Firavun hiç şüphesiz ki kendisinden önce gelen zalimlerin hiçbirisinin olmadığı kadar zalim, azgın ve en ufak bir eleştiriyi dahi ölümle cezalandıran bir tağuttu. Ama kendisinin karşısına daha önce kendi sarayında yetişen ve kendisinin ne dehşet bir zalim olduğunu çok iyi bilen ve üstelik de kendisi tarafından hakkında ölüm cezası verilmiş bir genç yanına abisini de alarak karşısına dikiliyor ve ona asla tahammül gösteremeyeceği sözler söylüyor, onu da, bütün evreni de Yüce Allah’ın yarattığını söylüyor, onun sahte ilahlığını yüzüne karşı haykırıyor. Tabii olarak bu durumda Firavun’dan beklenen o gencin ve abisinin başını orada hemen koparması, etrafa emirler yağdırıp her tarafı velveleye vermesidir.
Bu iki garip adam kim oluyorlar ki, Firavun onları daha fikirleri başkaları tarafından benimsenmeden, güçlenmeden yok etmiyor, bir sürü uğraş, telaş sonucu nasıl sonuçlanacağını pek de kestiremediği, sihirbazlarla karşılaşmalarını teklif ediyor. Kendinin bitiremediği işi sihirbazlara havale ediyor.
Kavmi köle olarak kullanılan ve her hangi bir kıpırdama yapmalarına asla müsaade edilmeyen, kadınları hizmetçi, erkeleri de amele olarak çalıştırılan, her türlü aşağılamaya maruz kalan kısacası ezilen bir kavmin iki yapayalnız genci. Peki, nasıl oluyor da böylesine yalnız, korumasız iki gencin meydan okuması karşısında Firavun gayet pasif ve hatta alttan alan bir tavır sergiliyor? Karşısında hiç bir kimseye asla söz hakkı tanımazken bu gencin konuşmasını baştan sona dinliyor, onunla tartışmaya giriyor. Kendisine karşı yapılan bu meydan okumayı yutarak işi başka yöne kaydırıyor ve onlara sihirbazlarla karşılaşma teklif ediyor. Nasıl oldu da Firavun, Hz. Musa’nın kendisi ile tartışmasına, ona kafa tutmasına göz yumabildi? Oysa ona meydan okuyan Hz. Musa, onun amansız baskısı altında ezilmiş, köleleştirilmiş toplumun bir ferdi değil mi? İşte burada Hz. Musa ve Harun ile beraber olan ve her şeyi işitip her şeyi gören yüce Allah’ın bu iki garip elçisine sunduğu bir heybetle, bir ürkütücü saygınlıkla karşı karşıyayız.
Firavun bu heybet karşısında eziliyor ve durumu kurtarmak için zamana oynuyor. Hz. Musa’yı sihirbazlıkla suçluyor. Hâlbuki kendi iktidarında sihirbazların büyük bir konumu vardı ve sihirbazlık o günün en parlak mesleklerinden birisiydi. Tabii Hz. Musa’nın gösterdiği büyük mucizeler karşısında başka bir yol bulamayınca bu şekilde bir cevap veriyor. Kendi yolunu -tıpkı bu günkü Avrupalılar gibi- örnek yol olarak sunuyor ve Hz. Musa’nın bu çıkışına kaşı milleti kendisinin başında olduğu bu düzene sahip çıkmaya, safları birleştirmeye, ayrılıkları kaldırmaya çağırıyor. Bütün tedbirleri alın, gevşeklik göstermeyin, çünkü bu Musa sizin bu örnek düzenini yıkmak istiyor, diyor. İşte bu durum; tıpkı bu gün İsrail isimli dünyayı esir almış terör devletinin suçluluk psikolojisi ve korkaklığıdır. Karşısında sadece iki genç var. Ama Firavun buna rağmen çok telaşlı. Tüm halkını bu iki gence karşı uyanık olmaya, sihirbazlar ile yapacağı karşılaşma gününde orada bulunup kendi düzenine destek olmaya çağırıyor. Aynen bu gün bir avuç Filistinli mücahit karşısında panikleyen, hatta yenilen Yahudi katillerin tüm dünyanın gücünü arkalarına almalarına rağmen yaşadıkları panik ve korkaklık gibi.
