Daha önce defalarca bu sütunlarda dile getirdiğimiz Cumhur İttifakı bileşenleri AK Parti ve MHP arasındaki atışmalarda yeni bir merhaleye geçildi.

Yine daha önce belirttiğimiz gibi aradaki ip sonuna kadar geriliyor ama tam kopma noktasında özellikle MHP tarafından birden bırakılıyordu.

Ancak artık o ipin MHP tarafındaki kısmı pek bırakılmıyor.

Sürekli geren taraf artık MHP.

Kopmaması için çaba gösteren ise AK Parti kanadı.

Liste uzun, tek tek sıralamayalım ama özellikle MHP’nin açık desteğini alan eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görevden alınması kan davasına çevrilmiş vaziyette.

Daha da önemlisi, Süleyman Soylu’nun yerine göreve gelen Ali Yerlikaya, düşman bellendi.

Ali Yerlikaya ise MHP’nin aşırı kadrolaşma gösterdiği söylenen emniyet kadrolarında ciddi manada tasfiyeler yaptı.

Yerlikaya, elbette bu tasfiyeleri tek başına yapmamıştır.

Bunu hem MHP hem de bizler pekâlâ biliyoruz.

Bu durumda işin kolayına kaçan MHP, her fırsatta İçişleri Bakanlığı koltuğunu sallıyor ama en azından şimdilik orada oturan ismi düşüremedi.

En son yaşadığımız “Barzani” krizinin faturası da yine Ali Yerlikaya’ya kesildi. Hatta Ali Yerlikaya’nın başını yemek için bu krizin köpürtüldüğünü düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Geçtiğimiz haftanın son günü Ali Yerlikaya’nın görevden alınmasını bekleyen çok sayıda isim vardı.

Ama anlaşılan o ki; “vekalet kavgası”nda taraflar geri adım atmıyor.

Daha önce MHP Kayseri Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir’in açıktan hedef aldığı Ali Yerlikaya’yı dün de MHP’nin bir başka önemli ismi hedefe koydu.

Tam ortalık sakinleşti derken önce dün gündüz saatlerinde Devlet Bahçeli'nin Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy “Tek kelimeyle rezalet” açıklaması yaptı.

Konu, Barzani'nin geçtiğimiz günlerde uzun namlulu, “bordo bereli” peşmergeler eşliğinde Şırnak'ta bir etkinliğe katılması…

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı hedef aldığı çok net belli olan Ersoy, "Süreci yönetemeyenler alt düzeyde bir kabahatli bulup konuyu kapatsalar da hakikat ortada durmaya devam edecektir!" ifadeleriyle ipleri iyice gerdi.

Aslında MHP haksız sayılmaz, ortada ciddi bir skandal var; hatta MHP bu kadar işin üzerine gitmese belki de birileri koltuğunu kaybedecek ama en azından MHP’ye prim vermemek için direnildiği havası net olarak hissediliyor.

Gerilim bitti mi dersiniz?

Hayır...

Üstelik dozajı daha da arttı.

Bu kez gece yarısı sosyal medya hesabından “adalet” vurgulu bir paylaşım yapan isim Feti Yıldız oldu.

Feti Yıldız, Devlet Bahçeli’nin en yakınındaki iki isimden biri.

Yine Feti Yıldız, açılım sürecini yürüten ve AK Parti kanadını tabiri caizse ite kaka İmralı Adası’na götüren isim.

“Adalet söylem değil eylem meselesidir” diyen Feti Yıldız’ın açıklamasından birkaç önemli satırı buraya da alalım:

- Bütün yargılama önlemleri gibi, tutuklama da geçici niteliktedir.

- Ölümcül seyir izleyen hastalığı olanlar cezaevi koşullarında tedavi edilemez.

- Adaleti sağlamak bir söylem değil, eylem meselesidir.

- Adaletin gerçekleşmesi, gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir.

- Hakkı tespit ve teslim anlamında Hazreti Ömer’in Basra’ya hâkim olarak tayin ettiği Emir Musa’ya yazdığı mektupta bu uyarıyı görürüz.

Hazreti Ömer’e göre;

Uygulanmayan bir hakkı söylemenin, icra edilmeyen bir hükmü vermenin faydası yoktur.

Evet Feti Bey’in açıklamaları çok net ve sert.

Hatta uzun süre de ülke ve siyaset gündemini meşgul edecek türden.

Yorumlamak gerekirse, bugün itibarıyla tutukluluğu gündemde tutulan en önemli iki isim Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş’tır.

Feti Bey’in yukarıdaki kastında bunlardan biri ya da ikisi mutlaka var.

Demirtaş’ın serbest kalması gerektiğini birkaç kez açıkça vurgulayan MHP kanadının çağrısı havada kalmış durumda.

İmamoğlu’na ilişkin ise, “Yargılamaların bir an önce bitirilmesi gerekir” çağrısı yapılmıştı. Yani açık bir mesaj verilmişti.

Peki ne oluyor?..

Bir sebeple MHP, iktidar kanadını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sürekli bir şeylere zorluyor.

Bunu da son günlerde sık sık yapıyor.

Hatta açılım süreci de böyle başladı.

“İmralı’ya gidiş”te büyük sancılar yaşandı.

MHP’ye yakın isimler görevden alınıyor, MHP’nin en üst perdeden sahip çıktığı isimler ise tutuklanabiliyor.

Selahattin Demirtaş gibi isimler belki de MHP ısrarla “serbest bırakılsın” dediği için hâlâ tutuklu kalıyor.

Yani ortada çok net bir bilek güreşi var.

Bu kadar gerilip bırakılan ip bir gün kopar mı dersiniz?

Başta da dediğimiz gibi kimine göre erken olsa da seçim sath-ı mailine girildiği şu günlerde yeni bir siyaset rüzgârı esiyor.

Ama “ayrılsak da beraberiz” tadında süren bu birliktelikte “Sevmiyorsan git konuş” demek de bizlerin hakkı herhalde.