Batıya şirin görünmek isteyen ve makam kaygısı taşıyan

bir kaç kendini bilmezin icadı olan Meşrutiyet, Osmanlı nın parçalanmasının

önemli adımlarından biri olmuştur.

Birinci Meşrutiyetin ilanını ve gelişimini anlatırken,

olayın baş aktörlerinin söz ve icraatlarına tek tek bakılması gerekir.

Meşrutiyet Oyunu nun ilanında etkin olarak yer alanların bazıları daha sonra

yaranmaya çalıştıkları batılılar tarafından terk edilmiş, gönderildikleri

sürgün şehirlerinde sefaletle yaşamlarını tüketmişlerdir. İyi, güzel ve ileri

olarak gördükleri Batılıların her türlü aşağılamalarına maruz kalan bu güruhun

temsilcileri bugün de var aramızda. Batı taklitçiliğinde sınır tanımayan, her

şeyin en iyisinin ve en güzelinin batıda olduğunu zannedip ona göre ahkam

kesen, kendi toplumuna yabancı kalan insanlar bugünde köşebaşlarını tutmuş

durumda. Ülkemizin önündeki en önemli mesele, emperyal güçler tarafından

milletimize aşılanmış Taklitçilik hastalığıdır. Bir başka deyişle aşağılık

kompleksidir, kendine güvensizliktir ve körü körüne ötekine hayranlıktır. Öteki

kim Tarih boyunca bu ümmete düşmanlık yapmış, bu ümmeti esir etmenin, köle

yapmanın yollarını aramış ve bir dönem bunu gerçekleştirmiş zihniyettir öteki.

Ötekinin tasallutundan kurtulmanın tek yolu ise aslına rücu etmekten, tarihin

en şerefli milleti olduğumuzun idrakine varmaktan geçer.

  Mithad adının ebced hesabıyla Deva-i Devlet olduğunu

keşf ve ilan etmiş olan hasta bir halka...

O DEVAYI VERMEK

ZORUNDAYDIM

Birinci meşrutiyet, Sultan II. Abdülhamid in, Madem ki

millet, kendi mukadderatını bir de kendisi idare etmek tecrübesinde bulunmak

istiyor, milletin istediği olsun dedim ve eldeki layihalar arasında Mithad

Paşa nın küçük bir düzeltme ile onaylayarak bilinen Hatt-ı Hümayunu çıkardım.

Mithat Paşa nın layihasını öncelikle kabul etmek zorundaydım. Çünkü Mithad

adının ebced hesabıyla Deva-i Devlet olduğunu keşf ve ilan etmiş olan hasta

bir halka, yine onun hazırladığı devayı vermek zorundaydım... Başka türlü

susturamazdım sözleriyle ilan edildi.

AVRUPA devletleriyle yapılan antlaşmaların ortaya

çıkardığı ekonomik buhran, Osmanlı nın elini kolunu bağlar hale gelmişti.

Fransız Devrimi nin etkileriyle ortaya çıkan özgürlükçülük ve ulusçuluk

akımları, Osmanlı daki sıkıntıların daha da büyük bir şekilde hissedilmesine

yol açmıştı. Kaybedilen topraklar ve imzalanan ticaret anlaşmaları sebebiyle

ülkeye giren mallardan düşük gümrük vergileri alınıyordu. Bu durum hem devletin

gelirlerini azaltmış hem de yerli sanayinin gerilemesine yol açmıştı.

Balkanlar da bağımsızlık talebiyle ayaklanmalar çıkmış, Ortadoğu karıştırılmış,

bu yerlerdeki çatışmalar, Avrupa devletleri ile Çarlık Rusyası tarafından körüklenmişti.

Sınırları içindeki gayri müslimlerin durumlarının düzeltilmesi gerekçe

gösterilerek, Osmanlı ya reform baskısı uygulanmaya başlamıştı. Tanzimat

Fermanı (1839) ile Islahat Fermanı (1856) nın ilanları bu tür koşullarda

gerçekleşti.

MİTHAD PAŞA VE

ARKADAŞLARININ AYAK OYUNLARI

Muhaliflerin devletin kurtarılması için getirdikleri

çözüm önerilerinde ilk sırayı anayasa ve parlamento alır. Fransız İhtilali

sonrasında ihtilalin getirdiği yeni sistem ve eşitlik arayışıyla Almanya,

İtalya gibi çeşitli bölgelerde ortaya çıkan Jön hareketleri, Osmanlı da  biraz daha ileri sayılabilecek bir tarihte

(1860 ların ortası) etkisini göstermeye başlar. Kuleli Vak ası (1859), Osmanlı

muhalefetinin ilk başkaldırısı olarak görülebilir. Daha sonra 1860 larda Yeni

Osmanlılar Jön-Türkler) hareketi başlar. Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi

gibi Yeni Osmanlı hareketinin öncüleri, bu dönemin etkili muhalif figürleridir.

