seçim mitinglerinde haykırırdı: "Herkesin göğsünü gere gere müslümanım deme hakkı vardır," veya "Herkes göğsünü gere gere müslümanım diyebilecektir" diye.

Haydı anladık diyelim, bir dönem yaşanan Müslümanım diyememe korkusunu. Lakin dört yıldır siz iktidarda idiniz. Neden ortadan kaldırmadınız bu korkuyu Bir başbakan iki seçim, üç seçim aynı sloganla oy isterse sorun nerededir

Hala aynı hatayı tekrarlayan seçmende değil mi biraz da

İşte biz geçen hafta sayın R.Tayyip Erdoğanın laiklik vurgulu dış seyahat konuşmasına bu atıfları, bu hatırlatmaları yapmak istemiştik.

Oralarda da politikacıların halklarına göğsünü gere gere, diyeceği günlere çok kalmadı herhalde.

Oralarda da irtica tanımlı sakallı resimlerinin, karikatürlerinin yayımlanmasına hemen başlanabilir.

Biz yaşadık, yaşıyoruz!

Bu ülkenin oy veren çoğunluğunun iktidara getirdiği DPyi bir yılan gibi gören ve onu ihtilal kılıcı ile öldürten kalemlerdi hacca gidişleri yasaklatanlar.

DPyi istedikleri gibi yönlendirdiler ve buna rağmen öldürtmekten de geri durmadılar.

Bu ülkede kimin laiklikten ne anladığı daha önemlidir Geçmişlerinde uğradıkları zulümlerden başlarını kaşımaya vakit bulamayanların mı Hayatlarını müslümanlara yasak uygulamaya vakfedenlerin mi

Türkiye, model ülke olsun, diyorlar. Siz bu uygulamalarınızla mı bize örnek olacaksınız, derlerse komşunun oğlu, müdafaanamemizin dayanakları sağlam olmalı. Başörtülüler Arabistana gitsin, diyen bir Cumhurbaşkanı vardı bu ülkenin. Şimdi laiklik ihraç eden bir başbakanı.

Ve hala okul önlerinde ağlayan bu ülkenin kız çocuklarıdır.

Kılıçlı günlere takılıp kalırsa

Kılıçdaroğlu 42 yıl önce öldürülen Taylan Özgürü Twitterdaki hesabı aracılığıyla anmış,

"Ülkemizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde öncü olduğu için öldürülen Taylan Özgürü sevgiyle anıyoruz" demiş.

Bu hafta Kılıçdaroğlu faaliyeti olarak basına yansıyan bu haberle ilgili yorumlar muhtelif.

Diyorlar ki: neden Gürsel Tekin aracılığı ile anmadı da Twitter hesabını tercih etti Gürsel Tekin raporlu mu, yoksa Twitter ağzı var dili yok gibi birşey mi

Başka

Bir önceki hafta geçmişimizle gurur duyuyoruz diyen Kılıçdaroğlu, bu hafta da dönemedi günümüze. Acaba Kılıçdaroğlunda günü yaşamak korkusu mu var

Daha

42 yıl önce kendisi de bir genç olan Kılıçdaroğlu, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinden haberdar değil mi idi Neden bir çizik almadan geldi bu günlere

Daha daha

Kılıçdaroğlu, güneşe akın var; güneşin zaptı yakın gibi şiirimsi mısralarla çocukluğunu geçirmiş olabilir. Ancak olgun olması gereken şu günlerde güneşi zaptetmeyi bırakıp  partisine sahip olması gerekmez mi Erken kalkanların il başkanlığını zaptetmeleri, Kılıçdaroğluna doğru bir akın başladığına işaret sayılmaz mı

Bu haftalık bu kadardır Kılıçdaroğlu haberleri. Merakınız bitsin diye yazdık.

Atanamayan öğretmenler

Öğretmen olarak atanmayı bekleyen gençliğimize bir hatırlatma yapalım dedik.

Bu ülkede "değişmeyenler" dendir yaşadıkları.

