Bismillahirrahmanirrahim,
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim hesap gününün hâkimi, Allah’a (C.C.) hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (S.A.V.), âline ve sahabelerine olsun.
İnsanlar saadet bulmak ve refaha ermek istiyorsa bunun tek yolu Milli Görüş’tür, yani İslam’dır. Batıl yollar ile saadet bulunmaz. İslam bir hayat nizamıdır ve Kur’an ve sünnettir. Kur’an ve sünnet olmadan adil bir düzen kurulamaz. Kur’an, bir hidayet rehberi, hak ve adalet ölçüsü olarak Allah tarafından gönderilmiştir. Kur’an’a uymak bir tercih değil mecburiyettir. ARAF 3: “(Ey insanlar) Rabbinizden size indirilene (Kur’an’a) uyun. O’nu bırakıp da (yolu batıl olan) başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.” Hakikaten insanlar hiç öğüt almıyorlar, Kur’an’ı ve sünneti değil, AB kıstaslarını referans alıyorlar, böylelikle hayra değil, şerre hizmet ettiklerinin farkında bile olamıyorlar.
BİZ KİMİZ
Biz, Müslüman’ız ve Hz. Muhammed’in (S.A.V.) ümmetiyiz. Allah, Peygamberimizi uyulması gereken bir şeriat ve düzen sahibi kılmıştır. CASİYE 18: “Sonra (Ey Resulüm) seni emir ve yönetim hususunda apaçık bir şeriat (düzen) sahibi kıldık. Sen o (düzene) uy. Bilmeyenlerin hevasına (kanun ve düzenine) uyma.” Bu ayete bildirilen düzen ve şeriatı, Peygamberimiz bize tebliğ etmiş ve Medine’de bu düzen ve şeriat esaslarını hâkim kılmıştır. Peygambere ümmet olmak, inandığı gibi inanmak, miras bıraktığı ilme varis olmak, ahlakıyla ahlaklanmak, O’nun gibi hakkın hâkim, batılın zail olması içincihad etmek, helali ve haramı, hayrı ve şerri bilmek, İslam’ca bir hayat sürmekle olur. Tehdit ve tekliflere aldırmadan, Allah ve Resulüne verilmiş olan söze sadık kalmak, ümmeti Muhammed olmaktır.
Her şeyden önce Kur’an bize, Allah’ın üç veya hiç olduğunu değil, bir ve tek olduğunu bildirir ve TEVHİD inancını emreder. Bundan dolayı biz, inkârcı Yahudiler ve teslis akidesine mensup batı Hıristiyan âlemiyle birlikte olamayız. İnkârcı Siyonizm ve müşrik batı, İslam ile savaş halindedirler. Geçtiğimiz aylarda Fransa’da yayımlanan Charlie Hebdo mizah dergisinde, Peygamberimize ve İslam’a yönelik ağır hakaretler içeren bir yayın yapılmıştır. Bu yayından sonra 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir terör saldırısı yaşanmış ve fatura da İslam’a ve Müslümanlara kesilmiştir. Bu saldırıyı kınamak için Paris’te yapılan yürüyüşe İsrail başbakanı BENYAMIN NETENYAHU, TC Başbakanı AHMET DAVUTOĞLU, Filistin Devlet Başkanı MAHMUD ABBAS da katılmıştır. Bir devlet büyüğü Benyamin Netenyahu için soruyor: “… Hangi yüzle oraya gitti, onu da tabii anlamakta zorlanıyorum.” Bu soru yerine, şöyle bir sorunun sorulması daha doğru olmaz mıydı Benyamin Netenyahu gibi bir İslam düşmanının katıldığı bir yürüyüşte Ahmet Davutoğlu ve Mahmud Abbas’ın ne işi var Bu sorunun böyle sorulması daha anlamlı ve yerinde değil midir Bu soruyu böyle sormak Batı’ca değil, İslam’ca bir duruş ister. Biz safımız, işbirlikçilik safı değil, Milli Görüş safı olmalıdır. Bunun için biz, AB’ye girmek için değil, İslam Birliği’ni kurmak için çalışmak zorundayız.
Müslüman, din ve ahlakta, İslam’a tabi olandır.
Müslüman, ilimde, talim ve terbiyede İslam’a tabi olandır.
Müslüman iktisat ve ekonomide, maddi ve manevi kalkınmada İslam’a tabi olandır.
Müslüman idare, siyaset ve hukukta İslam’a tabi olandır. Bu dört hususta İslam’a, Kur’an ve sünnette bildirilen esaslara uymayanlar kınamıştır. ŞURA 21: “Yoksa Allah’ın izin vermediği (haram kıldığı) bir şeyi, dinde onlara şeriat (mubah) kılacak ortakları mı var Şayet kesin (mühlet verme) sözü bulunmayacak olsaydı; aralarında (bu dünyada) derhal hüküm verilirdi. Doğrusu zalimlere (ahirette) elim bir azap vardır.” ABD, AB, SİYONİZM kıstaslarıyla saadet bulunmaz. Ancak Kur’an ve sünnetin açıkladığı hak ve adalet esaslarına dayanan bir Adil Düzen ile saadet bulunur.
KEMMİYET Mİ KEYFİYET Mİ
KEYFİYET: Hakkı üstün tutmaktır. Hak, İslam’dır ve Allah’ın yoludur. Bu yolun yolcuları şükredenlerdir. KEMİYET: Çoğunluğu hak ve şeref sebebi saymaktır. Nefsaniyettir, arzu ve isteklere esarettir. Bu yolun yolcuları nankörlerdir. ARAF 16-17: “İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, ant içerim ki, ben de onları (insanları) saptırmak için senin doğru (İslam) yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!”
Saadet Partisi ile AKP ve muhalefeti partileri arasındaki fark, keyfiyet ve kemiyet farkıdır. SAADET keyfiyettir, AKP ve muhalefeti kemiyettir. Seçimi çoğunlukla birlikte olanlar değil, keyfiyet ile birlikte hareket edenler kazanırlar. İslamsız saadet olmaz vesselam.