Geleneğe uygun olarak Yeni Osmanlılar muhalefeti de meşruiyetini İslâmiyet in

kendisinden alır. Tıpkı Yeni Osmanlılar gibi 1890 sonrasında Jön Türklerin

muhalefeti de uzunca bir süre Sultan dan ziyade etrafındakilere yönelik

olmuştur. Yeni Osmanlı hareketi, Avrupa ülkelerindeki anayasal monarşilerden

etkilenmiş, Osmanlı Devleti nin meşrutiyetle yönetilmesi gerektiğini

savunmuştur.

ALINAN DIŞ BORÇLA,

HEM EKONOMİK HEM DE SİYASİ BUNALIM BAŞLADI

Osmanlı, 1850 lerden itibaren dış borç almaya başlamış,

1870 lere gelindiğinde devlet hem ekonomik hem de siyasal bunalıma

sürüklenmişti. Bu bunalım sırasında Midhat Paşa ve arkadaşları 30 Mayıs 1876 da

Abdülaziz i tahttan indirerek yerine Beşinci Murat ı geçirmek istedi. Ancak,

Beşinci Murat ın ruh sağlığı, reform taraftarı bu kişilerin isteklerine cevap

verebilecek yeterlilikte değildi. Bunun üzerine Beşinci Murat ı tahttan

indirirerek yerine Sultan İkinci Abdülhamid i geçirdiler.

ÜÇ TASLAK

HAZIRLATILDI

Meşrutiyet, batıya şirin görünmek isteyen ve makam

kaygısı taşıyan bir kaç kendini bilmezin icadıdır. 1876 Kanun-i Esasi si

(Anayasa) çalışmalarını Server Paşa başkanlığındaki bir heyet yürütmüştür.

Server Paşa, Sultan Abdülaziz devrinde çeşitli nazırlıklar ve elçiliklerde

bulunmuş bir devlet adamıydı. Heyet ise, 10 tane ilim

adamı, 16 mülkiye memuru ve 2 subaydan müteşekkildi. Ayrıca heyette 3 tane

Hıristiyan müsteşar bulunmaktaydı.

PADİŞAHIN MECLİSİ

KAPATMA YETKİSİ VARDI

1876 Anayasası olarak da bilinen Kanun-i Esasi, aslında

padişahın egemenlik haklarına bir kısıtlama getirmiyordu. Yürütme yetkisini

tümüyle elinde tutan padişah, sadrazam ve vekilleri (bakanları) istediği gibi

atayıp görevden alabiliyordu. Meclisin vekiller üzerinde denetim yetkisi yoktu.

Padişah, istediğinde meclisi kapatma ve yeniden seçimlere götürme yetkisine de

sahipti. Ayrıca padişah, kamu yararı için gerekli gördüğü kişileri sürgüne

gönderebiliyordu.

Kanun-i Esasi uyarınca iki kanatlı bir parlamento

oluşturuldu. Üyeleri seçim yoluyla belirlenen meclise Meclis-i Mebusan, üyeleri

atama yoluyla belirlenen meclise de Âyan Meclisi deniliyordu. İki meclisin

oluşturduğu parlamento Meclis-i Umumi (Genel Meclis) olarak adlandırılmıştı.

Âyan Meclisi nin başkan ve üyeleri doğrudan padişah tarafından atanıyordu.

Anayasaya göre Genel Meclis, padişahın buyruğuyla Kasım da açılıyor, Mart başında

da çalışmalarını tamamlıyordu.

SADRAZAMIN, PATRİK

ZİYARETLERİ

Kanun-i Esasi nin ilanını Hıristiyanlar ve diğer

azınlıklar sevinçle karşıladı.Sadrazam Midhat Paşa, Ermeni ile Rum patriklerini

ziyaret ederek desteklerini istedi. Bu durum Osmanlı için bir ilkti. İlk defa

bir Sadrazam, Ermeni ve Rum patriklerinin ayağına gidiyordu.

USUL-İ

MEŞRUTİYETİN HER KAVME, HER İSTİDAD-I MİLLİYE MÜFİD OLAMIYACAĞINI

ZANNEDERDİM...

O günlerde birincisi Midhad Paşa ya, ikincisi Mabeyn

Başkatibi Said Paşa ya, üçüncüsü de bakanlar kuruluna ait olmak üzere 3 tane taslak

hazırlatılmıştır. Uzun müzarekereler ve yapılan birkaç değişiklikle Midhad

Paşa nın hazırladığı taslak benimsenmiş bunun neden böyle olduğu ise 1960

yılında yayınlanan Abdülhamid in Hatıra Defteri isimli kitapta şöyle

açıklanmıştır:

