İstanbul Kimine göre şehirlerin sultanı , kimine göre

sevda şehir Kimine göre de taşı toprağı altın İstanbul Sadece Türkiye nin

değil, bir bakıma ümmet coğrafyasının taraçasıdır İstanbul. İslam medeniyetinin

taraçası şehir

İstanbul da büyüyüp, yirmi yıl Ankara da yaşayınca

insan... Ankara nın en çok İstanbul a dönüşünü sevmenin mecburiyetini yaşayan

birisi olarak yazıyorum bunları: Kabul etmek lazım gelir ki; İstanbul da

yaşamak da zor, İstanbul dan ayrı kalmak da Yapacağı iş vaktinden çok daha

fazlaysa bir insan; bazen yaşadığı şehri unutabiliyor. İstanbul öyle bir şehir

ki, içinde yaşayana da, kokusunu alıp başka diyarlara gidenlere de kendisini

unutturmayan bir şehir. Bu şehrin zorluğu da güzel anlayacağınız

İstanbul edebiyatı yapmayacağım elbette. Dün gazetelerin

Genel Yayın Yönetmenleri olarak İstanbul Valisi sayın Vasip Şahin in misafiri

olunca, ister istemez muhabbet İstanbul olarak akıverdi. Bildiğim kadarıyla

İstanbul valiliğinde çok çok uzun zamandır gazeteler  Genel Yayın Yönetmenleri düzeyinde

ağırlanmamıştı. Hatta bir mevkidaşıma göre bu bir ilkti. Davetin katılımcıları

arasında Dünya Gazetesi nden Osman Arolat, Hürriyet ten Sedat Ergin, Star dan

Nuh Albayrak, Milliyet ten Fikret Bila, Türkiye den İsmail Kapan, Akit ten

Kenan Kıran, Akşam dan Murat Kelkitlioğlu, Posta dan Candaş Tolga Işık da bulunuyordu.

İstanbul u, 1.5 yıldır bu şehri yönetmekte olan Vali

Vasip Şahin den dinlemek fırsatını da bulmuş olduk. Bu önemli, çünkü bir şehri

derinlikleriyle bilen ve size şehri her yönüyle anlatacak olan o şehrin

valisidir. Herkes kendi gözüyle görür, kendi yetkisiyle bilir; ama Vali o

şehri devletin gözüyle de gözlemler. Sadece sokaklar ve caddeleri değil;

sokaklardaki, caddelerdeki insanı da bilir. Zira şehrin hayatı da Vali nin

sorumluluğundadır.

Kahvaltı sofrasındaki buluşma didaktiklikten uzak, daha

da önemlisi muhabbet ortamında gerçekleşince hem anlatılanı, hem de anlatanı

tanımış oluyorsunuz. Dünyanın en nadide şehirlerinden olan İstanbul u biraz

daha keşfetmiş olduk. Tabii anlatanı, şehrin valisini de İstanbul un kendinden

emin, çevresine güven veren ve dahası samimi bir karakterle yönetildiğini

görmüş olmak, muhabbet sofrasının en güzel yanıydı benim açımdan. Vali Şahin e

göre, İstanbul bir şehrin ötesinde adeta bir ülkeyi andırıyor.. İstanbul u

yönetmek de, şehir yönetmek değil, bir ülkeyi yönetmekle aynı sorumlukları ve

zorlukları taşıyor.

Vali Şahin in konuşmasında günümüz İstanbul una dair

verilere önem vermesi de dikkat çekiciydi. İşte onlardan bazıları:

* Metropol güvenliği açısından İstanbul dünyada sayılı

bir yere sahip. İstanbul da asayiş olaylarında yüzde 9 azalma var.

* 14 milyonu bulan İstanbul un hareketli nüfusu  (şehir içi nüfus hareketi de dahil) 28

milyonu buluyor.

* İstanbul da önceki günkü (8 Mart 2016) raporu: İntihar

3, şüpheli ölüm 3, İş kazası ölüm 3.

* İstanbul da uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili valiliğin

desteklediği 32 proje bulunuyor.

İstanbul u konuşunca Suriyelileri de konuşmadan olmuyor.

Vali Şahin in gündeminde tuttuğu konuların başında da Suriyeliler geldi.

Suriyelilerin İstanbul rakamları:

* İstanbul da en az 500 bin Suriyeli yaşıyor.

* İstanbul da yaşayan Suriyelilerin 380 bini kayıtlı, 40

bini de kayıt randevusunu almış durumda.

* Suriyeli çocukların eğitimi için İstanbul da 27 okul

tahsis edilmiş. Yaklaşık 60 bin kadar da Suriyeli çocuk ve gence eğitim

veriliyor.

* İstanbul daki Suri-yeliler den sadece 5-10 bin kadarı

suç eyleminde bulunmuş. Bunların çoğu da dilencilik olarak tespit edilmiş.

* İstanbul da Suriyeli çocuk ve gençlerin sokaklardan

çekilmesi için çalışmalar yürütülüyor.

* İstanbul da Suriyelilerin açtığı işyerleriyle ilgili

istatistiki bilgi de şöyle: 1620 SGK-Vergi mükellefi Suriyeli bulunuyor.

Sohbette, Suriyelilerin İstanbul da hayat hakkı bulması

ve şehre tutunması devletle, halkın birlikte başardığı bir zafer olarak

tanımlanması da düşülmesi gereken bir başka not. Özellikle de batının bu konuda

makyajı dökülürken düşülmüş önemli bir not

Vali Vasip Şahin in altı çizdiği bir husus varki;

sosyolojik bir paradoksla yüzleşiyoruz: Diğer şehirler gibi İstanbul da da

mahalle kültürü kayboluyor. Bakkalıyla, esnafıyla mahalle kültürü şehirler ve

toplumlar için hem emniyet ve güven anlamı taşıyordu hem de sosyal hayatın

yaşam kaynağıydı

Şehir büyüyor, nüfus artıyor ama buna rağmen Şahin in

insanın yalnızlaşması vurgusu da dikkate alınması gereken bir hakikat olarak

karşımıza çıkıyor: İnsanımız yalnızlaşıyor; komşuluk ve akrabalık ilişkileri zayıflıyor.

Şehir insanımız artık birbiriyle bile selamlaşmıyor. Selamlaşmayı yaymalıyız..

Selamlaşmayla başlamalıyız..