Zor bir zamanda ve dönemdeyiz. Bir yolculuktayız. Hayat zamanla birlikte hızla akıp gidiyor. Biz de bu hayatın, zamanın ve koşulların içinde bulunuyoruz. Olup bitenlerden haberdarız, biliyoruz en azından. Bunun bilincinde olmak ise bir kazanım. Durup bir kenarda beklemenin, kayıtsız kalmanın bir anlamı yok. Yoksa olacaklardan olumlu ya da olumsuz bizim de payımız olur.

Sorunlardan, olacaklardan kaçmak bizi kurtarmaz. Sorumluluklarımızı gidermez. Her birimizin mutlaka yapabilecekleri vardır. Hakikat içinde olan, çabalayan ve canhıraş çalışanlar var. Bunları iyi gözlemlemeliyiz. Hayat, deneyimlerle geçiyor. Bir yanlış bir yerde varsa onu ya gidermeli ya da uzak durmalıyız.

Zorluklar insanlar içindir. Zorlukların giderilmesi ya da azalması bir rahatlama getirir.

Bu zamanda en önemli sorun birlikte olamamak, konuşamamak, sağlıklı tartışamamak. Yanlışlar üzerinde ısrar edilince o zaman çıkmazlar içinde kalınır. Konuşma dilimiz en munis, en sevecen ve tatlı bir hâl ile olmalı ki muhatabımız bizi dikkate alsın. Konuşmamızın dili yüzümüze yansır, bu karşısındaki insana hem güven verir hem de rahatlatır.

Önyargılardan kaçınmalıyız. Kimi olumsuzluklar hissedilse bile, mümkün olduğunca olumluya yormak, onun da öyle olduğunu ihsas ettirmek gerekir.

Doğrular ve iyiler bir zaman sonra mutlaka karşılık bulur. İyilik ve güzellik tohumlarını, sözleri serpip gidelim. Ardımıza bakmadan koşalım. Yanımızda belirecek olanlarla hem konuşalım hem de hızlanalım.

Her şeyden önce kendimizle barışık olmalıyız. Kendimizle olan çekişmeler, didişmeler bizi iyiye ve olumluya götürüyorsa o zaman bir değeri olur.

Güzel ve iyi insanlar her hâl ve durumda kendilerini belli ederler. Zaman onların tanığı olur. Koşularımızda şenlikli, mütebessim, sevgi dolu bakışlılıklarımız etkisini gösterir.

Etrafımızdaki kuşatılmışlıkların farkında isek onları yırtıp geçmenin, yol açmanın, yol bulmanın mutlaka bir çıkışı olur. Küresel emperyalizm bizi öylesine etkisine almış, öylesine kuşatmış ki, her halimiz onların arzuladığı gibidir. Gerek onların dayatmaları gerekse bizim kendi tercihlerimizle kabullendiğimiz bu kirli giysileri, hâl ve durumları sıyırmalıyız.

Hiçbir şey kendi hâline bırakılamaz, hiçbir şey rastlantılara terk edilemez. Eğer siz varsanız, bir yolda ve koşudaysanız söz konusu olumsuzluklar giderilir. Yanınızdakiler artınca güçlenirsiniz.

Zora aday değilseniz kolay olanı bulamazsınız. Kimi zaman yalnızlığı göze almazsanız, istediğinizi gerçekleştiremezsiniz. Yanlış yol ve koşularda onlarla olmak insana bir şey kazandırmaz. Tam tersine kemirir, olan iyilik ve güzellikler varsa onları da yok eder.

Uzaklar şimdi çok daha yakın. İnsanları birbirine bağlayan çok neden var. Hayatı kimi zaman kolaylaştıran kimi zaman zorlaştıran yönleri de bulunuyor.

Siz kiminle birlikte iseniz onlarla anılırsınız. Birlikte olduklarınızın önemi, kıymeti, varlıkları yaptıklarıyla bilinirler. Zamanın hızlı akışında bulunduğunuz ortamda insanı tanımamak çok da zor olmasa gerek.

Hayatın görünen hilelerini iyi gözlemle ki onlardan sıyrılabilinsin.

Hayat, bir aşk sürecidir. Sevgiyle, adaletle, hakla, hakkaniyetle yüklüyse o güzellikleriyle ışıldar. Sevginin dili bir bütündür. Nereden bakılırsa bakılsın o şirazesini, ruhunu, görünümünü yansıtır.

Siz başlangıçta nasılsanız, nasıl donanmışsanız sonunuz da odur. Zamanla değişime uğramadan ancak kendinizi kendi ruh ortamında yenilersiniz.

Olumlu olana dönmek, onunla halleşmek kazanımdır. Olumsuzluklardan yüz çevirmek güzele ve iyiye yönelmedir.

Birlikte olalım, konuşalım ve çoğalalım. Kendimize ve işimize bakalım.