Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
“Üzkürû / Zikrediniz” (Maide 11)
Ne zaman ve nasıl zikredeceğiz?
Önce buradaki bu “zikir” yukarıda bahsedilen namazların zikridir. Yani biz günde üç defa (sabah, öğle-ikindi, akşam-yatsı) bir araya geleceğiz ve namaz aralarında zikrederken bu arada anlatılanları zikredeceğiz, birbirimize anlatacağız. Farklı konuları farklı kişiler çalışacak ve sıra ile diğerlerine anlatacaklardır. Eğer başkan anlatıp da diğerleri dinleyecek olsaydı; “sen namazı kıldır”da olduğu gibi “sen onlara anlat, dinlesinler” derdi. Oysa “siz zikrediniz” denmektedir. Bu zikretme ameli de ancak sıra ile konuşma şeklinde ortaya çıkar veya sıra ile birbirimize anlatırız anlamı ortaya çıkar.
İnsanlar araba kullanmayı öğrendikleri gibi konuşmayı da öğrenmek zorundadırlar. Nasıl Kur’an okumak-anlamak-uygulamak bize farz ise aynı şekilde konuşmak ve anlatmak da böylece farzdır. İşte buradaki emir “anlatınız, müzakere ediniz” demektir.
Biz “www.akevler.org” yayın sitemizde de bunu yapmak istiyoruz. Aynı yerin cemaati yazsın ve birbirlerine okusunlar istiyoruz. Kendilerine kolaylık olsun, yazarlar seçilsin ve burada anlatılsın. Bazı önemli değişikliklere ihtiyacımız vardır. Şimdi isteyen istediğini yazıyor, uzatıyor veya kısaltıyor. Bu hatalıdır. Biz 32 sayfalık bir dergi çıkaralım dedik. Bunu 16 kişi yazsın dedik. Herkes haftada 2 sayfa yazacaktır. 35 sayfa olsa günde 5 sayfa okunarak bir haftada bitirilir. Demek ki her namazda bir sayfa okursak bir haftada dergimiz biter. Haftalık tefsir seminerleri notlarımızı okuduğumuz gibi dergiyi de böylece okumamız gerekmekte.
“Üzkürû ni’metellahi / Allah’ın nimetini zikrediniz.” (Maide 11)
Evet, günde üç defa namazlar arası “Allah’ın nimetini zikrediniz” deniyor.
Allah yeryüzünü Âdemoğulları için var etti. Yeryüzü insanlara emanettir. Sonra İbrahim milletine bu arzın yönetimini verdi. Sonunda Kur’an müminlerine nimet verdi. İşte zikredilecek olan budur.
Allah’ın en büyük nimeti elbette Kur’an’dır. O halde Kur’an zikredilecektir. Kur’an’ın bir anlatılan manası vardır, buna “zikr” denir. Bir de ondan istihraç edilecek fıkhi manası vardır. Sonra da hikmetlerinin öğrenilmesi var.
Yani namazlar arası vakitlerde öğreneceklerimiz üç derecededir.
- Nasıl amel edeceğimizi öğreneceğiz. Bize ‘şunu yap, bunu yap’ diyecekler, biz de onu yapacağız. Bu kadarını öğrenmeye herkes mükelleftir. Yaptırılarak öğretilir.
- Fiillerimizi hükümleri ile bilmek zikirdir; yani bu haramdır, bu mekruhtur, bu farzdır diye bilerek amel etmek gerekir.
- Hükümler delilleri ile bilinmelidir, yani dört delil üzerinde durulacaktır; ayet, hadis, icma ve kıyas.
- Rusuh mertebesindeki araştırmalar (“er-rasihune fi’l-ilmi” - Al-i İmran 7) mertebesindeki çalışmalar) ise namazlarda değil de başka zamanlarda yapılacaktır.
Dersler öyle verilir ki; katılanların da kolaylıkla anlayacağı şekilde anlatılır. Misal, abdest nasıl alınır; göstererek öğretilir. Sonra abdestin farzları, sünnetleri, müntahapları hangileridir, bunlar öğretilir. Sonra da buna dair ayetler ve hadisler anlatılır.
Çocuk beşikten itibaren mezara kadar bu cemaat içinde büyür, insan hayatının her döneminde kendisine ihtiyaç ve nasip olduğu kadarını alır.
İnsanlar 33 yaşlarına kadar öğrenirler, 33 ile 66 yaşlarına kadar uygularlar, 66 yaşından sonra da anlatırlar.
“Aleyküm / Sizin üzerinize olan (Allah’ın nimetini zikredin)” (Maide 11)
Yeryüzü ülkelere bölünmüştür, ülkeler illere bölünmüştür, iller bucaklara bölünmüştür, bucaklar ocaklara bölünmüştür. Beş vakit namaz ocaklarda kılınır. Günde üç defa toplantı aşiretlerde yani ocaklarda yapılır. Burada Allah’ın nimetleri anlatılacaktır. Başka insanlar üzerindeki nimetleri değil, kendi ocakları üzerindeki nimetleri anlatılacaktır. (Devamı var)