FAİLİ meçhul bir cinayet işlenir.
Durum Hazreti Musa’ya bildirilir.
Hazreti Musa durumu araştırıp soruştururken Yahudiler
kabileler/partiler halinde olduklarından birbirlerinin üzerine atarlar.
Aynı dinden oldukları halde ayrı yorumlar sebebiyle
birbirlerine düştüklerini, harp bile ettiklerini, sürgüne gönderdiklerini, aynı
dinden oldukları halde esir aldıklarını, fidye karşılığında salıverdiklerini
Rabbimiz geçmişten haber verirken bizi de uyarmaktadır.
Rabbimiz bizi uyarmak için Yahudilerden kötü bir örneği
şöyle haber verir: “Sonra siz kendinizi öldürüyorsunuz, sizden olanların bir
kısmını yurtlarından çıkarıyorsunuz, günah ve düşmanlıkta onlara karşı
birbirinize arka çıkıyorsunuz, size esir olarak gelirlerse fidyeleşiyorsunuz.
Hâlbuki çıkarılmaları size haram kılınmıştı. Yoksa siz kitabın bir kısmına
inanıyor da, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz Böyle yapanların cezası ancak
dünyada rüsvalıktır. Kıyamet gününde ise azabın en şiddetlisine itileceklerdir.
Allah yaptıklarınızdan gafil değildir” (Bakara Suresi, ayet: 85).
“Yahudiler o zaman yaptılarsa da bu gün kendilerine
yapmıyorlar” demeyin.
Zenci Yahudileri asla İsrail’e kabul etmiyorlar.
Rusya, Ukrayna gibi yerlerden İsrail’e gelmek isteyen
Yahudileri de Filistinlilerle sınır olan yerlere yerleştiriyorlar ve ölürse de
öldürürse de kârdır diyorlar. Kendilerinden olan biri öldürülür, katilini
bulmak üzere Hazreti Musa’ya müracaat edilir. Hazreti Musa onlara bir sığır
kesmelerini söyler. Sığırı kesmemek için bin yerden bin bahane getirirler ve
sonunda keserler.
Şimdi burada da bu Yahudiler, Musa’yı (A.S.)
kandırabilmek için çeşitli dalavereler ileri sürüyorlar. Allah-ü Teâlâ böyle
olmamamızı ister.
Rabbimiz bu olayı da uzunca anlatır ve sonunda: “Hani bir
kimseyi öldürmüştünüz de, hakkında birbirinizle atışmıştınız. Hâlbuki Allah
sizin gizlediğinizi açığa vurandır.
O’nun için, ‘Ölüye ineğin bir parçasıyla vurun’ demiştik.
İşte böylece Allah ölüleri diriltir ve siz akıllanasınız diye de ayetlerini
gösterir” diye haber verir (Bakara Suresi, ayet: 72-73).
Pekiyi burada şu sorulabilir. Niye sığır Yani bir
insanın mucize olarak dirilmesi için, bir ölünün dirilmesi için Allah (C.C.)
bir sığırın kesilmesini istiyor. Eski Mısır geleneğinde puta tapanlar sığıra
tapıyorlardı. Hâlâ o gelenek bugün Hindistan’da devam ediyor.
Yani tarihin en eski dönemlerinde belki ilk rastlanan
putlardan birisi sığırdır. Belki de insanoğlunun en fazla onunla meşgul olması
yani tarlasını onunla sürmüş olmasından, ilk yer-yüzünde kendisinden
yararlanmak üzere sahip olduğu hayvanın sığır olmasından da kaynaklanmış
olabilir. Fakat gerçek olan şu ki eski, Mısır’da sığıra tapınılıyordu.
Musa (A.S.) Rabbinden Tevrat’ın nüshalarını almak için
(vahiy almak için) Tur dağına gittiğinde, geride kalan Yahudilerden Samiriyy denilen
adam, orada altından bir buzağı yapıyor. Ve insanlar eski alışkanlıklarından
kaynaklanarak ona tapmayıveriyorlar.
Allah’a itaat ve ibadeti bırakıveriyorlar. Tamamı değil
bunların içinden bir kısmı. Onun içindir ki, Allah (C.C.) onlardan putlarını kesmelerini
istiyor. Böylece sığır kesilince put olmaktan çıkacak. Günümüzde bu ayet-i
kerimenin vermek istediklerinden bir tanesi de şu: Efendim topyekûn biz ölmüşüz
ölmüşüz de cenazemizi kaldıran yok derler. Yani millet olarak ölmüşüz de
cenazemizi kaldırıveren yok derler. Peki, bu ölmüş milletin dirilmesi için bir
şey gerekiyor. O da bu milletin önüne bazı değersiz değerlerin put haline
getirilenlerinin kesilmesi gerekiyor. O kesilip yok edilecek olursa, Allah
(C.C.) o Müslüman milleti yeniden diriltiverir.
Televizyonda konuşan aklı başında herkes, Türkiye’deki
terörün arkasında Batılı ülkelerin olduğunda ittifak ediyorlar.
Sağcısı da solcusu da verip veriştiriyor.
Ama aynı adamları bir başka programda konuştursanız
Batı’nın değerlerinden vazgeçmememizi söylüyorlar.
Biz, bu kula kulluğu kesip atmadan, bütün kulları
yaratana kul yapmadan, ayağa kalkamayız, kendimize gelemeyiz, bu dünyada böyle
yaşadığımız gibi ahirette de Allah korusun cehennemi boylarız.
İsterseniz, Bakara Suresi’nin 67-85 nolu ayetlerinin tefsirini
“ŞİFA TEFSİRİ”nden bir okuyuverin.
İsteme telefonu, Cantaş Yayınevi (212) 5111085