“Büyük Doğu mücadelesi”ni başlattı...
Şair, yazar ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek’in doğum-vefat yıldönümü vesilesiyle hazırladığımız bugünkü sayfamızda, onun hayatını sayfamızın imkanı nispetinde anlatmaya çalıştık. 1980’de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’nü, ‘İman ve İslam Atlası’ adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı’nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü’nü (1982) alan Necip Fazıl Kısakürek, ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı’nca 1980’de verilen beratla ‘Sultan-üs Şuara’ (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazandı. Tek partili Milli Şef döneminde Büyük Doğu mücadelesini başlatıp ömrünün sonuna kadar sürdüren Necip Fazıl Kısakürek’i rahmetle anıyor, o ve onun gibi dik duran Müslümanların sayısının artmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyoruz.
NECİP Fazıl, 26 Mayıs 1905’da doğdu. Maraş’lı bir ailenin evladı olan Necip Fazıl’ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş’taki konağında geçti. İlk ve orta ögrenimini Amerikan ve Fransız kolejlerinde yaptı. Bahriye Mektebi’nde 3 yıl okuduktan sonra diploma almayı beklerken okul 4 yıla çıkarılınca bıraktı. Bahriye Mektebi yıllarını kendisi şöyle özetliyor: “O zamanın ütopyasına göre harp kazanıldıktan sonra bize geçecek olan Fransız donanmasının zırhlılarında vazife görmeğe ve prenseslerin ellerinden öpmeğe namzet zabitler yetiştirildiğimiz, bu şartlara göre seçilip alındığımız, herkes saman ekmeği yerken, nefis sofralara oturduğumuz, müzikle yemek yediğimiz, saraylara mahsus muaseret edepleri içinde yoğurulduğumuz, böyleyken disiplinlerin en yakıcısı ile kavrulduğumuz, memleketin en namlı hocalarına malik bulunduğumuz ve tatile üç ayda bir çıktığımız, Bahriye (denizcilik okulu) mektebi. Şairliğim işte orada başladı. Hocalarım Tarihte: Yahya Kemal Beyatlı, Edebiyatta: Hamdullah Suphi Tanrıöver, Felsefede: İbrahim Aşki ve Din dersleri hocamız Aksekili Ahmet Hamdi efendiydi. Demokrat Parti döneminde Diyanet İşleri Reisliği’nde bulunan ve makamıyla vicdanı arasındaki muhasebe neticesinde kalbi çatlayıp ölen Ahmed Hamdi Aksekili...
Bahriye mektebinden çıkınca birden bire kendimi sokaklarda elvan elvan, biçim biçim, İngiliz, Fransız, İtalyan askerleri, gittikçe açılan tango çarşaflı kadınlar, İstanbul’un içine birer fuhuş şeytanı halinde düşen Ruslar, nereye gideceklerini ve ne yapacaklarını bilmeyen şaşırmış beyaz sarıklı hocalar, yere eğik astıragan zabit kalpakları ve fesler; Hummasız ve meselesiz kafalar üzerinde kırmızı fesler. Hiçliğe doğru uğul uğul akan bir cemiyet içinde buldum elveda Bahriye mektebi...
1921’lerde ben 17 yaşlarındayım ve Bahriye mektebinde olduğu gibi Darulfünuna kayıt yaptırmış en küçük talebeyim. Şiirlerim devamlı yayınlanmakta. Arkadaşım ise Hasan Ali Yücel. İlk şiirlerimi ona okuyorum ve o bayılıyor. Kadroda Ahmet Haşim, Fevzi Lütfi, Yakup Kadri, Yahya Kemal, Halide Edip, Refik Halid, Ahmed Refik, Köprülüzade Fuad ve benzerleri var işte...”
“KÂBUS ŞEHRİNDEKİ HAYATIMI ANLATMAYA HİCABIM VE İSLÂMİ EDEBİM MANİDİR.”
İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdikten (1924) sonra Fransa’da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okuyan Necip Fazıl, Paris hayatını sadece bir cümle ile anlatır: “Kâbus şehrindeki hayatımı anlatmaya hicabım ve İslâmi edebim manidir.”
Paris’te geçen günlerinden sonra, Türkiye’ye dönüşünde Hollanda, Osmanlı ve İş bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı. Bir Fransız okulu, Robert Kolej, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde hocalık yaptı(1939-43). Sonraki yıllarında fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı. İlk şiirleri Yeni Mecmua’da yayımlandı. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra, yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta çağdaşı şairlerin en önüne çıkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlık ve heyecan uyandırdı. “Bir mısraı bir millete yeten şair” diye tanıtıldı. Henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayı başardı.
Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç oldu. O günlerde Beyoğlu Ağa Camii’nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanışarak bir daha ondan kopamadı. İlk karşılaşmayı, şu mısralarla dile getirir, “Bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız/ Ruhuma büyük temel çivisini çaktınız.”
YÜZLERCE YIL HAPİS İSTEMİYLE YARGILANDI
NECİP Fazıl’ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar. Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görür. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır.
