İktidar sözcüleri izlemekte oldukları ekonomik programlar sayesinde yıl sonu itibarıyla dünyanın en büyük 16. ekonomisi olma beklentisi içindeler.

Dünyanın en büyük ekonomilerden birine sahip olmak!

Ne kadar güzel değil mi?

Dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 16. sırada yer alma lafı kulağa ne kadar hoş geliyor.

İnsan böyle bir tablo ile ancak övünebilir!

Nitekim iktidar sözcüleri de öyle yapıyorlar!

Ve övünüyorlar!

Ama bir de izlemekte oldukları ekonomik programların negatif yani olumsuz sonuçları olmasa!

Hepinizin bildiği gibi altın fiyatları her gün rekor tazeliyor.

Yani rekor üstüne rekor kırılıyor.

Altının gram fiyatı 6 bin lirayı buldu!

Çeyrek altın ise 10 bin lirayı aştı!

Asgari ücret iki çeyrek altın eder hale geldi!

Tamam, yıl sonu itibarıyla dünyanın en büyük 16. ekonomisi olacağız diye sevinsinler sevinmesine ama bu iki çeyrek altınlık asgari ücret meselesi ne olacak?

Bununla da övünebilecekler mi?

Asgari ücretin iki çeyrek altın ettiği bir ekonomik düzende emekli maaşından söz etmeye kim cesaret edebilir?

Kuşkusuz o çok daha düşük!

Neredeyse bir çeyrek altın ya da bir çeyrek altından azcık fazla!

Bugün iki çeyrek olan asgari ücret Allah-u âlem yıl sonu itibarıyla daha da aşağılara düşecek!

Bir buçuk çeyrek altın asgari ücreti karşılar hal alacak!

Bazı malların üretimi artmış olabilir.

Bazı malların ihracatı katlanmış olabilir.

Dünya ticaretinde bir adım daha öne geçilmiş olabilir.

Ama dünyanın sayılı ekonomilerinden birine sahip olurken asgari ücretin de belli bir düzeyin üstünde olması gerekmez mi?      

Hem dünyanın sayılı en büyük ekonomilerinden biri olmakla övüneceksiniz hem de asgari ücret ve emekli maaşlarınız bir iki çeyrek altın ediyor olacak!

Bu ne yaman bir çelişki!

Üzerine “dünyanın sayılı en büyük ekonomilerinden birinin açlık ve sefalete mahkûm asgari ücretli ve emeklileri” diye roman yazılsa yeridir.

İktidar sözcüleri, izledikleri ekonomik programların enflasyon belası ile baş edemediğini görmeli ve yersiz övünmelerden vazgeçmeliler.