Nereye gittiğini bilmeyen edilgen ve hedefsiz bir gençlik
yetiştiriyoruz. Ziyan edilen bu çocuklar anlam ve hedef boşluğu içinde
koştururken zaman akıp gidiyor.
Bizim çocuklarımız, yabancı bir seyyah gibi bilinmeze
doğru sürükleniyorlar:
Kimileri sevgilileri ile haram kokan hayatlarına devam
ediyor
Kimileri sokaklara teslim olmuş aylak aylak geziyor
Kimileri kör ideolojilerin esiri olmuş geçmişini inkâr
ediyor
Kutsallarına sövmeyi marifet bilenler ve
Hayatlarını haramla bütünleştirenler de var
Söyleseniz dinlemez
Konuşsanız anlamazlar!
İşte size laik çağdaş bir Türk gençliği!
Nereye gidiyorsunuz diye sorsanız verebilecekleri hiçbir
cevapları yok. Beyhude yaşadıkları hayatlarını başkalarının dünyalarına
karıştırmak ve orada bir yer edinmek istiyorlar. Hayatlarında bir mana ve dava
heyecanı yok. Günü birlik yaşıyor ve günü birlik hazların peşinde koşuyorlar.
Bu gençler beynelmilel bir hayatın içinde gezinirken sendeliyor ve bir daha
kalkamayacakları çukurlara düşebiliyorlar. Bir kısmı marjinal, etnik ya da
ideolojik grupların tedrisatlarından geçiyor ve kutsalları ile savaşmanın
dışında bir hedef seçemiyorlar. Bu kaos ortamında kendilerini çekip çevirecek
ve dönüştürecek potansiyele sahip gençlerin sayıları ise oldukça az Gençlerin
ekserisi kabuğunu kırabilmek için hazlar etrafında dolaşıyor ve zannediyor ki
canımın istediğini yaparsam mutlu olabilirim. Oysa tatmin oldukça daha fazla
duyarsız ve doyumsuz olmaya başlıyorlar. Çünkü gönüllerinin tatmin olabilmesi
için o manevi boşluğun ahlak ilim ve irfanla beslenmesi gerekir. Ancak bu
şekilde temellendirilen ruh halinin üzerine maddi bir dünya inşa edilebilir ve
gerçek huzura bu yolla ulaşmak mümkün olabilir.
Bulunduğu koordinat neresi olursa olsun bu çocuklar bizim
çocuklarımız. Onların kulağına eğilip, hayallerini gerçekleştirebilecekleri
inançlar manzumesine sahip olabilecekleri bir hayatın pekala mümkün olduğunu
fısıldamalıyız. Aksi takdirde bu kayıplar artmaya devam edecektir.