Firavun bununla da yetinmiyor, şehirlere adamlar gönderiyor. Hz. Musa ile sihirbazların karşılaşacağı gün için başka şehirlerde yaşayan insanları da karşılaşmanın yapılacağı gün –her ihtimale karşı- meydanda hazır olmaya çağırıyor. Tıpkı bugün Gazze’de piyade tüfeğinden başka silahı olmayan 30.000 mücahide karşılık İsrail’in 400 bin civarında asker, en modern uçak, SİHA, tank, top kısaca bu çağda icat edilen silahların en gelişmiş versiyonları ellerinde olmasına rağmen korkularını bastıramıyorlar. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa başta olmak üzere bütün batılı emperyalist kâfirleri de devasa uçak gemileriyle birlikte yardıma çağırıyorlar.
Bu karşılaşma için Firavun bir bayram sabahını seçti. Çünkü o gün insanlar sabahleyin erkenden kalkıp bütün süslerini üzerlerine takarak bayram kutlama alanına gidiyorlardı. Bu alan dümdüz bir yerdi. Böyle bir alan seçilmişti ki yapılan gösteriler her taraftan görülsün. Bayram günü seçilmişti ki iş sebebiyle kimse geride kalmasın. Sabah vakti seçilmişti ki öğle sıcağının harareti insanları rahatsız edip meydandan dağılmalarına sebep olmasın. Bu gün de Gazze’deki şanlı direnişi bütün dünya halkları canlı olarak izliyor. İnşallah bütün dünyanın lanetiyle bu aşağılık Siyonist Yahudiler büyük bir hezimet yaşamaları yakındır.
O gün geldiğinde halk oluk, oluk akıp meydanı doldurdu. En önde de Firavun ve onun eşraf takımı yerlerini aldılar. Yüzlerce sihirbaz aylar süren hazırlıktan sonra mutlak galip geleceklerine inançları tam ve her birisi Firavun’dan kazanacağı mükâfatların büyüklüğünü düşünerek çok büyük heyecan içerisinde oldukları halde, birbirleri ile bütün milletin meraklı bakışları arasında fısıldaşıyorlar. Tıpkı bizim üniversitelerin bir kısım din düşmanı boş-beleş yaşayan ve ülkeye yük olmaktan başka bir işe yaranmayan sözde profesörlerinin salonlarda caka attıkları gibi etrafa hava atıyorlar. Ama bunların bizim din düşmanlığından başka bir özellikleri bulunmayan bir kısım söze bili adamından farkı kendi işlerini yani sihir ilmini çok iyi bilmeleridir. Bunlar aynı zamanda birbirlerini tanıyor ve her birisi diğerinin ne kadar usta bir sihirbaz olduğunu çok iyi biliyordu. Kısacası onlar bu meydana torpille, sahte bilim adamı kisvesiyle gelmemişlerdi. Çünkü Firavun emir verirken özellikle “usta sihirbazları” yani işinin ehli olanları toplayın demişti.
Firavun sihirbazların ortasında durarak onları cesaretlendirmek için şöyle diyor: “Bunlar sizi sihirleriyle yurdunuzdan çıkarmak ve tuttuğunuz örnek yolu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdan başka bir şey değil! O halde siz de bütün hilelerinizi birleştirin ve saf düzeninde gelin. Bugün üstün gelen kendini kurtarmıştır.” (Taha Suresi, 63-64)
Sihirbazlar şimdi Hz. Musa ile beraber karşıya gelecekler. Kendileri çok kalabalık. Üstelik Firavun da devletin bütün gücü ile arkalarında.
Bir sonraki yazımızda inşallah Hz. Musa ile sihirbazların karşılaşmasını ve neticesini anlatacağız.