BİR anne, oğlunun namazlarını geçirdiğini ve bu konuda hassas davranmadığını görünce ona şöyle bir soru sorar: Senin en sevdiğin kişi kim Genç cevap verir: “Kardeşim” Anne tekrar sorar “Sen onun ateşte yanmasını ister misin ” Genç şaşkın vaziyette annesine döner ve “Nasıl isteyebilirim, onun yerine kendimi atarım” der. Anne bunun üzerine oğluna döner ve “ben seni çok seviyorum, ateşte yanmanı istemiyorum, o yüzden namazlarını geçirmen bana çok ağır geliyor…” der. Genç annenin yüzüne şefkatle bakar ve söz verir.Ergenliğin ilk döneminde genç, aile ile hemen her konuda çatışır. Verilen tavsiyeleri özgürlüğünün önünde bir engel olarak gördüğünden ret eder. Anne babalar bu dönem çocuklarına söz geçirememekten şikâyet ederler. Fakat her insanın içinde iyiliğe meyilli çekirdek bir öz vardır. Anne baba bu özü yakalamaya çalışmalı ve çocuklarının iletişim dilini bilmelidirler. Genç bir konuda hata yapıyor ve anne babanın tavsiyelerine tepki veriyorsa, aile farklı bir yöntem denemek zorundadır. Yukarıdaki örnekte anneyi başarılı kılan oğlunun iletişim dilini bilmesi ve buna uygun bir yaklaşım sergilemesidir. Aynı örnek bir başka genci etkilemeyebilir fakat onun da anlayacağı bir dil vardır anne baba bu dili tanımlamak ve çocuklarına ulaşmak zorundadırlar.Farz edelim, çocuğunuzun, kendisine zarar getireceğine inandığınız bir arkadaşı var ve siz bu konuda onu uyarmak istiyorsunuz. Eğer “o çocukla arkadaş olmayacaksın, bunu sana yasaklıyorum” derseniz oğlunuzun tepkisi ile karşılaşabilirsiniz. Bunun yerine “arkadaşının şu konularda sana zararının dokunabileceğini düşünüyorum acaba yanılıyor muyum” derseniz çocuğunuzun duygularına hitap etmiş olursunuz.Çocuğunuz ödevlerini yapmıyor, odasını toplamıyor, evin kurallarını bozuyor ve siz ona “bunu yapmak zorundasın, herkes yapıyor sen niye yapmıyorsun” derseniz tepki ile karşılaşabilirsiniz. Bunun yerine hayatınızdan örnekler vererek konuya açıklık getirebilir, sorumluluklarını yerine getirmesinden çok memnuniyet duyacağınızı ve bu konuda kendisine nasıl yardımcı olabileceğinizi sorarsanız, çocuğunuzun empati duygusunu harekete geçirmiş olursunuz.Çocuğunuz kardeşine zarar veriyor ve bu konuda yaptığınız tavsiyeleri önemsemiyorsa tehdit etmek yerine kardeşin bundan çok üzülüyor, halbuki onun sana çok ihtiyacı var. Kardeşine nasıl yardımcı olabiliriz diyerek çocuğu teşvik etmek daha doğru olur.Çocuklarımız bizim kölelerimiz değil, evimizin efendisi ve huzur kaynağıdır. O yüzden onlarla ilişkilerimizde baskı odaklı değil sevgi odaklı olmak zorundayız.