Suriye de yaşanan insanlık dışı uygulamaların

fotoğraflarını dünyaya servis yaptılar. Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis

olarak görev yapan Ceasar kod adlı eski rejim mensubunun çektiği kan donduran

fotoğraflar, işlenen savaş suçunun da en net kanıtı oldu. Yüreklerimiz

dayanmadı yaşanan bu dramlara. İnsanlık onuruna yakışmayan işkencelerle

insanları öldürmüşler. Yanı başımızda vahşi bir iç savaş yaşanmaktadır. Bu

savaşta, 150 bini aşkın insan hayatını kaybetmiştir. 6,5 milyon insan kendi

ülkesinde mülteci durumuna düşerken, üç milyon kişi ülkesini terk etmek zorunda

kaldı. İşkence, varil bombaları, katliamlar, açlıkla öldürülmüş, insanlık dişi

eylemler yapılmıştır. Hayvanlar âleminde bile, böyle vahşet göremezsiniz. Bir

Suriyeli kadın feryat ederek EY BATILILAR! BIZI INSAN YERİNE KOYMADINIZ, BARİ

HAYVAN YERİNE KOYUN, BELKI SAHİP ÇIKARSINIZ ifadesini kullanıyor. İktidar

gücünü kaybetmemek adına, her türlü vahşetin yaşandığı bu dramlara mutlaka

dünya dur demeli. Seyirci kalmaya devam edilirse birçok hayat, birçok ocak

sönecektir. Bu dram sadece Suriye de yaşanmamaktadır. 20. yüzyılın ikinci

yarısında başta Filistin olmak üzere Bosna, Kosova, Karabağ, Keşmir, Açe, Irak,

Afganistan, Çeçenistan, Mısır, Doğu Türkistan daha adını sayamadığım birçok

ülkede aynı dramlar yaşanmaktadır.

Milli Görüş kurulduğu günden beri, İslam dünyasında

yaşanan bu dramlara son vermek için mücadele etmektedir. Batı, Milli Görüşü

anlayıp, önünü kesmek için her türlü hileye başvururken, kendi milletimiz

anlamamakta ısrar etmektedir. Oysa Rabbim Ali İmran Suresi 103. Ayette;

Allah ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın diyor. İslam

dünyasının kurtuluşu bu birliktelikle ancak gerçekleşecektir. Bunun adı İslam

Birliği dir. Bunu defalarca yazdık, her ortamda yüksek sesle söyledik, yine

söylemeye devam edeceğiz. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy diyor ya, Yol varsa

budur, bilmiyorum başka çıkar yol . Milli Görüş hâlâ bu mücadeleyi yapmaktadır.

Bu mücadelede Milli Görüşü terk edenler, bu davayı zayıflatanlar ve sekteye

uğramasına sebep olanlar, ahirette bunun karşılığını mutlaka alacaklardır.

İslam dünyasının kurtuluşunun Türkiye nin ayağa kalkmasıyla olacağını anlayan

batı, her türlü oyunu ülkemiz üzerinde oynamaktadır. Buna uşaklık yapanlar ve

kurtuluşu batıda arayanların bundan bir an önce vaz geçmeleri gerekmektedir.

Hatırlayınız! Suriye Kasabı nın Türkiye deki, en şaşırtıcı manevi

destekçilerinden biri ise ana muhalefet partisi CHP ve marjinal sol partiler

olmuştur. Asla ümmet bilincinin ne olduğunu anlayamadılar. Kendi ülkesinin

milli değerlerine yabancılaşmış siyasetçilerden Ümmet fikrinin oluşmasını

beklemek ne kadar doğrudur

Türkiye artık batının kapısında dilenci durumuna

düşmekten vaz geçmelidir. Bizim AB ye ihtiyacımız yoktur. Eğer bir ihtiyaç

varsa o da AB nin bize olan ihtiyacıdır. Müslüman olduğumuz için bizi içine

almayan AB, bizi ılımlaştırıp, Protestanlaştırmadan da almayacaktır. Bu izlenen

politikalarla ve yapılan uygulamalarla net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bunu

anlamamak ve bunu görmemekte ısrar etmek, ülkemize yapılan bir ihanetten başka

bir şey değildir. Eğer bir güç ortaya konulacaksa o da İslam kardeşliğinin

gücüdür.

Kapitalizm kölesi olan, atalete düşmüş Müslüman,

silkelenmeli ve kendine gelmelidir. Aktörler kimi yerde Budist, kimi yerde

Siyonist, kimi yerde batıya uşaklık yapan Esad gibi zalimler olsa da, isimleri

ve inançları değişse de Müslümanlara kini, öfkeleri ve düşmanlıkları hep canlı

Ellerinin uzanamadığı yerde ise, içimizdeki uşaklarına Müslümanı Müslümana

kırdırıyorlar. Görüldüğü üzere uygulanan projeler ve sunulan reçeteler şifa

olmuyor. Bir takım çıkar meseleleri yüzünden, bu zulmü görmemek, bu zulmün sona

ermesi için çalışmayanlar, ergeç görmediklerini yaşayacaklardır. Milli

Görüşçüler, üç maymunu oynayanlara asla izin vermeyecektir. Unutulmamalıdır ki,

mazlumun dini, inancı, ırkı hiç önemli değildir. Allah zalimi sevmez, zalimin

zulmüne göz yumanı hiç sevmez. Bu yapılan işkencelere, kulağını ve gözünü

tıkayan batı, eninde sonunda kendi kazdığı kuyuya düşecektir. Zalimin zulmü

varsa, bizlerin de Allah ı var. İnsanlık, küçük bir Suriye li çocuğun ölmeden

önce Her şeyi Allah a diyeceğim! sözünü asla unutmasın/unutmayalım.

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği

Gecen sene Bir Ekmek Bir Battaniye kampanyasını

başlatan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) 22.01.2014

tarihinde Haliç Kongre Merkezinde, Suriye de yaşanan vahşetin yaralarını sarmak

için SANA İHTİYACIM VAR adı altında yeni bir kampanya başlatmıştır. İDSN,

AFAD, TGTV, Türk Kızılay ı, Diyanet Vakfı, Memur-Sen, Hak-İş, TOBB, Rabia

Platformu, Aid Uluslararası Doktorlar birliği, Ansagiad, Beşir, Cansuyu, Deniz

Feneri, Dost Eli, Hayrat İnsani Yardım Derneği, İHH, İsra, İyilik Derneği,

Kimse Yok Mu, Sadaka taşı, Şifa platformu, Verenel, Yardımeli ve Yeryüzü

Doktorları olarak; İDSB Koordinatörlüğü ve AFAD Kamusal desteğinde şekillenen

İNSANİ YARDIM PLATFORMU çatısı altında toplantılar. Tek istedikleri, çaresiz

insanların ahının semaya yükseldiği bir ortamda onların yanında yer almak,

vahşetin yaralarını sarmak. El birliğiyle bu sivil toplum kuruluşlarına el

verelim. Ümmetin ve kardeşliğin gereğini yapalım. Bu kuruluşlar bizim

kuruluşlarımız bizler sahip çıkmazsak kimler sahip çıkacaktır ÜMMET ŞUURUNDA

OLAN HERKESİ YARDIMA BEKLİYORUM!