İnsanoğlu sonlu olan dünyadan sonsuz olan ebediyete

giderken inişli çıkışlı patikalardan geçer. Yol boyunca karşısına çıkan en

büyük engel ise modern psikolojinin dürtü dediği nefsidir. Ne zaman iyi bir

şeye meyletse nefsinin engellemesi ile karşılaşır. Nefs, insanın sahip olduğu

ilkel eğilimlerdir ve sürekli onu aşağı doğru çekme çabasındadır. İnsan nefsi

ile verdiği mücadelede kimi zaman kaybeder kimi zaman kazanır.

Çocukluk döneminde daha bağımsız olan nefis, taleplerinin

yerine gelmesi için ısrar eder. Bu konuda önüne çıkan bütün engelleri bertaraf

edip yoluna devam etmek ister. Neyse ki, çocuk yaşamını disipline edebilecek

bir aileye sahiptir. Ağaç yaşken eğilir misali ailenin yardımı ile

davranışlarını kontrol altında tutmayı öğrenir. İyiliğin çekirdeği çocuğun fıtratında

mevcuttur. Ailenin görevi bu çekirdeği besleyip büyütmektir. Anne baba, çocuğun

iç dünyasında mevcut olan, adalet, hürriyet, şefkat, diğerkamlık, cömertlik,

vefa, iyilikseverlik gibi değerlerin gelişmesine yardımcı olmalıdırlar.

Çocuk aklı ve iradesi ile değil dürtüleri ile hareket

eder. Dürtüleri ona iyi kötü ayrımı yapmadan emreder ve istediği şeyin olması

için diretir. Erişkinle çocuğu ayıran en temel unsurlardan biridir bu. Erişkin

bir kişi dürtü kontrolünü sağlamıştır, içinden gelen her sese kulak vermez,

fakat çocuk daha hayatın başındadır, davranışlarının kontrolünü sağlamakta

güçlük çekmektedir. Çocuk gün geçtikçe biraz daha güçlenmekte ve kontrol

duygusunu geliştirmektedir. Fakat çocukluğun sokaklarından bir türlü çıkamayan

erişkinler de vardır. Aileden yeterli desteği alamayan bu kimseler, bedenen

büyümüş olsalar da, ruh ve duygu dünyalarında hâlâ çocukturlar. Dürtülerini

kontrol edemezler, suça eğilim gösterir, fıtratları ile çelişecek tutum ve

davranışlarda bulunurlar. Adeta erişkin bir bedene hapsedilmiş bir çocuk

gibidirler. Ne söyleseniz kar etmez ve siz onları bir türlü büyütemezsiniz.

Anne babanın eksik bıraktığı o boşluğu ne yazık ki bu kişilerin eşleri ya da

yakınındaki kişiler doldurmaya çalışırlar. Fakat bu pek mümkün olmaz.