Komşunun bahçesinden hurma çalan küçük bir çocuğu
Resulullahın huzuruna getirirler:
Ya Resulûllah, bu çocuk komşunun bahçesinden hurma
çalmıştır, derler.
Resulûllah çocuğun yüzüne bakar ona otur der ve sonra
sorar:
Neden çaldın yavrucağım
Çocuk cevap verir:
Acıkmıştım! Ya Resulullah.
Resulûllah, çocuğun yüzüne bakar:
Bundan sonra, acıktığında yere dökülenleri ye, der.
Resulûllah çocuğu önce bu davranışı niçin yaptığını
soruyor ve onu dinliyor. Çocuğu dinleyen Allah Resulü çocuğun durumunu empati yapıyor
ve ona nasıl davranması gerektiği konusunda yol gösteriyor. Çocuğu suçlamıyor,
yargılamıyor, dışlamıyor. Ona nasıl davranması gerektiğini uygun bir üslupla
öğretiyor.
Yaşadığı yoğun hayat temposuyla çocuklarına vakit
ayıramayan anne babaların içine düştüğü hatalardan biri de çocuklarını anlayıp,
dinlememeleridir.
Tek taraflı bir monolog oluştuğunda zaten, anne babanın
çocuğa, doğru davranışı izah etme ve onu anlayarak onaylama şansı ne yazık ki
kalmıyor.
Zira iletişimin dört temel ayağı vardır ben ve sen,
anlayan ve anlaşılan Çocuğu ile sağlıklı iletişim kuramayan anne babalar
onları anlamaktan uzak kalıyorlar. Ebeveyninin kendisini anlamadığını düşünen
bir çocuk ise, onlarla kuracağı ilişkinin çerçevesini daraltıyor. Mesela, çocuk
o gün kendisine tüküren arkadaşına çok kızdığını ve ağladığını söylerken
annenin gözüne bakıyor. Fakat annenin zihni gündelik meşgalelere takılıp
kalıyor. Çocuğun ne söylediğine pek odaklanamıyor. Çünkü çocuğun ifadelerini
ciddiye almıyor.
Böyle bir tutum çocuğun gözünden kaçmaz, çocuk hemen
harekete geçer ve anneyi test etmeye başlar, Anne ben sana ne söyledim Anne
duraksar, Şey, galiba arkadaşının
tükürdüğünü söylemiştin der. Çocuk annenin kendisini dinlemediğinin
farkındadır. O yüzden onu sürekli test eder.
Çocuklar küçük bir davranışı dahi kayıt altına alarak,
içselleştirirler.
Bizim önemsemediğimiz bir olay çocuğun ileriki yaşamını
etkileyebilir.
Bu nedenle anne-baba hâl ve tavırları ile çocuğa değer
verdiklerini hissettirmeli ve onu dinlemelidirler.