Binaenaleyh, muhterem okuyucu! Gelin Mukadderatımızın tayin ve tesbit edildiği bu mübarek gecede, çok çok dua edelim. Edelim ki, mukadderatımız hayırlı olsun. Hayırlı uzun ömür, sıhhat ü afiyet, helâl bol rızık, son nefeste kâmil iman ile ölmek, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail olmak, dünya ve ahiretimizin mamur olması, Cenab-ı Hakk ın cemaliyle-cennetiyle müşerref olmak v.b. isteklerimiz için dua edelim. Mukadderatı bilemiyoruz. Kimbilir Yeterli dua etseydik belki istediğimiz şekilde olurdu. Etmediğimiz için de öyle oldu.

b- Berat gecesinde yapılan ibadetin fazileti büyüktür. Bu gece hakkında Hz. Ali (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: "Şaban ayının yarısı yani Berat gecesi olduğu zaman kalkınız, o geceyi ibadetle geçiriniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Çünkü Cenab-ı Hak, güneşin batmasıyla birlikte (rahmet ve ihsanıyla, gufran ve inayetiyle) dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur: Günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mudur Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mudur Onu rızıklandırayım. Bir derde düşen yok mudur Ona afiyet vereyim (o dertten kurtarayım). Şöyle olan yok mu Böyle olan yok mu (Ve bu hitap) fecir doğuncaya kadar devam eder."

"Allah Teâlâ nın dünya semasına tecelli etmesinden" murad: O nun rahmet ve bereketinin, hayır ve nimetinin inmesi; sema kapılarının açılması, duaların süratle kabul edilmesi, kullarına rahmet ve merhametle bakmasıdır. Binaenaleyh, bu mübarek gecede yapılacak olan ibadet ve taatta, kılınacak olan kaza veya nafile namazlarında bir çok sevap vardır. Bakınız Rabbimiz nida buyuruyor:

"Günahlarının ba-ğışlanmasını isteyen yok mudur Onu bağışlayayım."

- Biz varız, Ya Rabbi! Diyelim. Günahlarımıza tevbe istiğfar edelim.

"Rızık isteyen yok mudur Onu rızıklandırayım."

- Biz varız, Ya Rabbi! Bize helal bol rızık nasip eyle, diyelim.

"Bir derde düşen yok mu-dur Ona afiyet vereyim (o dertten kurtarayım)."

- Biz varız, Ya Rabbi! Diyelim. Dertlerimizi, hastalıklarımızı, sıkıntılarımızı, müşküllerimizi söyleyelim. Rabbimizden halletmesini isteyelim.

c- Allah Teâlânın rahmeti bu gece taşar da taşar. Hazreti Aişe (R.Anha) validemiz bu geceyi bize şöyle anlatıyor: "Günün birinde Hazreti Peygamber (S.A.V) yanıma girdi. Elbisesini çıkardı, aradan pek bir zaman geçmeden tekrar giyindi. Bunun üzerine beni büyük bir kıskançlık sardı. Kuma (ortak)larımdan birinin yanına gidecek sandım ve çıkıp peşini takip ettim. (Medine nin kabristanı olan) Bakîu l-gargad (Cennetül Bakî)de kendisine eriştim. Müminlere ve şehidlere istiğfar ve dua ediyordu. Kendi kendime:

- Anam babam Sana feda olsun, Ya Resûlellah! Sen Rabbinin rızası uğrunda, ben ise dünya peşindeyim, diyerek döndüm. Soluk-soluğa odama girdim. Ardımdan da Resûlullah (S.A.V.) bana ulaştı ve:

- Ey Aişe! Bu soluk soluğa nefes neyin nesi Diye sordu. Ben:

-Ya Resûlellah! Anam babam uğruna feda olsun! Yanıma geldiniz, elbisenizi çıkardınız. Sonra fazla durmadan tekrar giyin(ip git)tiniz. Beni kıskançlık tuttu. Ortaklarımdan birinin yanına gideceğinizi zannettim. Nihayet sizi Bakî (kabristanın)da (dua ve istiğfar) yaparken gördüm, dedim.