Bitirdikleri okullardan 50-60 yıl önce geçenlerin hallerinin fotoğrafını indirdik arşivlerden.

Bu ülke çok gördü güzel konuşan başbakanı, güzel konuşan Milli Eğitim Bakanını...

İcraat, milli bir görüş ister.

Hoca ikaz etmişti

90lı yıllarda TRT televizyonunda bir açık oturumda rahmetli Erbakan Hoca, Demirel, ve merhum Erdal İnönü birlikte idiler. Konu günlük siyaset ve Türkiyenin Asyadaki Türki Cumhuriyetlerle ilişkileri...

Erbakan hoca konuştu, konuştu ve onlar dinlediler. Sonunda şöyle bir cümle ile bitirdi sözlerini: Siz oralara ancak laiklik ihraç edersiniz. Rahat bırakın oraları...

Bunları anlattı Sabri Gümüş kardeşimiz R. Tayyip Erdoğanın Ortadoğuda laiklik pazarlamasına girişmesine duyduğu üzüntülerini dillendirirken...

Ve biz de tespit ettik. R.Tayyip Erdoğan laiklik hoştur, güzeldir dedikten hemen sonra yaşananları.

YAVRUM MESUT VE THE ŞAPGALI BABA

Usta, susadın mı yokuşta

- Alo, the şapgalı baba duydun mu Usta Recep Ortadoğuda konuşmuş yahu.

- Konuşmuşsa konuşmuştur! Binaenaleyh biz konuşmasın mı dedik

- Öyle deme the şapgalı baba. Durum çok karıştı yahu.

- Ne oldu yavrum Mesut Binaenaleyh tankları mı gördün Nizamiyeye gidenler mi var Benim Kemalimi uçağa mı bindirdiler Fevkalade yükseklik korkusu vardır.

- Yüksek oy almak korkusu da var yahu.

- Kim oyalanıyor, nerde oyalanıyor, niçin oyalanıyor Binaenaleyh gün kurtarma vaktidir. Beşyüzgünde kurtarmazsam namerdim.

- Dur, heyecanlanma the şapgalı baba. Kimi kimden kurtarıyorsun yahu.

- Ortadoğu karışmış demedin mi yavrum Mesut Binaenaleyh nerde bir karışıklık varsa, orda benim tuzum, biberim olmalıdır. Fevkalade acı katmalıyım.

- Ortadoğuda konuşmuşdedim the şapgalı baba. Sana karşı tavır koyuyor yahu.

- Ben de onun karşısına Kemalimi koyarım. Binaenaleyh Kemalle birlik olup, Silivriden Fevkalade hücum edebiliriz.

- Dur the şapgalı baba dur yahu. Kendini Çankayada mı sandın Sen o zaman ne demiştin yahu

- Ne zaman ne demiştim yavrum mesut Binaenaleyh ben herşeyi demişimdir. Hem de fevkalade demişimdir. Hangisini soruyorsun

- Başörtülüler Arabistana gitsin, demiştin ya the şapgalı baba, unuttun mu yahu

- Unutmadım yavrum Mesut. Binaenaleyh önceki Kemallerim öyle istemişlerdi. Ben de fevkalade kırmadım onları.

- Ama kızları okul önlerinde kırmışlardı The şapgalı baba. İyi ki gitmemişler yahu. Şimdi yine yollara düşeceklerdi.

- Neden yavrum Mesut. Binaenaleyh yollar yürümekle aşınmaz.

- Oralar da laik olacak the şapgalı baba. Usta öyle istemiş yahu.

- Usta istemişse istemiştir. Bianenaleyh kalfalar ne istiyor, çıraklar ne istiyor

Benim Kemalim ne istiyor Fevkalade önemlidir.

- Senin Kemalin laikliği ben konuşacaktım, elimden aldı demiş the şapgalı baba. Anayasa Mahkemesine gidecekmiş yahu.

- İnceldiği yerden kopsun. Binaenaleyh gittiği yerde otursun, kalsın. bana gelmemesi fevkalade yanlıştır, hatadır, günahtır.