Filvaki o (Midhad Paşa) öteden beri Meşrutiyetin

taraftarı idi. Lakin ismini ve bazı kitaplarda medhidini işitmekle hasıl olmuş

bir taraftarlık. Midhad Paşa, Meşrutiyet in Avrupa ya te min etmiş olduğu

feviâdi yalnız görmüş, fakat o ümranın diğer saik ve sebeplerini tetkik

etmemişti. Sülfato (kinin), her hastalığa, her bünyeye yaramadığı gibi; usul-i

meşrutiyetin de her kavme, her istidad-ı millîye müfid olamıyacağını

zannederdim; şimdi ise muzir bulunduğuna kaniim. Midhat Paşa, Kanun-u Esasi nin

behemehal ilan olunmasını teklif ettiği zaman, hiçbir devletin Kanun-u

Esasi sini tetkik etmemiş ve bu babda esaslı bir fikir edinememişti. Rehberi,

Odyan Efendi idi. Odyan Efendi ise, o zaman bile bizde en mümtaz hukukşinas

değildi. Hele memleketi hiç bilmezdi. Zannederim ki bu vukufsuzluk yüzünden

Mithad Paşa ile Taif kalesine kadar beraber gitti. (Taif: Mithat Paşa nın

idam kararı, II. Abdülhamid tarafından sürgüne çevirilerek gönderildiği

Mekke nin 150 km. güneydoğusundaki şehir.

RUSYA YA SAVAŞ

İLANI İLK İCRAATLARI OLDU

Sultan İkinci Abdülhamid, tahta çıktığı zaman

Balkanlar da ayaklanmalar başlamış ve Çarlık Rusyası Osmanlılara bir ültimatom

vermişti. Avrupa devletlerinin İstanbul da topladığı bir konferansta Balkan

sorununu tartıştıkları ve Osmanlı Devleti nden reformlar yapmasını istedikleri

sırada, II. Abdülhamid siyasi bir manevrayla 23 Aralık 1876 da Kanun-i Esasi

(Anayasa) yi  ilan etti. Böylece meşruti

yönetime geçilmiş oldu.

II. Abdülhamid Mithad Paşa yı sadrazam yapmıştı. Gayri

müslimlerin de yer aldığı Meclis-i Mebusan ilk iş olarak Rusya ya savaş ilan

etti. 93 harbi ismiyle tarihimize geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam

bir felaketti. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk,

Bulgaristan dan İstanbul a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid,

diğer yandan da devleti parçalanma ve yok olmaya doğru götüren Meclis-i

Mebusan ı kapatarak, idareyi yeniden ele aldı. Ayastefanos Antlaşması ile

Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum u

kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Sultan Abdülhamid, Kıbrıs ı geçici

bir süre için kiralayarak yeniden topladığı Berlin Konferansı nda kaybedilen

toprakların bir kısmına yeniden sahip oldu.

KRONOLOJİ

1 Aralık           Türk

Askerinin Kore de Kunuri Zaferi (1950)

2 Aralık           Namık

Kemal in ölümü (1888)

3 Aralık           Sultan II. Selim in vefatı (1574) Kıyafet

Kanunu nun Kabulü (1934) BM                Kuvvetleri nin Kore den çekilmeye başlaması (1950)Pakistan-Hindistan

Savaşı (1971)

4 Aralık           Kahire

Konferansı (1934)

7 Aralık           Japonlar ın

Pearl Harbour baskını (1941)

9 Aralık           Kudüs ün

elimizden çıkışı (1917)

10 Aralık         İnsan

Hakları Evrensel Beyannamesi nin yayınlanması (1948)

11 Aralık         MGK

Genel Sekreterliği kuruldu (1962)

                        Türkiye nin

Bağdat

                        Büyükelçiligi

İdare

                        Ataşesi

Çağlar Yücel,

                        arabasında

uğradığı

                        silahlı

saldırı sonucu

                        öldürüldü

(1993)

15 Aralık         2.

Sultan Selim in vefatı (1574)

17 Aralık         Pakistan ın,

Hindistan a karşı yenilgisi veateşkes (1971)

18 Aralık         Demokratik

Parti Kuruldu. (1970)

20 Aralık         1954 Seçimlerinden sonra bazı milletvekilleri

DP den ayrılarak Hürriyet Partisi ni kurdular (1955)

21 Aralık         III.

Murat ın tahta çıkışı (1574)

Cenevre de Orta Doğu

Konferansı (1973) Sovyetler in Afganistan ı işgali (1979) ABD nin Panama yı

işgali (1989)

22 Aralık         I.

Ahmet in tahta çıkması (1603) HSYK kuruldu (1962)

23 Aralık         I.

Meşrutiyet in ilanı (1876)

25 Aralık         İsmet

İnönü nün ölümü (1973)

26 Aralık         Uluslararası

Takvim ve  Saat in kabulü (1925)

27 Aralık         Mehmet Âkif Ersoy un vefatı (1936)  Pakistan Eski Başbakanı Benazir Butto,

Ravalpandi deki miting sonrası uğradığı suikast sonucu öldü (2007)

30 Aralık         Irak ın

Devrik Lideri Saddam Hüseyin, Bağdat ta idam edildi  (2006)