EY Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; “Hiçbiriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe iman etmiş olamaz” ilkesi varken buna nasıl karşı duracaksın

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez. Kim, mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter” düsturu varken bunu nasıl gizleyeceksin

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; çağlara meydan okuyan, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” sözü varken bunu nasıl saklayacaksın

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” O halde bu ilkeyi zedeleyecek işlere nasıl tevessül edeceksin

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; “Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman’a, üç günden fazla din kardeşi ile dargın durması helal olmaz” kat’i prensiplerine nasıl sırt çevireceksin

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu yardımsız bırakmaz; onu tahkir etmez.” Peygamberimiz (S.A.V.) üç defa kalbine işaret ederek, “Takva şuradadır” buyurdu. “Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslüman’ın namusu, kanı, malı ve onuru Müslüman’a haramdır.” O halde “uyduruk” gerekçelerle Müslüman kardeşine nasıl silah çekersin!

* Ey Müslüman Türk ve Müslüman Kürt kardeşim; “Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter…” O halde Müslüman kardeşinin bir ihtiyacı olduğunda koşmayacak mısın

* Ey Müslüman Türk ve Müslüman Kürt kardeşim; “Müminler birbirini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.” O halde bir beden nasıl olacak da “bedenlere” ayrılacaktır

* Ey Müslüman Türk ve Müslüman Kürt kardeşim; “Zandan sakının. Zira zan sözün en yalan olanıdır. İnsanların özel hallerini araştırmayın, konuşmalarını dinlemeye çalışmayın, birbirinizin alışverişini kızıştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeşler olun.” Bu halde, fısıltı gazetesinin kulaklara üfürmesiyle, gerçeği öğrenmeden bir Müslüman kardeşine nasıl silah çekeceksin

* Ey Müslüman Türk ve Müslüman Kürt kardeşim; “Her iyilik bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman, kovandan ihtiyacı olan bir şeyi kardeşinin kovasına boşaltman da bu tür iyiliklerdendir.” O halde Kürt ve Türk Müslüman kardeşine nasıl surat yapacaksın

* Ebû Hüreyre (R.A.)’den rivayet edildiğine göre Resulûllah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Cennetin kapıları, Pazartesi ve Perşembe günleri açılır. Din kardeşi ile arasında düşmanlık olan kimse hariç Allah’a hiçbir şeyi eş koşmayan her kul bağışlanır. Bu iki kişiyi aralarında anlaşıncaya kadar bekletiniz, barışıncaya kadar bekletiniz, denilir.” Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; bu kadar keskin hükümler varken, din kardeşine nasıl “yan” bakacaksın!

* “Kim gıyabında bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.” Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; bu muhteşem imkândan mahrum mu kalacaksın

 

 

BU AHVAL VE ŞERAİT ALTINDA SANA DÜŞEN VAZİFE…

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; bu ahval ve şerait altında sana düşen vazife, karanlık planlar yapanların yanında yer almamaktır.

* Ey Müslüman Türk ve Müslüman Kürt kardeşim; bu ahval ve şerait altında sana düşen vazife, ırkı ne olursa olsun Müslüman kardeşine silah doğrultmamaktır.

* Ey Müslüman Kürt ve Müslüman Türk kardeşim; bu ahval ve şerait altında sana düşen vazife, sömürgeci ve emperyalistlerin oyununa gelmemendir.

* Ey Müslüman Türk ve Müslüman Kürt kardeşim; bu ahval ve şerait altında sana düşen vazife, bölgede yeni ülkecikler ve haritalar peşinde koşanlara okkalı bir şamar indirmektir.

KARAKUTU!

AKP Kongresi’nde ismi MKYK’ya girecek isimler arasında telaffuz edilen ama son anda listeye dâhil edilmeyen o isim beni de şaşırttı!

O isim Ali İhsan Arslan, nam-ı diğer Mücahit Arslan. Biraz tanıyalım mı Arslan’ı;

* Bir ara babasıyla birlikte Cıngar isimli bir mizah dergisi çıkardı.

* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘A Takımı’ndaydı. Başından bu yana Tayyip beyin hemen yanındaydı.

* AKP’de başından beri mali işlere baktı.

* Babası, eski AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan. Baba-oğul yıllardır müteahhitlik yapıyor.

* Mücahit (İhsan) Arslan için, Erdoğan’ın “sessiz, derinden çalışan danışman” tanımı yapılır.

* AKP’nin kurucularından. Başbakan’ın makam aracına binen ender isimlerden. 

* 10 Aralık 2002’de Erdoğan, henüz başbakan değilken, ABD Başkanı George Bush ile görüşmeyi ayarlayanlardan biri olarak biliniyor.

* Baba M. İhsan Arslan’ın 1996’da PKK kampını ziyaret ettiği, Hizbullah’ın iki kanadı arasında arabuluculuk yaptığı basında yer almıştı. Mazlumder’de birkaç dönem üst düzey görev alan baba Arslan, Zaman gazetesinin Cemaat satın almadan önceki imtiyaz sahibi.

* Ali İhsan Arslan 7 Haziran seçimlerinde Ankara milletvekili seçildi.

* AKP Kongresi’nde, partinin en etkili organı MKYK’ya neden/nasıl giremedi Doğrusu bu sonucu ben bile öngörmüyordum…

NOT: Bugün, 14 Eylül 2015 Pazartesi. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!