Bir hanım çocukluk döneminde yaşadığı olayı şöyle
özetledi: On yaşındaydım. Parkta oynarken gümüş bir yüzük bulmuştum. Parmağıma
hafif geniş gelmişti ama yüzüğü çok beğenmiştim. Annemden habersiz kullanmayı
düşündüm. Eve geldiğimde yüzüğü çantamdaki özel bölmeye koydum. Ertesi gün
okula giderken takmayı düşünüyordum. Fakat o gece vicdanım beni hiç bırakmadı,
uyuyamadım. Kendimi suçlu hissediyordum. Sabahı dört gözle bekledim. Ama gece
uzadıkça uzuyordu. Allah sorduğunda ne diyecektim, sonra yüzüğün sahibi hala
arıyor olabilirdi. Belki de uzun süre biriktirdiği harçlığı ile almıştı.
Yatağın içinde döndüm durdum. Sonra Allaha söz verdim sabah olduğunda yüzüğü
anneme teslim edecektim o da sahibini bulacaktı. Öyle yaptım. Annem önce kızdı
sonra Senin değerli bir eşyan kaybolsa ne yapardın Dedi.
Üzülürdüm diye cevap verdim. O yüzüğün sahibi de üzülüyor
olabilir. Dedi. Ondan habersiz odama geçip ağladım.
Annem beni de yanına alarak parka gitti ve oradaki
insanlara yüzüğü gösterdi, fakat sahibini bulamamıştı. Sonra güvendiği bir
hocayı arayıp olayı anlattı. Annem Bulunan eşyayı bir yıl bekletip sahibini
aramak zorundaymışız. Birinci yılın sonunda sahibine ulaşamamışsak, ihtiyaçlı
birine verilebilirmişiz dedi. Yüzüğü dolaba koydu ve bir yıl boyunca mahalleye
her çıktığında ilan etti. Fakat yüzüğün sahibini bulunamamıştı. Komşular annemi
uyarıyor, üç kuruşluk bir yüzük için bu kadar yorulmaya değer mi diyorlardı.
Annem imanı kuvvetli bir hanımdı. Allah bir şeyi benden istediyse, bu önemsiz
bir şey değildir, ben Onun rızasına aykırı davranmaktan korkarım diyordu. Annem
o yüzüğü sahibine ulaştırmayı çok istemişti ama olmadı. Sonra yüzüğü yoksullara
yardım maksadıyla açılmış bir kermese bağışladı ve kayıp maldır, satılsın
parası yoksullara gitsin dedi.
Şu an otuz yaşında
bir anneyim. Annem bana aile ilişkilerimden, sosyal hayatıma ve insani
ilişkilerime kadar her şeyde Allahın rızasını aramam gerektiğini öğretmişti. Bu
hayatımı kolaylaştırıyordu. Dinim hiçbir konuda boşluk bırakmamıştı, hangi
noktada çelişkiye düşsem bir çıkış yolu bulabiliyordum. Annem bana doğru
bakmayı ve doğru görmeyi öğretmişti. Her anne bunu yapmalıdır.