Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize âline ve sahabelerine olsun.

ABD, AB ve İsrail’in birlikte temsil ettiği Irkçı Emperyalizm, dünyada bir “büyük oyun” oynuyor. Oynanan bu “büyük oyun” sıradan ve öylesine bir oyun da değildir. Bu “büyük oyun” bilinmeden, yaşanılan olayların mahiyetini kavramak mümkün olmaz. Yaşanılan olaylar, “büyük oyunu” perdelemek için tasarlanmış bir “küçük oyun” hilesi ve aldatmacasıdır. Halk, küçük oyun hilesi ve aldatmasıyla meşgul olurken, “büyük oyun” hedefine emin adımlarla ilerlemektedir. Yaklaşık bir yıldan beri ülkenin tek meselesi olarak tartıştığımız kısmi anaysa değişikliği ve 16 Nisan günü yapılacak olan referandum, bir “küçük oyun” denemesinden başka bir şey değildir. Biz bu yapay oyun ile meşgul olurken toprak ayağımızın altından kayıyor. Manen çöküyoruz, ekonomik olarak yıkılıyoruz, her geçen gün biraz daha kutuplaşıyoruz. Dış politikamız dökülüyor, Suriye’nin kuzeyinde ABD, AB ve İsrail tarafından terör örgütü PYD’ye özerk yönetim kurdurularak kuşatılıyoruz. Bunların hiçbirisini konuşmuyor, sadece referandumu konuşuyoruz. Basit bir referandum oylamasını, evet-hayır meydan muharebesine dönüştürmeyi başarmış bir toplum olarak güya destanlar yazıyoruz. Sloganımız yaşasın evet diyen kahramanlar, kahrolsun millet düşmanı hayırcılar. Bu yanlış ve manasız bir yaklaşımdır.

NE İÇİN SAVAŞIYORUZ? 

Yapılmakta olan evet-hayır meydan muharebesi gerçekte tek taraflı bir mücadele olarak yürüyor. AK Parti ve MHP’den oluşan “evet cephesi” devlet ve hükümet destekli bir ordu gibi. Devlet de, hükümet de AK Parti ve MHP saflarında evet için mücadele ediyor. Yine Türkiye’nin Hak İş, Memur Sen, Müsiad gibi kimi sivil toplum örgütleri de AK Parti ve MHP evet cephesine destek veriyorlar. Ne için?

1. Tek kişilik Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçilecek, böylelikle devlet başkanı da hükümet başkanı da Cumhurbaşkanı olacak,

2. Devletin dağıtılmış olan bütün yetkileri Cumhurbaşkanının şahsında tek elde toplanacak, yasamada, yürütmede ve yargıda tek başlılık dönemine geçilecek, 

3. Devlet ve hükümet başkanı olacak Cumhurbaşkanı tarafsız değil partili olacak, devlet ve hükümet başkanı olarak seçilecek Cumhurbaşkanı, aynı zamanda gönül verdiği partinin de Genel Başkanı olabilecek, böylelikle 15 yıllık AK Parti iktidarı ile temin edilemeyen huzur ve barış ortamına geçilecek,

4. Devlet, hükümet ve parti genel başkanı olacak olan Cumhurbaşkanı, kararnamelerle devleti neredeyse tek başına yeniden şekillendirebilecek,

5. Devlet, hükümet ve parti genel başkanı olacak olan Cumhurbaşkanı, sebep göstermeden dilediği zaman meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilecek. Meclis ise kendisini ancak 360 milletvekilinin kararıyla seçime götürebilecek, milletvekilliği seçimi ile Cumhurbaşkanı seçimi aynı günde yapılacak, 

6. Devlet, hükümet ve parti genel başkanı olacak olan Cumhurbaşkanı yargı üst yönetimini neredeyse tek başına oluşturabilecek, 22’den 13’e indirilen HSK üyelerinin 6’sı Cumhurbaşkanı 7’si Meclis tarafından belirlenecek, 17’den 15’e indirilen AYM üyelerinin 12’sı Cumhurbaşkanı 3’ü Meclis tarafından belirlenecek,

7. Hiçbir milletvekili devlet, hükümet ve parti genel başkanı olacak olan Cumhurbaşkanına yazılı soru soramayacak ve icraatları hakkında bilgi alamayacak, yazılı sorular, atanan yardımcılara ve bakanlara sorulabilecek,

8. Milletvekili sayısı 550 yerine 600 olacak, milletvekili seçilme yaşı 25 değil 18 olacak ve gençlerimiz lise öğrencisiyken bile öğretmen olamayacak ama milletvekili olabilecek!  

9. Suç işlediği iddia edilen Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma teklifi verebilmek için 301 milletvekilinin imzası gerekecek, bu teklifin gündeme alınması ise 360 milletvekilinin oyu ile mümkün olabilecek, yüce divanda yargılanabilmeleri için de 400 milletvekilinin oyu aranacak, 

10. Meclisin kanun yapma, bütçeyi düzenleme ve kabul etme imkânı zayıflayacak, 

11. Cumhurbaşkanına meclis başkanı değil atanmış cumhurbaşkanı yardımcısı vekâlet edecek,

12. Milli güvenlik politikalarını Cumhurbaşkanı belirleyecek, tek başına olağanüstü hal ilan edebilecek ve OHAL kararnameleri çıkarabilecek,

13. Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulabilecek, 

14. Genelkurmay başkanının görev ve yetkileri yeniden düzenlenecek, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri Cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenecek,

16. Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri Cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenecek. 

Bu ve buna benzer yetkiler cumhurbaşkanı tarafından tek başına kullanılacak ve bu cumhurbaşkanı neredeyse denetlenemez olacaktır. İşte evet diyenler bu düzenlemeye evet diyorlar. Bu değişikliklerin ülkemize ne getirip ne götüreceğini düşünmeden evet çalışmasını yürütüyorlar. Kullandıkları dil kırıcı ve ötekileştirici bir dil. Bu dil ile ülke insanını bölüyor ve parçalıyorlar. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızı üç beş oy için ateşe atıyorlar. 

BU DEĞİŞİKLİĞE EVET DEMEYENLER

Önümüze konulan bu değişiklik teklifine başta Saadet Partisi evet demiyor. Çünkü bu kadar geniş yetkilerin neredeyse denetlenemez tek bir kişide toplanmasını, bu yetkiyi kullanacak kişi ve devletimizin geleceği bakımından tehlikeli ve zararlı buluyor. Cumhurbaşkanının partili olmasının ülkenin birlik ve beraberliğini temsil yetkisi bakımından sakıncalı buluyor. Bu ülke ŞEFLİK döneminden çok çekti, bu düzenleme ile yeni bir REİSLİK dönemi icat ediliyor, Saadet Partisi bunu tehlikeli görüyor. Bu değişikliğe geçmişte AK Parti’ye oy veren seçmenlerden HAYIR diyecekler olduğu gibi MHP’ye oy vermiş birçok seçmen de HAYIR diyeceğini ilan ediyor. Güneydoğuda AK Parti’ye ve HDP ve PKK’ya kızgın seçmenler, Saadet Partisi’nin olumlu ve makul mesajına kulak verip buna göre hareket edeceğini uzmanlar söylüyor. BBP tabanının büyük bir bölümünün de HAYIR dediğini bilmeyen yoktur. Kuvvet ve kudret sahibi Allah’tır. Allah herkesin halini de niyetini de en iyi bilendir. Niyet HAYIR, akıbet HAYIR. Selam hidayete tabi olanlara…