Görünen o ki dünya, şu yaşamakta olduğumuz utanç verici krizlerden çok daha büyüklerine gebe. Anlaşılan zalim güruh bu ayıpla yetinmeyecek ve işi daha da ileri götürecek. Durum onu gösteriyor...

İşlenen insanlık ayıbının boyutları gün be gün içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Onlar, insanlığa yaşattıkları bu zilletten memnun olsalar da ürettikleri o çirkin entrika çemberinin içinde bir gün mutlaka kendileri de kalacaklar. Orası kesin...

Şimdi o zalim güruha buradan seslenmek istiyorum:

Ey zalimler! Siz zannediyorsunuz ki doğru istikmettesiniz! Siz sanıyorsunuz ki saltanatınız bâki kalacak!

Hayır! Hayır! kesinlikle öyle olmayacak... Asla olmayacak... İlâhi adalet kesinlikle yakanıza yapışacak ve o gün öyle bir okkalı şamar yiyeceksiniz ki feleğiniz şaşacak!..

Bir gün ebabiller öyle bir hücuma geçecek ki tankınızla topunuzla, füzenizle birlikte yerle yeksan olacaksınız.

Yere batasıca gafiller... Boşuna dememişler 'Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.’ Çıkacak da...

Elbet tutacak mazlumun âhı sizi. Bir gün felaket kapınızı çalacak!.. 'Zulüm ile âbâd olanın akıbeti berbat olur.’ derler. Daha da beter olacaksınız!..

Tarih çöplüğüne bir bakın, hangi zalimin akıbeti berbat olmadı ki? Hangi zalim ilåhi adaletin şamarını yemedi ki ya da hangi zalim kalıcı bir saltanat sürdü ki?

İstediğiniz kadar dünyada zalimlik yapın, neticede gideceğiniz yer Cehennem çukuru olacak. Yılanların çıyanların başınızın etini yediği gün döktüğünüz mazlum kanlarının hesabını vereceksiniz.

‘De ki: Ey kâfirler, yenileceksiniz ve toplanıp Cehennem’in dibine sürüleceksiniz.’ (Âl-i İmran/12) buyuruyor Yüce Allah. Sürülecek ve orada ebedi kalacaksınız.

Ha, şu da var orada yalnız olmayacaksınız!.. Çok da üzülmenize gerek yok. Dünyada iken size dostum diyenler de yanınızda olacak. ‘Kişi sevdiği ile beraberdir.’ buyuruyor Peygamberimiz... Siz insanlık ayıbı işlerken karşınızda durmayan hatta ve hatta safınızda yer alan, dostumuz, stratejik ortağımız diyenleriniz de sizle beraber olacaklar. İşte o yönden şanslısınız.

Onlar, Cehennem'in dibinde de yanınızda olacaklar ama bir farkla, buradaki gibi zulmünüze rıza gösteremeyecekler artık. Bilakis fayda etmeyecek bir pişmanlıkla yanıp tutuşacaklar. Tabii ki siz de artık zulmedemeyeceksiniz. O iş bitti. O defter kapandı. Artık sırada Mizan vardır. Orada, "Hadi görelim, bakalım şu boyunuzun ölçüsünü." denecek.

Mizan derken size o da yok, Malik kolunuzdan tuttuğu gibi fırlatacak direk Veyl Deresi’ne. Siz o şekilde gideceksiniz, orası kesin. Cehennemin dibine kadar yolunuz var! Ancak hani şu yardakçılarınız var ya onlar belki Mizan’a çıkarlar ve Rabbleri alacak o gün boylarının ölçüsünü.

Ne diyelim anlayana bu kadarı da yeter... Anlamayana da davulu patlatsan ne fayda!..