Üstad Necip Fazıl’ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar önemli yönü, çıkardığı dergiler ve bu dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadeledir. Haftalık Ağaç Dergisi(1936, 17 sayı) dönemin ünlü edebiyatçılarının toplandığı bir okul olmuştur. Büyük Doğu Dergisi’nde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi. Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır. Sık sık kapatılan ve toplatılan Büyük Doğu’nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Millî Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı. Büyük Doğu’da çıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandı. 1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde verdiği konferanslarla büyük ilgi topladı, bir manada Anadolu’yu yeniden ayağa kaldırdı. 1980’de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’nü, ‘İman ve İslam Atlası’ adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı’nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü’nü (1982) alan Necip Fazıl Kısakürek, ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı’nca 1980’de verilen beratla ‘Sultan-üs Şuara’ (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazandı. Rahmet-i Rahman’a göç ettiği tarih 25 Mayıs 1983’tür. Eyüp Sultan’daki Şeyhi’nin dergahının yanına defnedildi.
Hırs
Sen kaçan bir yavru geyiksin dağda
Ben peşine düşmüş bir canavarım
İstersen dünyayı getir imdada,
Yeryüzünde bir sen, bir de ben varım.
Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu hayali kollar
Enseni yakacak sıcak nefesim.
Kimsesiz odanda kış geceleri
İçin ürperdiği anlar beni an.
De ki odur sarsan pencereleri
De ki, rüzgar değil, odur haykıran.
Göğsümden havaya kattığım zehir
Solduracak bir gül gibi ömrünü
Kaçıp dolaşsan da sen şehir şehir,
Bana kalacaksın, gene son günü
Hırsım gibi sonsuz yaşarsan sende,
Ben ölümle sırdaş olur beklerim.
Hırsıma toprağı, rakip etsen de,
Mezarında bir taş olur beklerim
KRONOLOJİ
1 MAYIS TRT Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu (1964).
2 MAYIS Bingöl’de deprem meydana geldi. Depremde 176 kişi öldü, 522 kişi de yaralandı (2003).
3 MAYIS Fatih Sultan Mehmed’in vefatı ve yerine II. Bayezit’in tahta çıkması (1481).
4 MAYIS Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasında, Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistinlilere özerklik verilmesini öngören anlaşma (1994).
8 MAYIS 2. Dünya Savaşı’nın sonu (1945).
10 MAYIS Cezzar Ahmet Paşa’nın, Akka’da, Napolyon’a karşı zaferi (1799).
13 MAYIS Mehmet Ali Ağca’nın,Roma’da, Papa’ya yönelik suikastı (1981).
13 MAYIS Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen bir madende çıkan yangın sonucunda 301 maden işçisi hayatını kaybetti, 80 işçi yaralandı. (2014)
14 MAYIS Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Cerbe Deniz Savaşı’nı kazandı. (1560)
15 MAYIS İzmir’in işgali (1919).
17 MAYIS Danıştay’a avukat Alparslan Arslan tarafından düzenlenen silahlı saldırıda
Danıştay İkinci Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi ve dört üye yaralandı. (2006)
18 MAYIS Sovyetler Birliği lideri Stalin’in emri ile Kırım’da soykırım amacı ile sürgün yapıldı. (1944)
19 MAYIS Mustafa Kemal Paşa’nın, Samsun’a gidişi (1919).
20 MAYIS Sultan II. Osman’ın katli (1622).
21 MAYIS Albay Talat Aydemir’in ikinci darbe girişimi. Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi (1963).
21 MAYIS Anayasa Mahkemesi, Milli Nizam Partisi’nin kapatılmasına karar verdi. (1971)
21 MAYIS Hacda şeytan taşlama sırasında çıkan izdihamda 185 hacı öldü. (1994)
24 MAYIS Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. (1040)
24 MAYIS Bulgaristan zulmünden zorunlu Türk Göçü (1989).
24 MAYIS Yüzde 85’i yerli malzeme ile üretilen ilk Türk uçağı ‘Mavi Işık 79-XA’,
Kayseri İkmal Merkezi’nde başarılı bir deneme uçuşu gerçekleştirdi. (1979)
25 MAYIS Necip Fazıl Kısakürek’in doğumu. (1983)
26 MAYIS II. Bayezit’in Vefatı (1512).
26 MAYIS Necip Fazıl Kısakürek’in doğumu. (1904)
27 MAYIS Ordu Yönetime El Koydu (1960).
29 MAYIS Kabakçı Mustafa Ayaklanması ve Sultan III. Selim’in tahttan indirilip, IV. Mustafa’nın tahta çıkartılması (1807).
29 MAYIS İstanbul’un Fethi (1453).
29 MAYIS Bilderberg Toplantıları’nın ilki yapıldı. (1954)
30 MAYIS Günümüzdeki adıyla İstanbul Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinin ertesi günü kuruldu. (1453)
30 MAYIS 32. Osmanlı padişahı Abdülaziz tahttan indirildi. (1876)
30 MAYIS I. Balkan Savaşı sona erdi. (1913)